::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Dr. Ali Cerrahoğlu ile dünden bugüne sohbet

Dr. Ali Cerrahoğlu ile dünden bugüne sohbet
Haber Giriş:
09 Ekim 2019 Çarşamba 10:04

Değerli Tarsus Ekspres okuyucuları “ Gayrimenkul Sohbetleri” köşemizin  bugünkü konuğu Tarsus’ta Sivil Toplum Kuruluşları’nın bir çoğunda kuruculuk, yöneticilik ve başkanlık yapmış, yapmış olduğu çalışmalarla bir çok platformda Tarsus’umuzun adını duyurmuş ve her şeyden önemlisi   2015 yılında “Avrupa’nın Beş Yıldızlı Doktoru” ünvanı almış  çok değerli ağabey’im Sayın Doktor Ali Cerrahoğlu.

Öncelikle köşemize konuk olduğunuz  için çok teşekkür ederim. Bizi gururlandırdınız. İlk sorum nasıl bir evde doğdunuz ?  Çocukluk yıllarınız nasıl geçti ?

Ben 1960 yılında Tarsus’ta  doğdum. Doğduğum ev dedemlerden kalma bir evdi . Şimdiki Sadık Eliyeşil ilkokulunun karşısında idi. 1924 yılında yapıldığını hatırlıyorum. Eski hali biraz metruk bir evdi. Bizimkiler restore ettirmişti.  Bahçesinde çokça çiçekler vardı. O yıllarda Tarsus’ta sokak  kapıları  kapanmazdı. Sadece gece yatarken kapınızı çekerdiniz.  Babamlar iş çıkışı gelen geçenle sohbet ederlerdi. Mahalle kültürü vardı. Nüfus azdı. O zaman yarenlik alanı tek yönlü gidiş gelişli ve trafiğe açıktı. Orada yaşadık. Biz altı kardeşiz. Hepimiz orada okuduk. Şansımıza  evimizin okulun karşısındaydı. Zil çalınca okula hemen  geçerdik. Çocukluğumuz o bahçeli evde geçti.

Daha sonra kolej yıllarınız  başlıyor .

İlkokul bittikten sonra sınava girmiştim. O dönem hem Marif kolejini hem de Tarsus Amerikan Koleji’ni kazanmıştım. Ben Tarsus Amerikan Koleji’ni seçtim. Çok da zorlandık aslında rahmetli babam mal müdürlüğünde memurdu. O zaman maliye ve mal müdürlüğü birlikteydi. Şimdiki kaymakamlık binasının yerinde tarihi bir bina vardı . Müthiş güzel bir binaydı. Keşke korunsaydı . Babam orda 37 sene çalıştı. Bizde başarılıydık. Çok güzel bir öğrencilik hayatım oldu. Okula bisikletle gider gelirdim. Bisikleti babam sınav hediyesi olarak almıştı.

Kolej sonrası üniversite hayatınız nasıldı ?

Sağolsun babam okuttu bizi. Ben de başarılıydım. Hacettepe Tıp Fakültesini kazandım. En yüksek puanla alıyordu. Üniversite  bitince de mecburi hizmet kanunu vardı. Biz diplomayı almadan 2 sene devletin öngördüğü yerde zorunlu hizmet yapıyorduk. Kura çektik. Ben Muğla’nın Yatağan ilçesi Kavaklıdere nahiyesini çektim. Şu an ilçe olmuş . 2.500 nüfuslu bir  köydü. Bana bağlı 10 köy ve toplam 10 bin kişilik bir nüfus vardı. Orman köyüydü.

Neler yaşadınız doktorluğunuzun  ilk yıllarında ?

Yeni mezun olmuşum.  24 yaşındayım.İlk görev yerimdi. En yakın hastane 60 km uzaklıktaydı.  10.000 nüfuslu bir alana hitap ediyorduk. Oldukça yoğundu. Orada müthiş tecrübe kazandım. Çok keyifliydi. 1984-1987 yılları arasıydı. Türkiye’nin ilk bilgisayarlı sağlık ocağını kurdum. Çocukların aşılarını bilgisayarla takip ediyorduk. O  zamanki bilgisayarlar siyah beyaz bir televizyona bağlanıyordu. Tek bir konuda uzmanlaşmaktansa Genel tıbbı sevdiğimi fark ettim. Genel branş aradım ve Aile hekimliğini  uzmanlık olarak seçtim. Ankara Numune Hastanesinde dört sene aile hekimliğimi ihtisası yaptım. 

Büyükşehir Hayaliniz  olmadı mı ?

Büyük şehirlere gidip çalışmak için bütün imkanlar ve kadrolar vardı Erhancığım. İstemedim. Çevremiz burada olduğu için kendi ofisimi kurayım ve devlette çalışayım istedim. TayinimTarsus Ana Çocuk sağlığı merkezine çıktıktan sonra önce askere gittim.2 ay Samsun’ da acemi birliğini yaptıktan sonra şanslıydım Ankara’yı çektim. 15 ay askerlik yapıp Tarsus’a gelip göreve başladım.

O yıllarda ofis kurmak  ve ev bulmak  için nasıl bir yol izlediniz ?

O yıllarda artık Tarsus’ta yüksek katlı binalar ve şehirleşme hızlanmıştı. Eski evimizde Atatürk caddesi üzerinde olduğundan babam müteahhite vermişti. Apartman olmuştu. Hem ofisimizi kurduk  hem de  ev olarak oturduk.

Devlet kurumundaki ilk hizmet yılları nasıldı ?

Ana çocuk sağlığı merkezinde görevime ilk olarak eski maliyenin yanındaki bir binada başladım. Çok dar ve yetersiz bir yerdi. Alet edevat  yetersiz,  klima yok,  cehennem gibi. Yüzlerce hasta bakılan bir yerdi. Orda başladık ve üç kez  taşındık. İlk başta birlikte çalıştığımız büyük  ağabeylerimiz vardı. Öğrendiklerimizi uyguladık. Organizasyon işlerini bendeydi. Sonrasında Demirkapı’da Eski trafik şubesinin görev yaptığı bina boşalmıştı, orayı yeniden düzenledik ve taşındık. Ana çocuk sağlığını orada kurduk . Ultrason cihazı aldık. Laboratuvar kurduk. Gezici araç oluşturduk. İhtiyacı olan mahallelerde gezici sağlık aracıyla haftanın belli günlerinde sağlık istasyonu kurduk. İçini kadın ve çocuk hastalıklarını takip edebilecek muayene edilebilecek  şekilde dizayn ettirdik. Büyük ve hizmete uygun bir araçtı. O araçla 8 sene boyunca gönüllü olarak kenar mahalle ve köylerde binlerce hasta baktık.Daha sonra benden kıdemli ağabeylerim emekli oldular ve ana çocuk sağlığı merkezinde ben Başhekim oldum. Bir yandan kendi ofisim, bir yandan devlet görevi ve gezici hizmet ve parttime olarak da okulumun hekimliğini yapıyordum. O yıllar uzun süre üçlü çalışma sürdürdüm. Gecemiz gündüzümüz yoktu. Uykusuz geçen yıllardı. Acil servis de çok yoktu o dönemlerde. Gece 2-3 kere uyandırıldığımı hatırlarım.

Aile hekimliği sistemi sanırım o yıllarda başlıyordu?

Evet daha sonra aile hekimliği sistemine geçildi. Uzman olduğum yer seçiminde önceliğim vardı ve Emekliler Derneği Aile Sağlığı Merkezini tercih ettim. 6 ay emekliler cemiyetini ve okulu bir arada denedim. Emekliliğimde dolmuştu. Tercihimi okuldan yana yaptım ve tam zamanlı olarak okul hekimliğine başladım. Okulumuzun yaklaşık 1500 kişilik bir nüfusu var ve 4 hemşire ile sağlık hizmetini kliniğimizde yürütüyoruz. Yoğun ama keyifli bir mesleki hayat sürdürüyorum.

Meslek hayatınızda olduğu kadar  Sivil Toplum kuruluşlarında da uzun yıllar hizmet verdiniz ? Kısa kısa onlardan da bahsedelim.

Baştan beri  STK’ların içinde oldum hep. Tenissever arkadaşlarımla beraber Tarsus Tenis kulübünü kurduk. Kent konseyi başkanlığını yaptım. TAC mezunlar derneği başkanlığını  8 yıl yaptım. Yakın zamanda kardeşlerime devrettim. TAC Spor kulubünün kurucusuyum.  Yıldırımspor’da yöneticlik yaptım. Bir dönem Tarsus İdman Yurdu  yöneticiliği  ve doktorluğunu yaptım.

Sırayla sormak istiyorum Kent Konseyi nasıl çalışmalar yürütür ?

Kent Konseyi kentin kamu, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesiyle oluşuyor. Belediye,  dernekler, stk’lar, kaymakamlık, odalar , sendikalar, üniversite, partiler, vakıflar vs. 130’un üzerinde üye kuruluşumuz var.  Topluma hizmet veren herkes yer alabiliyor.  Hepsi birbirinden değerli üyelerimiz var. Biz Tarsus kent konseyi olarak haziran ayında göreve başladık ve kolları sıvadık. Öncelikle engelliler konusunu ele aldık, bir engelli çalıştayı yaptık ve bir çalışma grubu kurduk. Engellilerin toplum hayatına entegre edilmesini istiyoruz. Biz sokağa çıktığımızda engelli göremiyorsak bu çok kötü bir durumdur. Demek ki onlar dışarı çıkamıyor demektir. O kaldırımlardan yürüyemiyor, oraya gelemiyor demektir.

Bir de üniversite konusunda yoğun çaba harcadınız.

Evet ikincisi üniversite konusu.  Tarsus üniversitemizin kurulması için 50.000 imza toplamıştık. Bütün saydığımız kurumlardan 50.000 imzayla dosya sunmuştuk. Bizim öncülüğümüz çok önemliydi. Göreve başlar başlamaz Tarsus Üniversitemizin rektörüyle bir toplantı yaptık. Sağolsun vizyoner çok istekli, çok çevresi geniş bir rektörümüz var. Frekansımız çok tutuyor. Bir çok proje önerdik. Hepsine olumlu baktı. Onun da önerileri, istekleri oldu. Tarsus’aokumaya gelen öğrencilerin  Tarsus’la entegre olması için projeler hazırlıyoruz. Öğrencileri okulun başlayacağı günlerde otogarda karşıladık, evlerine, yurtlarına götürdük. Sorun ve isteklerini not aldık. Okulun başlamasıyla birlikte haftanın üç günü bölüm bölüm alarak bir tam gün süren şehir turu yaptırıyoruz. Tamamına Tarsus turu yaptıracağız. Tarsus’u tanıtacağız. Rotasını çizdik. Tarsus Belediyesi de lojistik destek veriyor. Öğrencilerin mesleklerini tanımaları için kariyer günü planlayacağız. Staj ve iş imkanı için yardım etmek istiyoruz. Tüm Tarsuslu gençlerin spor ve müzik gruplarına katılımlarını sağlamak istiyoruz. Gündemimizde trafik, kentleşme, sağlık, turizm gibi birçok konu var. Kent Okulu ismiyle bir eğitim programı başlatıyoruz. Tarsus Kent Takvimi oluşturduk, yakında duyuracağız. Kentin sorunlarına gücümüzün yettiği kadar katkı sağlamaya çalışacağız. Kent Konseylerinin maddi imkanları çok kısıtlı. Maddi gücümüz yok ama manevi gücümüz oldukça yüksek. Siyasetten  uzak herkese eşit mesafedeyiz.

Tarsus Tenis klubü ile ilgili neler söylemek istersiniz ?

1992 yılından itibaren böyle bir fikir vardı.Ankara’da tenis oynamışlığım vardı. Bir grup arkadaş tenis kulübü kurmak için yola çıktık ve başardık. Tarsus’ ta olmaz, ancak büyükşehirlerde olur dediler.  Bizim sitenin tenis kortu vardı. Orda küçük küçük gruplarla başladık. Neden olmasın kuralım dedik ve 1998’de kurduk.

O dönemki başkanımız Sayın Burhanettin Kocamaz sağ olsun bize yer tahsisi yaptı. Bizde kendi aramızda kaynak yaratarak kortları büyük güçlüklerle yaptık. Belediyenin desteğiyle 21 ülkeden profesyonel tenisçilerin katıldığı uluslararası profesyonel tenis turnuvası “Tarsus Cup”ı yıllarca düzenledik. Okullardan öğrencileri kortlara taşıyarak dünya çapında tenisçileri izlemelerini sağladık. Tenisin zengin sporu olduğu imajını kıralım istedik. Çocuklara kuslar  açtık. Tenis öğrettik. Tarsus Cup’ı  7-8 kez yaptık. Çok masraflıydı. İmkanlar azaldı. Maliyetler yükseldi. Ve ara verildi. Bu dönem dinlenme ve güçlenme dönemidir. Tarsus’un tanıtımı için çok önemli bir kulüp. Özellikle belirteyim  Tarsus Tenis klübü Tarsus halkına açıktır. Uluslararası standartlara uygun tam yedi adet toprak kortumuz var.

Sırada  Tarsus Amerikan Koleji Mezunlar Derneği Başkanlığı döneminiz  var?

TAC gerçekten  eğitim tarihinde çok önemli bir yer tutuyor. Bir eğitim markasıdır. 131 yaşında . Cumhuriyetle birlikte tam bir Türk okulu oldu .Milli eğitim müfredatına uygun eğitim veriyor.Dil ağırlıklı bir dünya okulu. Bizler mezunlar olarak  Tarsus’ta olmaktan mutluyuz. Gururluyuz. Tarsus’a okulun tanıtım olarak büyük katkısı var. Tac mezunları kente çok önem verir. Öğrenciler kent yaşamına katılarak sosyal yaşamın birer parçası olurlar. Tarsus Uluslararası  maratonuna sponsor oldu. Yıllarca folklor festivalleri yapıldı. Mezunlarımız kendilerini okuluna borçlu hissederler. Sınavı başarıyla kazanarak okumayı hak eden her çocuğun okuyabilmesi hedefiyle burs çalışmamız var. Bir Tuğla da Sen Koy burs projesi ile çok sayıda öğrencinin okumasını sağladık.

Bir tuğlada sen koy projesi nasıl doğdu ?

Evet orijinal ismi bizimdir. Bağışçıları onurlandırdık. Toplanan kaynak korunuyor ve harcanmıyor. Fonun getirisi ile burs veriliyor. Getirisiyle çocuklar okutuluyor. Bugüne dek 2500’ün üzerinde bağışçı katkı yaptı. Demir Sabancı, Muhtar Kent gibi bir çok mezunumuz sağ olsunlar büyük destek verdiler. Mezunlar olarak son on yılda 120-130  çocuk okuttuk. Okulun verdiği burslar hariç.

Ali Ağabey hayalinizde bir ev varmıydı?

Herkesin hayali gibi bizim de bahçeli ev hayalimiz vardı. Ayağımız toprağa değsin istiyorduk. Şimdi  Çamlıyayla’da böyle bir emeklilik projemiz var.

Tarsus’un şehirleşmesi ile ilgili değerlendirmenizi öğrenebilirmiyim ?

Maalesef bir çok kent gibi biz de  çok betonlaştık. Otobandan Tarsus’a gelirken gördüğümüz yüksek binalar büyük ve modern izlenimi veriyor. Fakat  çok yoğun bir yapılaşma var. Az yeşil alan, yoğun trafik, bisiklet yollarının olmaması beni mutsuz ediyor. Belki insanlara hoş geliyor ama  çocuklar için oyun alanları olması gerekir. Yoğunluğu az bir yapılaşma olmalıydı. Bunu çok iyi görmüyorum.  Keşke daha az katlı daha yeşil alanı bol olan gelişme olsaydı. Belki bundan sonra yapılan planlar  daha iyi olur.

Emlak ilanları gözünüze  çarpıyor mu ?

Özel ilgi alanım değil ama gelip geçerken gözüme çarpıyor. Bir hareketlilik var gibi görünüyor ama gerçekte var mı bilemiyorum.

Emlak işiyle  ilgili hizmet alırken beklentiniz nelerdir ?

İki anlamda beklentim olabilir. Birincisi güven, ikincisi ürünün vaktinde tamamlanması ve de değerinin doğru tespit edilmesi. Bir de verilen taahhütlerin yerine getirilmesi bence çok önemli.

Ali ağabey aslında sohbetimiz bugün gayrimenkul ağırlıklı olmasa da bir başarı hikayesini bir  yaşam öyküsünü özetledik.  Sizin gibi başarılı olmuş büyüklerimizin gençlere ve başarılı olmak isteyenlere tavsiyeleri neler olabilir. Buradan bir mesaj verebilirmisiniz ?

Benim tavsiyem şu olacak. Bu tarz şeylerden bahsetmekten hoşlanmam ama ; hayatta aldığım en büyük ödül benim için  2015 yılında Avrupa’nın  5 yıldızlı doktoru ödülüydü. Beş  yıldızın beş bacağı var; işini iyi yapmak, iyi hasta bakmak, iyi tedavi uygulamak, iyi teşhis koymak başlangıçta bunlar önemli. Fakat  yıldızın diğer bacakları da topluma faydalı olmak, çevresiyle birlikte yaşamak, çevresiyle ilgili olmak, toplum lideri olmak, toplumdaki diğer faaliyetlerin içinde olmak, ekip çalışması yürütmek. Bunlar çok önemli. Benim tavsiyem şu olacak. Bir defa işi sevmek  çok önemli. Mesain saat  4-5 de bile bitse de o işi sevmiyorsanız gün geçmez. Ama eğer o işi seviyorsanız gece yarısı bile zevkle yaparsınız. Çocukların meslek seçiminde sevdiği bir işi bulması çok önemli.

İşin yanı sıra ikincisi  sosyal  sorumluluk projelerinde yer almak. Bila bedel. Vakıfların, derneklerin yanında olmak. Her kişi hiç olmazsa haftada 5 saat veya günde 1 saat olmak üzere bir sosyal sorumluluk çalışmasında yer almalı. Müzik olabilir, spor olabilir. Onun verdiği ek hazzı yaşamalılar. Mutlaka zamanımız vardır. İşimizi yapalım ama sadece işimizle kalmayalım. Sağlığın en önemli kriterlerinden birisi kaç arkadaşın, kaç dostun olduğu. Tek başına yaşayan, dostu arkadaşı olmayan biri kan tahlilleri dört dörtlük olsa da  hem yaşam süresi hemde mutluluk açısından yetersiz kalır. Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor. Ne kadar  dostun varsa  o kadar sağlıklısın ve çok yaşıyorsun. Çok dostumuz olsun. Meslek dışı çalışmalarda dost ediniliyor. Çok dostumuz olsun işimiz yoğunda olsa bunlara yer verelim.

Son sorumda şu olacak siyasete neden girmediniz? Hiç  düşünmediniz mi ?

Siyaset fırsatı çok kez karşıma çıktı. Kiminin zamanı değildi. Kimi dünya görüşüme uygun değildi. Sanıyorum siyasete girmememin kökeninde yatan şey yaptığım siyaset dışı işlerin memnun edici olmasıydı. Hayatımdan memnundum. Düzenimi  değiştirmek istemedim. Bir de; ben “yüzde yüz” memnuniyete önem veriyorum. Herkesi ikna etmeyi, herkesin desteğini almayı hedefliyorum. Siyasette bu yok maalesef. Diyelim ki yüzde 50’yi memnun etseniz diğer %50’yi  memnun edemezsiniz. Siyasette %50’ nin gönlünü alan çok başarılı sayılıyor. Bugüne kadar o tablo bana uygun  gelmedi ama kim bilir belki ileride olabilir.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı Ali ağabey ?

Bir çok şeyden bahsettik benim için de hayatı gözden geçirmek gibi oldu. Erhan kardeşim çok güzel bir şey yapıyorsun, seni tebrik ediyorum ve başarılar diliyorum.

Gazetem ve okuyucularım adına esas ben teşekkür ediyorum. Kıymetli zamanınızı ayırıp bize çok değerli bilgiler verdiniz. Bundan sonraki yaşamınızda sağlık ve mutluluklar diliyorum.

Paylaş:  Facebook Twitter Google