::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yakup BONCUk Yakup BONCUk

BİR BÜYÜK ŞAİRİ ANARKEN

02 Kasım 2018 Cuma 09:10

İnsanların unutulmaması için ne yapmak gerek. Kalıcı bir eser bırakmak gerek.

Ünlü  düşünür Mevlana bu hususta ne güzel söylemiştir.

“Kamil odur ki; koya dünyada bir eser,

Eseri olmayanın yerinde yeller eser”

Bu dünyada yaşarken  maddi imkanı bulunanlar okul, hastane, sağlık ocağı, kültür merkezi, stadyum, spor tesisi gibi eserler yaptırıp adlarını burada yaşatıyor.

Bu kadar imkanı olmayan, yada başka hünerleri olanlarda değişik eserler bırakıp gidiyor bu dünyadan. Böylece kendisi  ahrete göçse bile adı ve  şöhreti yaşıyor.

Bugün aramızdan ayrılalı 34 yıl olan bir sanatçımız hala dillerde.

Üstelik bu şair sanatçımız Tarsuslu bir hemşehrimiz.

Adını biliyorsunuz.

Ümit Yaşar Oğuzcan..

Bir yandan memurluk görevi yürütüyor olsa da, o aslında bir şairdi. Bugün onu şiirleriyle tanıyıp seviyorsak, bunu içinde tutamadığı cümlelere ve yaşadığı melankolik hayata borçluyuz.

Ümit Yaşar aslında 9 – 10 yaşlarında kendisi küçük ama kalbi kocaman bir çocuk olarak, anne babasının da teşviğiyle şiire heveslenmişti. Annesi dönemin ünlü şairi Faruk Nafiz Çamlıbel’in tüm şiirlerini ezbere bilirdi ve babası da onu evin ikinci adamı olarak görüyordu. Duvarda ünlü şairin çerçeveli bir fotoğrafı dahi vardı ve evden şiir sesleri eksik olmazdı. Böyle bir evde yaşıyorken Ümit’in şairliğe soyunmaktan başka yolu yoktu.

Ümit Yaşar, şiir hayatına 1940’da şiirlerinin Yedigün dergisinde yayınlanmasıyla başlayan bir genç şairdi.. O zaman gencecik bir lise öğrencisiydi ve bu onun ilk adımıydı. Bu adımı İstanbul, Büyük Doğu, Varlık, Yücel, Türk’e Doğru, Hisar, Çığır, Toprak ve daha başka bir sürü dergi takip etti.

Sonra ilk şiir kitabı ‘’İnsanoğlu’’ 1947’de yayınlandı. 1975’e gelindiğinde 50 kitap çıkarmıştı. Bunlardan 33’ü şiir, 4’ü düz yazı, 13’ü antoloji ve biyografik eserdi. Bunlardan başka, şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle de ününe katkıda bulundu.

Kitap çalışmaları boyunca yayıncılık işleriyle de ilgilendi. 1960’da kendi adını verdiği bir yayınevi kurdu. 1965’te ise sadece üç sayı olsa da, ‘’Yergi – Dergi’’ adlı bir hiciv – mizah dergisi çıkardı. 1979’da İstanbul’da, eşi Ulufer ile ‘’Ümit Yaşar Sanat Galerisi’’ni kurdu ve birlikte yönettiler.

Ümit Yaşar, şiirlerinde özellikle Faruk Nafiz Çamlıbel’in etkisindeydi. En az onun kadar duyarlıydı şiire karşı. Daha çok aşk, ayrılık, özlem üzerine yazarken hayat onu oğlunun ölümüyle sınadığında şiirdeki yönünü acı ve ölüm temalarına çevirecekti.

Ümit Yaşar hayatını anlatsa roman olur cinsinden görmedi hiçbir zaman. Ona göre hayatı sadece şiir olabilirdi; baştan sona anlamlı bir şiir.

4 Kasım 1984 tarihinde hayata gözlerini yuman hemşehrimiz Ümit Yaşar Oğuzcan içen bugün (2 kasım 2018 Cuma) bir anma proğramı tertip ettik.

Tarsus şairler ev Yazarlar  Derneği (TAŞYAD) olarak , bir şair olarak, ünlü merhum şairimizi anacağız. Ümit Yaşar’ı unutmak mümkün mü? Başkan Doğan Akpınar ve Edebiyat öğretmeni Kemal Uslu’nun hazırladıkları anma proğramı bugün  Yarenlik alanında Güner Baykal toplanı salonunda saat 17.00’de başlıyor.

Bizlerde tüm edebiyat ve şiir dostlarını bugün etkinliğimize bekliyoruz. Ümit Yaşar Oğuzcan’ı unutmadığımız bugün bir kez daha gösterelim.

Bu arada bir küçük haber daha vereyim.

Ümit Yaşar Oğuzcan, ölüm yıldönümü 4 Kasım pazara denk geldiğinden  bu yıl 5 Kasım 2018 Pazartesi günü Mersin’de Kongre Merkezinde bir başka etkinlikle daha anılacak.

MEYAD (Mersin Yazarlar Deneği) ve Mersin Büyükşehir  Belediyesi Kültür Müdürlüğü etkinliği ile Ümit Yaşar Oğuzcan’ı Mersinlilerde anacak.

Hem  bugün hem de 5 Kasım’da saat 19.30’daki etkinliklere davetlisiniz.

Bekleriz efendim.

 

 

 

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI