::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yakup BONCUk Yakup BONCUk

1 NİSAN ŞAKALARI, ÜZÜCÜ OLMASIN!

03 Nisan 2018 Salı 12:28

Yeni bir aya girdik.

Önceki gün 1 Nisan'dı. Yani Bahar ayına girerken 1 Nisan'dan sonra takvimler 2 Nisan'ı, bugünde 3 Nisan'ı gösteriyor.

Peki nedir 1 Nisan'ın özelliği? Takvimler 1 Nisan'ı gösterirken, hiç beklemediğiniz bir şakanın kurbanı olabilirsiniz. İlk olarak eski Romalıların Hilarya, Hintlilerin ise Huli Festivali'nde görülen şakaların 1564'te Fransa'da yapılan takvim düzenlemesiyle gelenek haline geldiği sanılıyor. 1 Nisan'ın ortaya çıkışı konusunda çeşitli varsayımlar mevcut.

Birçok ülkede 1 Nisan Şaka günü olarak kutlanıyor. Türkiye'de de bu böyle.

Bizim çocukluk yıllarımızda da 1 Nisan'da okulda arkadaşlarımıza şakalar yaptığımızı hatırlıyorum.

Yine yıllar önce Tarsus'u bilmem kaç kere il yaptırdık.Gazetelerde manşetler atıldı.

“MÜJDE TARSUS İL OLDU” cümleleri süsledi baş sayfaları.. Haberin devamının geçildiği arka sayfada ise il haberini getiren posta güvercininin rüzgarın etkisiyle uçup gittiği dile getirilerek “1 NİSAN ŞAKASI” notu düşülürdü.Artık Tarsus'un il yapılması konusu rafa kalkınca, şakası bile yapılmaz oldu.

Ancak önceki gün yaşanan bir 1 Nisan Şakası, az daha bir aile faciasına neden oluyordu.

Önceki gün Ankara'daydık. Yanımdaki arkadaşın telefonu çaldı.  Karşıdaki kişi daha iyi günler  dilemeden, selam bile vermeden üzücü bir haber vermiş.Arkadaşımdan sonradan öğrendiğim konuşmalarda telefonla arayan kişi “Sana üzücü bir haberim var. Annen ikinci kattaki evinden inerken merdivenden düşmüş. Sanırım merdivende kalp krizi geçirmiş ki, aşağı yuvarlanmış” diyor.

Arkadaşım soruyor:

“Bir şey olmuş mu? Önemli bir şeyi var mı?

“Kalçası kırılmış, üstelik başını  beton zemine vurunca beyin kanası geçirmiş. Şu an yoğun bakımda yatıyor”

“Peki hangi hastanede?”

“Devlet Hastanesinde, orada yoğun bakımda tutuluyor”

Arkadaşım o şaşkınlık ve üzüntü ile telefonu kapatıp başka yerleri aramaya başlıyor. Hastaneyi arıyor, annesinin adını veriyor. Öyle bir hasta veya yaralı gelmemiş. Öyle bir isimde  kimse yok orada. Bu kez kardeşlerini aramaya başlıyor. Onlara telaşlı ve üzgün şekilde soruyor.

“Annemin durumu nasıl? Kötü bir şey yok değil mi?”

Karşıdaki  kardeşleri zaten öyle bir durumdan haberdar değil. Onlara durumu anlatınca bu kez kardeşlerde telaşlanıyor. Bu arada arkadaşımın gözlerinden yaşlar süzülmeye başlıyor.

 Telefon trafiği devam ediyor. Kimi arasa, hangi hastaneye sorsa öyle bir vaka ve hasta mevcut değil.O sırada arkadaşıma müdahale ediyorum.

“Kardeşim telaşlanma, bak öyle bir vaka yok diyorlar.  Sen en iyisi mi annenin telefonunu ara. Annen çıkarsa karşına, “geçmiş olsun” dersin,  telefonu başkası açarsa usulca  annenin durumunu  sorarsın” diyorum.

“Doğru söylersin” diyerek bu kez annesinin telefonunu arıyor arkadaşım.  İki kez dıt dıt sesinden sonra karşıda bir bayan sesi. Arkadaşım yine merak ve heyecanla, aynı zamanda korku ile  soruyor.

“Anneemm.. Anneemm.. Nasılsın, iyi misin?Annesi gayet güzel ve sakin cevap veriyor.

“İyiyim oğlum, senin sesini duyunca daha iyi oldum. Ama senin sesin titriyor. Sen iyi misin?”“Ben iyiyim de anne, sen merdivenden mi düştün, hastanede misin, evde misin?”

“Evimdeyim oğlu, komşularla oturmuş çay içiyoruz. Bizde tam senden bahsediyorduk. Kulakların çınlamış olacak ki sen aradın.”“Aman annem, biri bana yanlış bilgi vermiş. Senin merdivenden düştüğünü ve hastaneye kaldırıldığını söyledi. Senin sesini duyunca ve bir şey olmadığını  öğrenince rahatladım”

Bu konuşmanın sonunda annesinin bir isteği olup olmadığını sordu,  bir istek olmadığını ve annesinin sağlığının yerinde olduğunu öğrenince rahatladı. Tabi en yakın arkadaşı olarak bende rahatladım. İkimizde derin bir nefes aldık.

Bu arada  telefonu tekrar çaldı. Arayan kişi  ilk başta telefon açıp annesinin hastanelik olduğunu söyleyin kişiydi.

“Yahu, neden telefonu hemen kapattın.  Tekrar aradım, bu kez telefonun uzun süre meşgulde idi, sana asıl bomba haberi söylemedim. Bugün Nisan Bir!” demem mi?Arkadaşım ise o sinirle “Böyle 1 Nisan şakasının da, seninde..” diyerek bastı küfürü..

Ama en yakın arkadaşımın o yarım saatlik sürede yaşadıkları, beni de korkuttu.

Böyle bir  “1 NİSAN ŞAKASI” olur mu?”Ya o arkadaşım annesinin başına gelenlerin üzüntüsü ile kalp krizi geçirseydi?

Yada bir daha telefon açılana kadar, sürdüğü aracıyla yola çıkıp kaza yapsaydı?

Bunun hesabını kim verecekti?Lütfen! “1 NİSAN ŞAKASI” da olsa, insanlara bu tür üzüntü verici ve kötü sonuçlar doğurabilecek şakalar yapmayın!..

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI