Anne ve baba olmak kolay mı?

Evlenip çoluk - çocuk yapmak kolay.

Ama asıl dünyaya gelmesine vesile olduğunuz o yavrunun, o evladınızın  yaşamında ona destek olmak, onun iyi bir insan olarak yetişmesini sağlamaktır anne baba olmanın kuralı.

Dünyaya getirdiği yavrusunu emzirmektir annenin görevi.

Annenin sütü yetmediğinde helal kazancıyla süt  alıp getirmektir babalık.

O minik yavru ateşlendiğinde  gecenin 03.30'unda, sabahın 05.00'inde doktorun kapısında veya hastanenin acilinde sabahlamaktır anne baba olmanın kuralı.

Gecenin bir yarısı uykunuzu bölmesine rağmen tatlı telaşla koşturmaktır anne babanın görevi.

Sonra onu büyütüp, iyi bir eğitim aldırmaktır.Birinin ezmemesi için ona kol kanat germektir.Eğitiminden sonra iyi bir iş sahibi olmasını sağlamaktır.

Zamanı gelince asker eylemektir vatana.

Kısmeti çıktığında veya eşini bulduğunuzda evlendirmektir,  vatana , millete devlete iyi birer insan olarak yetişmesini sağlamaktır anne baba olmanın kuralı.

Çocuğunuzun çocuğu olduğunda da bitmez göreviniz.

İyi bir anneanne, babaanne, yani nine - dede olmaktır anne babanın görevi.

Ama onca emek verip dünyaya getirdiğiniz gözünüzün nuru sizi bırakıp erkenden terki diyar eyliyorsa dayanmak güçtür.

Hele de onu sizden önce hayatının baharında taze bir fidan iken kör çukurlara koymak zorunda kaldığınızda dünyalar başınıza yıkılır değil mi?

“Olamaz!”, “Bunu kabul etmiyorum” “Benim çiçeğim beni bırakıp gidemez” demek boşunadır.

İşte bir anne veya babanın hayatındaki en zor sınav budur.

Bunca söz sarf ettikten sonra sözü nereye getireceğim biliyor musunuz?

Evlat acısına!..

Evet.. benim hayatta ilk dileğim şudur..

“Allah, bana ve hiçbir ana babaya evlat acısı yaşatmasın!”

Geçen bayram günüydü.

Milyonlarca Müslüman Kurban bayramına girmenin o tatlı telaşını ve sevincini yaşarken bir baba hayatının en zor kararını veriyordu.

Antalya'da 17 yaşındaki Aleyna Hatun Budanır,  trafik kazası geçirir. Hastaneye kaldırılır. Orada üç gün tedavi görür ama beyin ölümü gerçekleşir. Babadan kızının organlarını bağışlaması, organ bekleyen insanlarda kızın yaşaması için şans vermesi istenir. Baba organ bağışını kabul eder. Ama bir isteği vardır. Kızıyla bayramlaşmak, ondan sonra kadere razı olmak!..

Ve o acılı baba, organlarını bağışladığı 17 yaşındaki  kızı Aleyna Hatun Budanır'ın karaciğeri ve kalbinin 2 hastaya nakledilmesine vesile olur..

O genç kız zaten fiziken ölmüştür. Beyin ölümü gerçekleşmiştir. Günlerden arefedir. Yani yarın bayramdır. Babasının bir isteği vardır. Kızının bayramını kutlamak. Ve 21 Ağustos 2018 tarihinde sabah kızının bayramını kutlar, onu öper koklar. Kızının beyin ölümü gerçekleştiği için o kalkıp babasının elini öpemez, sadece  bir noktaya bakmaktadır. Baba, o an  kızıyla bayramlaştıktan sonra fişinin çekilmesine razı olur..

Artık veda zamanı gelmiştir. Genç kızın organlarıyla 6 kişiye can gelir..

İŞTE HAYATTA  ANNE BABA OLMANIN EN ZOR SINAVI BUDUR!..

BU ACIYI YAŞAMAK VE YAŞATMAK ZORUNDAMISINIZ?

Yıllardır yazıyoruz. Uyarıyoruz.Yüzme bilmeyenler sulama kanallarına girmesin.

Yüzme bilseniz bile dalış yapmayın.

Denize de gitseniz,  göğüs hizanızı geçen yerlere kadar gitmeyin diye uyarıyoruz.

Ama dinleyen yok.Hele de bugünlerde sıcaklar iyice bastırınca birde 9 günlük bayram tatilinde insanlar denizlere akın etti. Fakir fukara ve denize gidemeyenler ise sulama kanallarında serinlemeye çalıştı, baraj göletlerine girdi.Yine onlarca insan boğularak hayatını kaybetti.

Tarsus'ta bile son bir ayda 4-5 kişi boğularak hayatını kaybetti, boğulma tehlikesi geçirenler, kurtarılanlar oldu. Birde hayatını kaybedip bulunamayan birkaç gün sonra  suya girdiği yerin kilometrelerce ilerisinde suda cesedi bulunanlar var.

Bunlar yürek dağlıyor.Bayramın son günü bir genç kızımız sulama göletine girmiş. Onunda cesedi bulundu.

Adana'da yine bir Afgan uyruklu Türk vatandaşı 18 yaşındaki bir genç boğuldu. Yurdun diğer bölgelerine girmeyeceğim. Oralarda da boğulan hayatını kaybeden onlarca kişi var.Suda boğulup cesedi arananlar, aileleri perişan. Birde ceset sudan çıkarılırken o görüntüye yürek dayanmıyor.

E be kardeşim, sıcaktan bunalsanız da yüzme bilmediğiniz halde neden suya girersiniz? Yada suya girmek tehlikeli ve yasaktır ibaresi olan yerlerde yasağı delince elinize ne geçiyor.Boğulup hayatınızı kaybediyorsunuz.

Acı ve gözyaşı bırakıyorsunuz geride.

Değer mi bu yaşananlar için suya girmeye?

Ana babaları üzmeye ve evlat acısı yaşatmaya?!..