Organik Tarım Türkiye'yi besler

Tarımsal Üretimde Alternatif Üretim Modellemeleri Üzerine Organik Tarım ve Uygulanabilir Modelleme Olanakları TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesinde Masaya Yatırıldı

Bilgi Üniversitesi'nde üretim planlaması üzerine dersler veren endüstri mühendisi Dr. Öğr. Üyesi Yonca Demir ile aynı üniversiteden Bulut Aslan'ın hazırladığı 'Organik Tarım Türkiye'yi besler' başlıklı çalışmanın ayrıntıları TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi'nde düzenlenen söyleşide masaya yatırıldı.

Açılış konuşmasında Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan CAN  “Ekolojik Kentler ve Ekolojik Tarımın her geçen gün sağlıklı ve huzurlu bir yaşam için daha önem kazanmıştır. Alternatif üretim ve yaşam modellemelerini üretmek ve bu kavramları hayata geçirmek elzem olmaktadır. Örneğin günümüzde kent denildiğinde, nüfus çokluğu, yoğunlaşma, hızlı yaşam-hızlı tüketim, üretim ve tüketim hırsı,  ekolojik tahribat, iş bölümü gibi kavramlar akla gelmektedir. Oluşan bu sıradan sığ anlayışları canlıları ve yurttaşları alternatifi olmayan bir yaşam oluşturmaya sürüklemektedir. Günümüzde ‘Sürdürülebilir Kentler’ kavramları yoğun tartışma konusuyken alternatif tarımsal üretim modellerinin gelişmesi son derece önem arz etmektedir. Bu noktada Dr. Yonca Demir ve Bulut Aslan Hocamızın bir mühendislik modellemesiyle oluşturduğu 'Organik Tarım Türkiye'yi besler' Matematiksel Model, Veriler ve Sonuçlar adlı bilimsel çalışma bu sığ yaşam anlayışlarının ötesinde insanlarımızı sağlıklı ve huzurlu bir doğaya sevk edeceğine inanıyorum. Ayrıca yapılan modelleme çalışmalarının Mersin’de pilot ölçekli gerçekleştirilebilecek bir bilimsel projenin de altyapısını oluşturabileceğini düşünüyorum.

Diğer bir noktada, dünya nüfusunun hızla artmasına karşılık, gıda maddelerinin üretiminde önemli bir gelişmenin olmaması bütün ülkeleri, üretimi arttırma problemi ile karşı karşıya bırakmıştır. Tarım ürünlerini zararlı böcekler, çeşitli hastalıklar ve yabancı otlardan korumak ayrıca açlık tehlikesini önlemek için tarımsal mücadelede de kimyasal ilaçlar ve pestisitler,  kullanmak kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. Kimyasal ilaç ve gübrelerin ekonomik yararları yanında aşırı dozda ve bilinçsiz bir şekilde kullanılmaları onları çevreyi kirletenler grubuna dâhil etmemize toprak ve yer altı su kirliliğine neden olan önemli çevresel kirleticiler arasında yer almasına neden olmaktadır. Organik tarımın gelişmesi ve modellemelerinin uygulanması çevre kirliliğini önleyici pozitif etkilerinin de olacağını söyleyebiliriz “ İfadelerini kullandı.

Organik tarımın Türkiye'yi besleyip beslemeyeceği konusunu anlamak için geliştirdikleri matematiksel modelden elde edilen sonuçları da paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Yonca Demir'in sunumunun ana hatları aşağıda belirtilen şekildedir:

- Türkiye 81 ilde 106 ürün üretebilir. Türkiye nüfusunun tamamını sadece bitkisel organik ürünlerden oluşan bir menü ile beslemek mümkün. Türkiye'de ekilebilir alanların yüzde 54'ü yani 127 milyon 515 bin dönümlük alan bu iş için yeterli.  Bu durumda kişi başına 1.66 dönüm ekilebilir arazide organik bitkisel tarım yapılması Türkiye'yi doyurmaya yetiyor.

-Organik tarlalarda yüzde 28 daha fazla organik karbon ve daha fazla azot bulundu. Organik tarım yapılan topraklarda erozyona karşı direnç daha yüksek. Toprağın yoğun yağışta su tutma ve daha sonra bu suyu saklama kapasitesi daha yüksek. Kurak dönemlerde daha az sulama gerektirir, bitki stresi daha az görülür, verim daha yüksek olur.

-Türkiye hem hayvansal hem bitkisel üretimi organik yaptığı durumda nüfusunu doyurabilecek kadar üretim yapabiliyor ayrıca komşularına destek verecek kadar üretim fazlası da oluyor. Yapılması gereken, mevcut konvansiyonel tarım alanlarını organik tarıma dönüştürmektir. Bunun için ekilebilir alanlar yeterli ve orman alanlarının tarıma açılmasına da gerek yoktur. Başlangıçta organik tarımda ürün verimi düşük görünebilir ama birçok çalışma zamanla toprağın kendine geldiğini, çiftçinin deneyim kazandığını ve üretim miktarının arttığını gösteriyor.

- Organik tarımın daha ekonomik ve gıda güvenliği açısından daha güvenilir olduğunu bu modelle ortaya koyduklarını” belirtti.(kaynak:Mersin Çevre Mühendisleri odası)