Küçükminare Camisi'nin avlusunda toplanan Eshab-ı Kehf Platformu ile İmam Hatip Lisesi öğrencileri "Rabia" işareti yaparak 529 kişinin idama mahkum edilmesini protesto etti.
"Zulme karşı tek başına da olsan yürüyeceksin’’,İslam ümmeti kabul etmez bu zilleti’’, ‘’Beni de yazın 530 olsun’’ ‘’Mursi’ye selam direnişe devam’’ yazılı pankart ve dövizler taşıyan göstericiler, Mısır'daki insan hakları ihlalleri ile idam kararlarına sessiz kalanlar aleyhinde sloganlar attı.
Platform üyeleri adına hazırlanan ortak bildiriyi Yeşilay Cemiyeti Tarsus temsilcisi Sinan Başkaya okudu.
Başkaya idam kararının insanlık suçu olduğunu söyledi. Haklarında idam kararı verilen kişilerin suçsuz olduğunu ifade eden Başkaya, şunları kaydetti:
‘’ kardeş ülke Mısır’da İhvan-ı Müslim’in 529 üyesi hakkında verilen idam cezası kararı kaygı vericidir. Hatırlanacağı üzere Mısır’da halkın oyları ile seçilmiş bir hükümet, 3 Temmuz’da darbe ile görevden uzaklaştırılmış, akabinde darbeye tepki gösteren sivil halka karşı dünyanın gözleri önünde katliam yapılmış ve hukuksuz bir şekilde binlerce insan tutuklanmıştı. Bu şartlar altında görev yapan yargının bağımsız, güvenilir ve adil olmadığı da aşikardır. Kaldı ki toplam 20 dakika süren, gazetecilerin ve savunma avukatlarının bulunmadığı bir duruşmada, dakikada 26 idam kararının verilmesi de kararların siyasi olduğunun bir göstergesidir.’’
Başkaya açıklamasını şöyle sürdürdü:
Servetlerin artışını ve iktidarların geleceklerini kendilerinden olmayan insanları sömürmekte gören emperyalist güçler yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ülkeleri ve halkları birbirine düşürmeye devam ediyorlar. Biz biliyoruz ki bölgemizde ve ülkemizde yaşanan her türlü kaosun ve zulmün arkasında bu güçlerin kendilerini daha da ayrıcalıklı kılmaya yönelik çıkar hesapları var. Öte yandan işgalci İsrail, Filistin topraklarında küstahça hareketlerine devam ediyor. Gazze’de yaşayan Müslümanlara yönelik ambargo giderek ağırlaşmaktadır. Terörist İsrail askerleri bu topraklarda cinayet işlemekten geri durmamaktadırlar. Aynı şekilde Mescid-i Aksa’ya 55 yaşından küçük Müslümanların girmesine müsaade etmeyen İsrail, Batı Şeria topraklarında da uluslar arası hukuku hiçe sayarak konut yapımına devam etmektedir. Filistinli Müslümanlar Yahudi yerleşimcilerin bulunduğu yerlere giremezken, Yahudi yerleşimciler Müslümanların yaşadığı mahallelerde her türlü mütecavizliği yaparak serbestçe dolaşabilmektedirler. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde fanatik Hıristiyan militanların Müslümanlara yönelik saldırıları devam ediyor. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar acımasızca katledilmektedir. Yapılan vahşete rağmen uluslar arası toplum harekete geçmemektedir. Bölgede Fransa öncülüğündeki sözde barış gücü işlenen cinayetlere seyirci kalmaktadır.Komşumuz Irak’ta har ay ortalama bin kişinin yaşamını yitirdiği mezhep savaşları devam etmektedir. Yine komşumuz Suriye’de iç savaş tüm acımasızlığı ile sürmektedir. Suriye’de bugüne kadar iki yüz bini aşkın insan ölmüşken, milyonlarca Suriyeli uzun bir zamandır mülteci durumundadır.Bangladeş’te, Arakan’da, Afganistan’da, Pakistan’da, Libya’da, Yemen’de, Somali’de sular durulmuş değildir. Doğu Türkistan’da Çin işgali, Çeçenistan ve Kırım’da Rus işgali sürmektedir. Bütün bu kaos ortamının tek kazananı vardır, o da ırkçı emperyalizmdir. Başta Müslümanlar olmak üzere mazlum durumuna düşmüş tüm halkların emperyalizme karşı daha akıllıca hareket etmeleri gerekmektedir. Etnik, bölgesel ya da mezhepsel tüm savaşların ardında emperyalizmin çıkarlarının olduğunu görmek gerekir.
Aynı şekilde kitle iletişim araçları ile oluşturulan yapay gündemler ve gruplaşmaya yol açan çatışmalar da emperyalizmin bir tuzağıdır. Olup bitenlerin çoğu bir toplum mühendisliği çalışmasıdır. Gerektiğinde siyasi iradeye, gerektiğinde muhalefete ve de gerektiğinde bizzat halk iradesine ayar vererek kazanımlarını korumanın ve artırmanın peşindedirler. Her kritik dönemde farklı bir tezgahla gündemi şekillendirmekte ve insanların sağ duyu ile hareket etmesini engellemektedirler. İnsanların temel hak ve özgürlüklerinden olan can emniyeti, mal emniyeti, nesil emniyeti, akıl emniyeti ve inanç emniyeti yok sayılarak kıyıcı bir anlayışla yeryüzüne barış getirmek mümkün değildir. Zulüm ve tahakküm asla ebedi olamaz. Ülkemizde, bölgemizde ve tüm dünyada aklıselim mutlaka galip gelecektir. Bize düşen hakkı üstün tutan bir anlayışla adil bir düzene dayanan Yeni Bir Dünya’yı kurmak için yürüyüşümüze devam etmektir. Müslüman olsun ya da olmasın tüm insanların temel hak ve özgürlüklerini gözetecek İslam Birliği mutlaka tesis edilecektir.
Tarsus Ashab-ı Kehf Platformu olarak biz yeryüzünde ezilen, sömürülen, yoksul ve yoksun bırakılan ve insanlarının oluk oluk kanı akıtılan tüm toplumların bütün bu zulümlere karşı ortak bir irade beyanıyla bir araya gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Hakkı üstün tutan bir anlayışla yeni bir dünya kurulmadığı müddetçe bu zulümler engellenemeyecektir. İslam Birliği’nin kurularak bu zulümlere son verilmesi ile her birinizi saygıyla selamlıyoruz.’’
Protesto gösterisine Tarsus Ahlak Kültür Çevre Eğitim Spor ve İzcilik Kulübü Derneği Başkanı Turgut Tufan, Erdemli İnsanlar Eğitim Ve Yardımlaşma Başkanı Yılmaz Alinç, Tarsus Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Cumali Bozdağ, Geylani İlim Yayma ve Yaşatma derneği başkanı Mesut Geylani, Çağrı Eğitim Kültür Sağlık Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Salih Demir, Evrensel Hafızlar Derneği Başkanı Bülent Acun, Memur Sen Tarsus Temsilciliği Başkanı İlyas Tan, Şuurlu Öğretmenler Derneği Başkanı Osman Şahin, Gülhayat Aile Derneği Başknaı Ahmet Aysu, İlim Yayma derneği başkanı Çetin Munzur,Diyanet Sen Tarsus temsilcisi Nuh Özkan ile Tarsus Bab-ı irfan derneği Başkanı Ramazan Şimşek destek verdi.
Protesto eylemi Anadolu Gençlik Derneği Tarsus şube başkanı Hilmi Tuzcu’nun yaptığı dua ile sona erdi.
Paylaş: |
27 Mart 2024 Çarşamba 10:14
27 Mart 2024 Çarşamba 09:56
27 Mart 2024 Çarşamba 09:53
27 Mart 2024 Çarşamba 09:49
27 Mart 2024 Çarşamba 09:47
27 Mart 2024 Çarşamba 09:44
26 Mart 2024 Salı 09:33