Dünya Sağlık Örgütü, Antibiyotik kullanımının verdiği zararları görünce insanları uyarmaya devam ediyor.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim dalından Prof. Dr. Eda Kuyumcu geçen gün TRT Çukurova Radyosuna çıkmıştı. Eda hanım radyoda konuşuyor:

“Eczacınızdan Antibiyotik isterken hangi ağrılar için istediğinizi söyleyin Eczacımızın söylediklerine kulak verin.”

Eda hoca birde çok ilaç kullanımına dikkat çekiyor. Eda hanım haklı, çünkü içimizde günde 28 çeşit ilaç kullananlar var. Bu ilaçlar bir takım maddelerden yapıldığına göre her maddenin vücuda yarardan çok zararı da olabilir. Bunu düşündüm.

Ben Eczacı değilim ama Tarsus67un eski zamanlarında ilaçların tabii bitkilerden eczanelerin özel arka bölümlerinde yapıldığını hatırlıyorum.

Ve doktora erişmemizde hekim muayeneden sonra reçete yazardı.

Bizde eczaneye gider eczacıya reçeteyi verdiğimizde eczacı “Şu saatte gelin ilacınızı alın” derdi.

O yılların ilaçları acaba daha iyimi şifa verirdi. Şimdilerde fabrikasyon ilaçlar var. Bunlar şifa verirken geride mi  kalıyor?

Bu duygu öve düşüncelerle bizim Makam mevkiindeki Makam eczanesi sahip ve çalışanlarına teşekkür ederken Tarsus’un o eski zamanlarında kırık ve çıkıka ilaç yapan Cibare dedeye Hafız Gıdam’a (kemik onaran) Allah’tan rahmet dilerim.

Bu insanların bizlere ne güzel hizmetler yaptıklarını unutmayalım.

Yakında kurulmasını istediğimiz Tarsus Kent Müzesi kurulursa o değerli eski insanları unutmadığımızı gösterelim. O insanların fotoğraflarını koyalım, yaptıkları iyi işyeri yazıp anlatalım Belediyenin yapacağı Kent Müzesinde böyle bir köşe olursa iyi olur diyorum.

Çünkü onlar Tarsus’un geçmişidir.

Öve yine eskilerin gözde eczanelerinden biriside şimdiki İş Bankasının karşısında bulunan Üçgen şeklindeki eczaneydi. Adı Pamuk Eczanesi idi. Bu Üçgen eczanenin içine girdiğinizde içerisi  bir güzel kokardı. Orada çalışanlara saygı duyardık.

İkinci hatırladığım eski eczane  Ahmet Eren eczanesi. Buraya Necla Eren bakardı.

Ahmet Eren ilk defa 1945’lerde tren yolunun ötesinde ev yaptıranlardandır. Evinin müteahhidi de Laz Ali ustadır. Yani Ali Yılmazer.

Yine eczanelerde şifa aramaya devam edenlere şifa dileriz.

Eskiden parmağınız yaralansa bile hemen küçük bir çocuk bulur o yaraya işetirlermiş.

Sonraları bir deyim türemiş. Bir kişi iyilik yapmak istemiyorsa, onun için “Yaralı parmağa bile işemez” dediklerini hatırlıyorum.

Bugün eczane ve sağlıkla ilgili bir yazı yazdık.

Herkese sağlıklı ve mutlu günler dilerim.