14 Mart ülkemizde “Tıp  Bayramı” olarak kutlanır.

Hergün insanlara şifa dağıtmak için uğraşan, zaman zaman hasta yakınları tarafından darp edilen,  itilip kakılan doktorlarımız, hemşirelerimiz ve sağlık çalışanları senede birgün  sözde “Bayram” kutlamaktadır.

14 Mart Sağlık Çalışanları ve Tıp Bayramı olarak kutlansa da, bu önemli gün bir - iki saatle geçiştirilmekte, kısaca “Tıp  Bayramı” kutluyoruz denilerek havanda su dövülmektedir.

Durum bölgemizde de, ülkemizde de aynıdır.

Tarsus’ta da daha kısır bir kutlama yapılmaktadır.

Bundan 20-25 yıl evvelinde böyle miydi ya?

14 Mart Tıp Bayramı kutlamaları birgün öncesinden başlardı. Atatürk anıtı önünde çelenk koyma ve saygı duruşunda bulunulmasından sonra gün ile ilgili bir hekim kürsüye çıkar kısaca sorunlarını ve taleplerini anlatırdı. O toplantılara milletvekilleri, Vali, Kaymakam, Belediye Başkanı gibi atanmış ve seçilmiş ileri gelenler de katılır,  doktorların ve sağlık çalışanlarının yanında olurdu.

Cumhuriyet alanındaki tören bitiminde Belediye Başkanı veya siyasiler, gelir oradaki törende hazır bulunan Doktor ve sağlık çalışanlarının bayramını kutlarken birer çiçek vererek güzel bir nezaket örneği sergilerdi.

Bitmedi!..

Lokman Hekim’in meşhur yiyeceği olan  elma ikramında bulunulurdu. Belediye Başkanlığının görevlendirdiği iki, üç kişi ellerinde sepetler ve sepetlerin içerisinde birbirinden güzel cennet meyvesi elmaları getirir tek tek dağıtırdı. Bu ikram bile Tıp Bayramının Tarsus’ta simgesi haline gelmişti.

Törenin birinci etabının bitmesinin ardından kentimizde metfun Lokman Hekimin, temsili makamı ziyaret edilirdi. Burada da Kur’an-ı Kerim okunur, dualar edilirdi. Yine bunun yanısıra Kültür Merkezinde yada Nikah Salonunda konferanslar düzenlenir, Sağlıkla ilgili ve sağlık çalışanlarının sorunlarıyla ilgili konular anlatılır, çözüm bulunması için öneriler sunulurdu. Okullarda 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle resim, şiir ve kompozisyon yarışmaları düzenlenir, bu yarışmalarda derece alan öğrencilere çeşitli hediyeler verilirdi.

Genelde 14 Mart akşamı “TIP BALOSU” düzenlenirdi.  Bu özel günde doktorlar, hemşireler, diğer sağlık çalışanları bir akşam üstü yemekli - müzikli bir eğlence yerinde bir araya gelir, bu TIP BALOSU etkinliğinde stres atar, güzel bir gün geçirirlerdi.

..//..

GÜNÜMÜZDE HERŞEY BASİTE İNDİRGENDİ..

Ülkemizde olsun,  bölgemizde ve kentimizde olsun, hayat şartlarından mıdır, ‘bana ne’cilikten midir nedir, herşeyi basite indirgedik.

Artık herşey sanal oldu dersem yalan söylememiş olurum.

Bazı yıllar Tıp  Bayramının kutlanmadığı bile oldu. Bereket bu yıl en azından kutlama yapıldı. Atatürk anıtına doktorlarımız çelenk sunup, saygı duruşunda bulundu. Ardından Tarsus Belediyesi Nikah Salonunda bir konferans düzenlendi. Bu konferansta Kunter Kunt konuştu. Sanırım bu günün en güzel etkinliği buydu. Burada konuşan  Kunter  bey herkese hayatımızdan örnekler vererek sağlık konusunda bilmediğimiz birçok noktayı öğretti, hatırlattı.

Birde dün 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle yine Nikah Salonunda büyük bir pasta kesimi yapılarak sağlık çalışanlarının “14 Mart Tıp Bayramı” kutlandı.

..//..

Bugünlerde yine dünyanın dört bir yanında savaş ve kan var.. Gözyaşı var.. Savaşlarda, iç karışıklıklarda yaralananlar için en önemli şey  doktor, sağlıkçı ve hastaneler.. Oralarda da doktorlar hemşireler insanların canını kurtarmanın gayretinde. Bunun için canını feda edenler bile var.. Allah; onlara kolaylık versin derken aklıma Lokman Hekim üstad’ın ölümsüzlük şurubunu bulduğu konu geldi.

Bizim Lokman Hekim  dağlardan, bayırlardan topladığı otlarla, şifalı bitkilerle bir şurup yada ilaç yapmış. Bu ilaç sayesinde ölüme çare bulmuş derler. Ancak Lokman Hekim Misis ırmağından köprüden geçerken elindeki ölümsüzlük ilacını ırmağa düşürmüş. Yoksa Topta  ölüme bile çare bulunmuş derler.

Son Söz olarak  diyorum ki..

“İYİKİ LOKMAN HEKİM ÖLÜMSÜZLÜK İLACINI IRMAĞA DÜŞÜRMÜŞ. YOKSA 9 MİLYARLIK NÜFUS ŞİMDİLERDE 99 MİLYAR OLURDU VE KIYAMET DÜNDEN KOPARDI”