Malum yazın en sıcak günlerini yaşıyoruz..

Haziran bitti, Temmuz bitti.

Sonra sarı sıcakların yaşandığı aya geldik.

Dün Sıcak bir Ağustos ayını geride bıraktık.

Artık Eylül ayındayız. Ama burası Çukurova olunca bizde sıcak bitmez. Normalde 3 ay olan yaz ayı bizde 4-5 ay devam eder. Bakmayın siz mevsimler içinde “YAZ” ayı olarak Haziran, Temmuz, Ağustos aylarının yazdığına.. Bizde Eylül’de de yaz ayı devam eder. Hatta Ekim ayında bile güneş yakar Çukurova insanını..

Hoş, bizlerde sıcakkanlı milletiz ya?

Sıcaktan kavrulsak da , Çukurova’yı terk etmeyiz. Sıcağa dayanamayan bir kesim, 3-4 aylığına Çamlıyayla, Gülek, Tekir, Arslanköy, Gözne gibi  yaylalara kaçsa da, yine dönüp dolaşıp Tarsus’a gelmektedir.

İşte bu yılda kavurucu sıcakları yaşadık.

Kimimiz denize gittik.

Kimimiz yaylalara attık kapağı..

Kimimiz lükse alıştık. Bu nedenle bazılarımız  Ay-fon’u (iphone telefon) beğenmez..
Kimimiz kuru fasülye -pilavı yemez.

Kimisi de kebap yağlı diye el sürmez.

Kimisi de son model olarak geçen yıl aldığı arabaya bu yıl modeli eski diye binmez. Parası yoksa da kredi  ister.

Kimisi, 30 Ağustos Zafer bayramını bilmez. İstiklal marşı okunurken yerinde durmaz.

Saygı nedir hiç bilmez!

Şehitliğe gidersin. Hocalar Kur’an-ı Kerim okur.  Dua eder. El Fatiha der, ama bazıları fatihayı bilmez.

Bu tür istek ve olumsuzlukları çoğaltmak mümkün.

xx

Oysa tüm bunlardan daha mühimi vardır?

Nedir O?

“Bu vatan nasıl kurtuldu, bilir misiniz?”

Elbette bilmeyenlerimiz çok.

Bu vatanı kurtarmak için cepheye giden babalar ve oğullar dönmedi geriye..

Vatan kurtulsun diye analar - bacılar mermi sırtlandı, taşıdılar cepheye..

Şimdiki yeni nesil hem bunları bilmez, hem de anasını babasını, yani atasını beğenmez.

Ve birde Şehitlere dua etmez.

Oysa bu vatan kolay kurtulmadı..

Bu vatana az can feda olmadı.

Ama Türk askeri, Kuvayi Milliyeciler, imanla, yürekle, bilekle, akılla, kadınının  omzunda taşıdığı  mermiyle kurtardı bu vatanı..

Atatürk ve silah arkadaşları kurtardı yurdu ve ilelebet yaşasın diye kurdu   vatanı.

Ve büyük zaferler, büyük fedakarlıklarla kazanıldı.

30 Ağustos Başkomutanlık savaşını,  silah arkadaşları ile  birlikte kazanan  Mustafa  Kemal’i, Fevzi Çakmak’ı, Kazım Karabekir’i, Ali Fuat Cebesoy’u  ve diğer adlarını sayamadığımız cengaverleri, kahramanları unutmak olur mu?

Dün yine hepsini Fatihalarla andık Tarsus Şehitliğinde.

Kahramanlarımızı ve bağrımızda yatan tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı, sevgi, özlem ve minnetle,  andık.

“Allah’ım bizlere bir daha kurtuluş savaşı yaşatma” dedik avuçlarımızı semaya açarak.

Yaz sıcaklarından çoğumuz kent dışına kaçıp gitmiş olsak bile, bu kenti terk etmeyen, bu kente sevdalı, bu kentin bekçileri olarak 30 Ağustos Zafer Bayramımızı yine coşkuyla kutladık.

Çünkü bu bayram öyle bir bayram ki..

Bu bayramlar öyle 99 yıl değil, 100 yıllarca kutlanır..

Ve kutlanmaya devam edecektir..