Zaman zaman eş dost ziyaretleri yapıyorum.
Dün sabah Hasan Köse kardeşimin Halit Aslan işhanındaki bürosuna davet ettiler Orada genç işadamlarından arkadaşım Zekeriya Nuranoğlu’nun getirdiği taze simitlerle ve Hasan Köse’nin ısmarladığı çaylarla ufak bir kahvaltı yaptık.
Helal kazanç olunca, bir de yanınızda dostlarınız ve arkadaşlarınız olunca, bir tane zeytin ve iki lokma simitle bile kahvaltı yapsanız, bir bardak çay içseniz, ondan tatlısı olamaz.
Çaylarımızı içerken bir başka sevdiğim arkadaşım geldi. Mahmutağa köyünden Mustafa Bulut da selam verip sohbete katıldı. Bizler kahvaltı sonrası maskelerimizi taktık..
Sohbet konusu Koronavirüs ve tedbirler idi. Söz döndü dolaştı geçtiğimiz aylarda Koronavirüs’e yakalanan ve tedavi görüp iyileşen Nacarlı köyünün eski muhtarı Ahmet Yertan’a geldi.
Gazetelerde Ahmet Yertan’ın demecini okuyup okumadığımızı sordular. Ben o haberi okumuştum. Kısaca anlatayım..
Ne demiş Ahmet kardeşim: “Bir nefes için tüm servetimi verirdim”
Yertan, 2 aya yakın komada kaldı ve iyileşti.
Biliyorsunuz ki, Tarsus, Mersin dahil bugünlerde Koronavirüs’e yakalanan insan sayısı artıyor.
O nedenle sürekli bu Koronavirüs belasından kurtulmanın yollarını gereklerini anlatıyoruz.
Bir süre önce Koronavirüs’e yakalanan ve tedavi gören Ahmet Yertan 2 aya yakın komada kaldı. Önce Tarsus Devlet Hastanesinde, sonra Mersin şehir Hastanesinde adeta ölüm kalım mücadelesi verdi.
Takdire şayan doktorlarımızın çabası, Allah’ın takdiri ile yeniden iyileşip hayata döndü. Bu kardeşimizin çektikleri ve yaşadıklarını kendisi ziyaretine gelenlere anlatıyor.
“Maske takın, sosyal mesafeyi koruyun ve hijyene dikkat edin” diyor.
Kendisi maske takınca terlese de, sıkıntı çekse de maskesini çıkarmıyor. Hem kendisi yeniden hastalanmamak, hem de başkasına bir şey olmaması için maskeli yaşama kendini alıştırmış.
Ahmet Yertan kardeşimiz ulusal basından bazı arkadaşlara verdiği demeçte de çok güzel mesajlar vermiş.
Ahmet Yertan’ın 25 Ağustos 2020 tarihli ulusal Akşam gazetesinde manşetten verilen sözleri ilgi çekiciydi.
Diyor ki:
“Koronavirüse yakalanınca hastaneye yattım. 48 gün yoğun bakımda kaldım. 21 gün entübe oldum..Yani solunum cihazına bağlandım. Ve hastalığı yendim. Nefes alamaz olunca zor anlar yaşadım. Bana nefes alabilmem için oksijen verdiler. O zaman düşündüm. Bir insanın nefes almasının ne kadar önemli olduğunu. Yani nefes alamayınca hayatın sona ereceğini.. O an, nefes alabilmek adına 10 dakikalık oksijen için tüm servetimi verirdim”
Ne kadar önemli ve değerli bir tesbit..
xx
İşte size bir Covit -19 hastasının başından geçenler ve tedavisi sırasında yaşadıkları, nefes almanın ne kadar önemli olduğunu anlatan birkaç cümle..
Şimdi bu canlı şahidi görüp, konuştuklarını duyup yada okuyup Koronavirüs’e yakalanmamak için gerekli tedbirleri almanın ne kadar elzem olduğunu anlayabildiniz mi?
Maske takmak zor değil.
Elbette terlemek, burnunuzda maskeyle dolaşmak dünyanın sonu değil.
Ama tedbiri elden bırakıp Koronaya yakalanırsanız, Allah göstermesin o meret yüzünden dünyanın sonunu görmek, hayatınızın sona erdiğini görebilirsiniz.
Maskeli yaşama alışın artık..