::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mehmet YAŞOT Mehmet YAŞOT

BUGÜN CUMHURİYET BAYRAMI

29 Ekim 2018 Pazartesi 10:23

Bugün 29 Ekim..

Yani Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 95. Yıldönümünü kutluyoruz.

Ben ve yaşıtlarımın daha doğmadığı yıllardı Cumhuriyetin kuruluşu..

O yılları şöyle bir düşünmek istedim.

Bir İstanbul, Osmanlı imparatorluğunun başkentiyken Türkiye Cumhuriyeti Ankara'da 1923 yılında kurulur. Ankara  başkent olarak kabul edilir.

Yabancı işgalcilerin tanıdığı İstanbul yönetimini tanıma sürerken, Ankara'da Cumhuriyet kurulmuş. Çok zor şartlarda fedakarlıkla kurulan Cumhuriyeti kısa zamanda bütün dünya tanımış.

Siyasi özgürlükler, halkçılık ve devletçiliğin bir ülke sevgisinde tüm ülke insanını yüreğindeyken ekonomik hamlelerle yerli malı korunmuş. Yurtta sulh, cihanda sulh çizgisinde ülkeyi bugünlere getirmiş bir Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden Atatürk çok endişe duymuş. Ölümü halinde Cumhuriyeti siyasilere emanet etmemiş olduğunu Atatürk'ün Gençliğe hitabesinden öğreniyoruz. O yüzden Cumhuriyet bayramınızı kutlarken Atatürk'ün şu konuşmasıyla Cumhuriyet'in tarihini hatırlayalım. “Efendiler, meclis tarafından Cumhuriyet kararı 29-30 Ekim 1923 gecesi saat 20.30 da verildi. 15 dakika sonra yani saat 20.45 de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Durum aynı gece bütün ülkeye duyuruldu.  Her yerde gece yarısı 100 adet top atışı yapılarak tüm ülkeye ve dünyaya  ilan edildi.  Bu nutukta da yazar.

Yazımızı yazdığımız bu zamana kadar 92 yıl geçmiş. Kurtuluş savaşında ülkenin çektiği sıkıntılardan sonra Cumhuriyetin güzelliği tarihin içinden tebessüm ede dursun, bugünler Cumhuriyet rahat mı diye sormak isterim.

Atatürk ölmeden önce bugünleri görmüş, bu nedenle bazı endişeleri de olmuş ki Cumhuriyeti gençlere emanet etmiş.

Ve şimdi yorumsuz olarak rahmetli Atartürk'ün gençliğe hitabesini alıyorum. Lütfen her satırını iyi okuyun, sindire sindire okuyun.

“Ey Türk Gençliği ..

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedbahtların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşenmeyeceksin. Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet fakrü zarüret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün önemli söylevini hatırladık.

Cumhuriyet bayramında bir kere daha yazdık ve okuduk.

Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun.

Bugünler tam bayrak asma zamanıdır. Bayrağınızı çıkarın evinize, işyerinize asın . Asın ki Cumhuriyetimizi görkemli bir şekilde kutladığımızı gösterelim.

Çünkü Cumhuriyet bir ülkenin özgürlük bayramıdır. Hepinize daima kutlu ve mutlu olsun.

Yine büyük önder Atatürk'ün bir sözleriyle yazımızı noktalayalım.

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Vatanı sevmenin hududu yoktur. Vatanın bir karış toprağı dahi vatandır.

Türk'üyle, Kürd'üyle, Alevisiyle,, Sünnisiyle, hristiyanıyla, müslümanıyla bu vatan bir bütündür. İnancımızda yüreğimizdedir

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI