::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yakup BONCUk Yakup BONCUk

BİR BEBEĞE ANNE OLMAK YADA BABA OLMAK

26 Mayıs 2018 Cumartesi 12:15

Tarsus eski kaymakamlarından rahmetli Ali Ülger'in birçok sözü kulağıma küpe olmuştur.

Mesela..

“Tarsus'ta yaşamak bir ayrıcalıktır” demişti.

Yine bir başka sözü:

“Acıları paylaşın azalsın,

Sevgileri ve mutluluğu paylaşın çoğalsın”

Ne kadar güzel ve anlamlı sözler.

Bu nedenle sayın Ali Ülger'i bugün rahmetle anıyorum.

Bugünlerde Tarsuslular olarak   acıları da sevinçleri de paylaştık.

Önce Musa  Sayan adındaki uzman çavuşumuzun şehadet haberi geldi, ağladık, üzüldük. Teröre tepki verdik.

Şehidimin Ulu Camiden naşı giderken top arabasında,  şehidin eşi Seher hanım, 5 aylık kızıyla Musa'sını son yolculuğuna gözyaşları ile uğurluyordu.

“Ben benim yaşama sebebimsin. Sen bana Musam'dan yadirgarsın diyerek Ecrin bebeği kucaklıyor ve öpüyordu.

O minik yavru ise daha hayatta neyin ne olduğunu bilemeden 5 aylıkken babasını kaybetmişti.

Elbette “Ben şehit kızıyım” diyecekti birgün, babasıyla gurur duyacaktı. Ama dün o 5 aylık kız çocuğu sıcaktan ve kalabalıktan ağlarken babasının ardından gittiğini bilmiyordu.

O anlar bizleri de duygulandırdı.

Yazar arkadaşım Emine Kuren'de oradaydı.  Birlikte bazı yazıları teati yapıp paylaştığımız Emine hanımda o manzarayı görmüştü. Şehitlikte ise Ecrin bebeğin  ağlamasının bitmesi için  yapay beşikte sallanırken fotoğrafını bile çekmişti.

Sonrada şöyle demişti:

“BEBEĞİNİN AĞIDINDA SENİ GÖRDÜM EY ŞEHİT

Nasıl ağladın öyle bebeğim. Neydi seni ağlatan. Babanın şehadet haberi miydi senin de yüreğini dağlayan. Sen ağladıkça yüreğimiz dağlandı... Gözyaşlarımız acımız ve hüznümüzle birlikte figan olup Rahmana ulaştı.

Gözyaşlarımızda, acımızda, hüznümüzde ve figanımızda boğulsun seni ağlatıp yetim bırakanlar. Anneni dul, dedeni ve neneni evlat hasretine sokanlar.

Sen şehit babanın bizlere en nadide emanetisin. Ağıdınla farkına vardı insanlar sana karşı sorumluluklarının. Ve ağıdınla bana 1.5 yaşında yetim kalan kızımın yetim kaldığı günü yaşattın. Gözyaşlarınla en acı gerçeğisin imtihanlardan ibaret hayatın.

Bebeğinin ağıdında seni gördüm ey şehit! O ağlarken masum bakışlarında sen vardın. Bebeğin gibi yetim kalan Peygamber Efendimiz vardı. Suretin onun yüzüne yansımıştı. Bebeğin etrafına masumca bakıp ağlarken senin cennet kokunda ve Peygamber konusunda teselli aradı. Kendisine uzanan şefkat ellerinde sakinlik ve huzuru yaşadı.

Senin şehadet haberinle vatanına, bayrağına, milletine ve ezanına özünde sadık kenetlendi tüm insanlık. Şehadet şerbetini kana kana iç artık. Bugün senin Rabbinle vuslatın. Şehadetin ve vuslatın mübarek olsun. Peygamber Efendimiz'in Liva-i Hamd Sancağı altında görüşmek üzere güle güle şehidim. Gözün arkada kalmasın.”

Emine hanımda bu yazısı ile duygulandırdı bizi.

Orada bir şey daha dikkatimi çekti.

Ecrin bebeğin yapay beşikte sallanması sırasında  genç bir kadın ardı yanı başında. Biri Ecrin bebeğin annesi, diğeri halası ve  Füsun Kaleli hanım. Füsun hanım Tarsus İlçe Sağlık grup başkanıdır. O da Şehidimizi uğurlamaya gelmişken minik kızını da annesiyle birlikte sallayıp onu bir anne şefkatiyle kucaklıyordu. İşte  acılarında sevginin de paylaşıldığı bu kare beni bu satırları yazmaya yöneltti.İşte bizim halkımız böyledir.

Acılı günde acıyı da paylaşırız.

Mutlu günlerimizde mutluluğu ve sevgiyi de..

Teşekkürler Füsun hanım. Keşke herkes senin gibi olsa. O zaman bu Türk Milleti daha dik ve daha güçlü olacaktır.

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI