Bugün yine geçmişe doğru gidiyoruz.
Yıl. 1978-1979..
O günlerde Tarsus, anarşi ortamından dolayı yanıyor.. Kimse kimseyi tanımıyor, herkes birbirinden korkuyor.
Allah , bir daha o günleri göstermesin.
O dönemin Tarsus kaymakamlığını YÜKSEL ÖZDEN yapıyor.
Ben ise Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı yapıyorum. Aynı zamanda Tarsus Bakkallar ve Bayiler Derneği başkanıyım.
O tarihlerde de Kaymakamlık yine şimdiki yerindeydi. Ama o zaman eski bir bina vardı. Buraya 1982 yılında şimdiki Hükümet Konağı yapıldı. Eski bina tarihi bir binaydı. Ama yıkılıp yenisi yapıldı..
AKARYAKIT KITLIĞI!
O yıllarda akaryakıt bulmak zordu. Sıkıntı had safhadaydı. Yaşı 60'ın üzerindekiler bilir. O dönemler akaryakıt her istendiğinde bulunamadığı için insanlar arabasını akaryakıt istasyonlarının önüne park eder en az iki gün sıra beklerdi. O zamanlar akaryakıt almak isteyenlere sırası gelince ancak çeyrek depo benzin yada mazot verirlerdi.
Kaymakam acil hastalar için, devlet daireleri için, acil işi düşen vatandaşlar için tahsis kullanırdı. O dönem Yenice nahiyeydi. O nahiyenin müdürü ORHAN KAVALLI idi.(Kendisi merhum oldu. Allah rahmet eylesin) Orhan bey akaryakıt konusunda tahsis işlerini Kaymakam adına dağıtırdı.
Çok zaman Kaymakamlıkta, bazen de Ziraat Teknisyenliğinde dururdu.
YÜKSEL ÖZDEN çok otoriter bir kaymakamdı. Biraz mazlum gibi dururdu. Ama otoriterdi.
Hiç unutmam. Kıtlık yıllarıydı.
O zamanlar anarşiden dolayı yağ, akaryakıt, şeker gibi şeyler karaborsadaydı.
Kaymakamlık o yıllarda az da olsa getirtilen bu ürünlerin tevziini de yapardı.
Bu hikayeler aslında uzun, aylarca yazsam bitmez, bu nedenle bugün konuyu uzatmadan yazıyorum.
Geçen pazartesi günkü köşem çok uzundu. Ama okuyanlar eskilere gittikleri için, eski günleri anımsattığım için bana teşekkür ettiler.
YÜKSEL ÖZDEN
Kaymakam YÜKSEL ÖZDEN bekardı. Şimdiki lojmanda kalırdı. Kendisi o kadar mütevazi idi. Kızkardeşi ile burada kalırdı. Aslen Osmaniyeli'ydi. Kendisiyle sık görüşürdüm. Bir gün makamına çıktım. Baktım o gün öğle vakti, simit yiyor, ayran içiyor.
“Hayrola kaymakamım, simit ayran içiyorsunuz” diye takıldım.
Durdu durdu, bana da bir çay söyledi.
“Lan oğlum Mustafa” dedi.. “Ne biçim memleketiniz var” (Üslup aynen böyle)
Sonra devam etti.“Simit yer ayran içersiniz, dedikodu yaparlar. Hiçbir şey yapmazsın yine dedikodu yaparlar. Ben bunları duyuyorum. “
O zaman Şehir kulübü çok meşhur..
“Şehir kulübüne gidersin. Kaymakam şehir kulübüne zenginlerin içine gitti” diye dedikodu ediyorlar”
Sözlerine devamla…
“Bir vatandaş, bir iş adamı davet eder, gidemezsin. Gidersen, zenginin , işadamının yemeğine gitti diye dedikodu yaparlar. Burası nasıl bir memleket?” diye sitem ederdi.
O günleri anımsadım. Merhum kaymakamlarımızdan YÜKSEL ÖZDEN'den dinlediğim bu sözleri paylaştım bugün.
Kendisi dürüst bir kişiliğe sahipti. İnsanlara yaklaşımı iyiydi. Sineğin kanadını incitmeyecek derecede bir mülki amirdi.
Bugün o dedikodu konusunu sizlerle paylaşıyorum.
Ayran içen dedikodu olur, zenginlerin yanına gidersin dedikodu olur. Bende tayinimi istedim sayın Erdoğan. Yakında gidiyorum” dedi.
Ve 12 Eylül askeri harekatı olmadan tayinini isteyip gitti. 12 Eylül döneminde Tarsus Kaymakamlığı görevine NİZAMETTİN GÜVEN geldi.
HEP DEDİKODU!..
Bugün 43 yıl evvel yaşadıklarımı, o yıllardaki muhabbeti yazıyorum.
İşte Tarsus'un hali böyle. Hep dedikodu, dedikodu, dedikodu,
Bu dedikodu, olduğu müddetçe bu kent bir adım ileri gitmez. Bu kentte hep dedikodu yapılır.
Birçok kişi insanları gammazlar, laf getir götür olayı var. Al birinden ver birine.
Makam sahibine giderler salyalarını akıtırlar. Sağda solda dedikodudan başka bir şey yapmazlar.
Bugün eski bir mülki amirin dediklerini hatırladım ve sizlerle paylaşıyorum. YÜKSEL ÖZDEN emekli olduktan sonra memleketi Osmaniye'ye döndü ve orada vefat etti. (Allah rahmet eylesin)
Bugüne kadar birçok kaymakamla çalıştık. Hayatta olanlara Allah'tan sağlık diliyorum. Vefat edenlere de Allah’tan rahmet diliyorum.
Geçmiş unutulmaz..
Anılar unutulmaz.. Bunları zaman sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Eskiler unutmasın, yeni nesil öğrensin diye…
Bugünlük bu kadar..