::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mustafa ERDOĞAN Mustafa ERDOĞAN

BOZDOĞAN'IN RÖPORTAJI

05 Temmuz 2021 Pazartesi 12:42

Bugün bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.

Geçtiğimiz Cuma günü idi. Tarsus Belediye Başkanı Dr. HALUK BOZDOĞAN’ın bir TV kanalıyla yaptığı söyleşisini dinledim.

O kadar üzüldüm ki tarif edemem.

Başkan Organize Sanayi Bölgesinin geçmişte Tarsus’a bağlı olan Huzurkent’in Akdeniz ilçesine bağlanmasından, Organize Sanayi

Bölgesinin Mersin’e bağlanmasından dem vuruyordu..

Başkan “basında bu işi es geçiyor” diyor.

Ben diyorum ki..

Sayın Başkan o işin mücadelesini geçmişte sadece Tarsus Ekspres gazetesi yaptı. Bahsedilen bölgenin Akdeniz belediyesine bağlanmaması için gazetemizde günlerce manşettenhaber verdik. Bende Tampon köşemden defalarca yazdım.

O dönemin siyasetçilerine , bu işe imza atanlara

“Tarsus’a yazık ediyorsunuz” dedim.

Huzurkent Akdeniz belediyesine bağlanınca ister istemez Tarsus-Mersin Organize Sanayi Bölgesi de Mersin Akdeniz’e geçti. Tarsus’a

bağlı yüzlerce işyeri ve fabrika Akdeniz’e gitti. Bu işyerlerinin sahipleri Tarsus TSO’dan istifa edip Mersin’e kayıt yaptırdılar.

BİZ BUNLARI YAZDIK

Tarsus Belediye Başkanı HALUK BOZDOĞAN geçmişin arşivlerine bakıp konuşmalıydı.

Arşivde bahsettiği konuyu kimler yazdı, kimler yazmadı diye ayırt edilmeliydi.

Huzurkent’in ve OSB’nin Akdeniz’e bağlanmasıyla maddi ve manevi çok zararımız oldu. Huzurkent’teki yüzlerce tapu Tarsus Tapu Dairesine kayıtlıydı, sonrasında hepsi Akdeniz ilçesine gitti.

Huzurkent’in Akdeniz’e bağlanması hepimize ve tüm Tarsus’a zarar verdi.

Eskiden tapu kaydı olan, adliyeyle işi olan Tarsus’a geliyordu.

Nüfus Müdürlüğünde işi olan kentimize gelecekti.

Tüm resmi kurumlarla işi olan Tarsus’ta işini görecekti. Şu an sanırım Huzurkent’in nüfusu 50 bine yaklaşmıştır. O

dönemde 30 bin kadar nüfusu vardı. Hatırlatayım…

O zaman bırakın siyasileri o dönemin oda başkanları bile

Huzurkentin elimizden alınmasına ses çıkarmadı. Oysa, Huzurkentli vatandaş işi için bu kente gelecek esnaflardan

alış veriş yapacak. Manavından , bakkalından alışveriş yapacak,

Tarsus’taki lokantalarda yemeğini yiyecekti. En büyük zararı yine esnaflar gördü. O dönem bu sorunlara kimse bizim kadar sahip çıkmadı.

O dönemin milletvekili SAFFET BENLİ ve Huzurkent

belediye başkanı MUSTAFAAKGÜL, imzayı bastılar ve bir

gecede Huzurkent, Tarsus’tan alınıp Akdeniz ilçesine bağlandı.

Yine o dönemin İl genel meclis üyeleri de Huzurkent’in

elimizden alınması için imza attılar.

BURADAN DİYORUM Kİ..

Haluk Bozdoğan başkanım bu konuyu biz çok yazdık. Bundan iki yıl evveline kadar taleplerimizi sürdürdük.

Ama gücümüz yetmedi. O dönemin Ankara’daki milletvekili

ve  bürokratları bize sahip çıkmadı.

Sayın başkan, bahsettiğiniz konuda sizin kadar bende üzgünüm. Ama mücadele edenle etmeyeni ayırın.

Bahsettiğiniz konuyla ilgilenmeyen kişiler o dönemin siyasileridir.

O zaman Tarsus ekonomisine büyük darbe vuruldu. Huzurkent’in Mersin Akdeniz’e bağlanması ile OSB’de elimizden

gitti. Tarsus’un ekonomisi böylece büyük darbe yedi.

Ne diyeyim?

O işe vesile olanlar utansın.

Var varası, sür süresi Ankara’da bir lobimizin olmayışı

yüzünden başımıza bunlar geldi.

TREN YOLU!

Gelelim ikinci konuya..

Tarsus Belediye Başkanı Dr.HALUK BOZDOĞAN, kenti

ikiye bölen tren yolunun yer altına alınmasını istiyor. Bu

konuyla geçmişte kimse ilgilenmedi diyor.

Oysa Tarsus Ekspres ve Tampon olarak bunu en az 50 kez yazdık. Bürokrasiyi göreve çağırdık. Ama bizim Ankara’da siyasi sahibimizin olmayışı yüzünden tren yolunun yer altına alınması konusu da olmadı.

Ben diyorum ki…

Bu tren yolunun kenti ikiye bölmesi olayının zararlarını gelecekte daha çok göreceğiz. Hızlı tren faaliyete geçince sağlı sollu demiryolunun kenarlarına duvarlar yapılacak.

Bazı yerlere alt ve üstgeçitler yapılacak. Devlet Hastanesi ek binası Acilin karşısı trafiğe kapanınca trafik allak bullak olacak.

Bunu biz 50 kez yazdık.

Siz o zamanlar belediye başkanı değildiniz, belki gözünüzden kaçmıştır. Bizim arşivlerimizde yayınlarımız var, hepsi elimizde hazır. Zatıaliniz bu konudaki yayınlarımızı arşivimizden inceleyebilir.

Yine il konusuyla ilgili yazılarımız ve yayınlarımızın hepsi arşivlerde. 1985 yılından beri il konusundaki yazılarımız unutulmasın. Geçmişte İl olmak için Ankara’yı su yolu yapmıştık. Siz bizim arşivlerimizi inceleyin, kimin Tarsus için çalışıp kimlerin çalışmadığı ortaya çıkar.

İMZALAR 100 BİNİ GEÇMİŞTİ

Ben Tarsus il yapılsın diye Ankara’ya giderken yolda kaza geçirdim. 1991 yılında kaza yaptık. O dönemin başbakanı olan merhum YILDIRIM AKBULUT’a Tarsus’tan 100 bin imza götürdük verdik. Bizi il yapın dedik. Biz Tarsus sevdalısıyız.

Siz geçen gün bir TV kanalına röportaj verdiniz. O zaman

“Tarsus’un sorunları için kimse uğraş vermedi” dediniz.

Bu söz beni üzdü. Çünkü bahsettiğiniz konularda biz

sürekli yayınlar yaptık. Huzurkent beldesi Tarsus’un kalsın diye hep yazdık. Tren yolu yer altına alınsın diye defalarca yazdık.

Tarsus il yapılsın diye yıllarca uğraş verdik. Haberler yaptık.

Bizim Ankara’da lobimiz ve siyasi sahibimiz yok başkan.

DAHANE DİYEYİM.

Biz bahsettiğiniz konularda sizin başkan olmadan önceki yıllarda çok mücadelesini verdik.

Tarsus’ta hep dedikodu ve çekememezlik var. Bunları aşmamız lazım. Aşamadığımız sürece bundan hepimiz zarar görüyoruz.

Şimdilik bu kadar..

BİR NOT:

Çamlıyayla önemli bir yaylamız.. Ama burada da önemli

bir sorun yaşanıyor.

Özellikle yaz aylarında Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri Çamlıyayla kent merkezinde trafik kilitleniyor. Yıllardır bir otopark sorunu çözümlenemedi. Bu sorunun acilen çözümlenmesi şart. Bunu da buradan hatırlatayım.

****

HERKESE SAĞLIKLI MUTLU VE BAŞARILI

HAFTALAR DİLİYORUM

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI