::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mustafa ERDOĞAN Mustafa ERDOĞAN

CEP TELEFONLARI

22 Ağustos 2019 Perşembe 13:19

Türkiye'de artık herkesin cebinde cep telefonu var.

Eskiden  ev telefonları, birde işyeri telefonları dışında telefon bulmak zordu.

Ama teknoloji hızla gelişti ve Cep telefonları çıktı. Türkiye'de bu kısa sürede moda haline geldi.Bir insan yolda yürürken bile telefonla konuşuyor.Bakıyorsun, adam adeta kendi kendine konuşuyor gibi.

Kulağında  bir kulaklık telefonu görmek bile mümkün olmuyor bazılarında.

Kimisi de elini kulağına dayamış hem yürüyor hem konuşuyor. Yanından, karşısından biri gelip geçse bakmıyor, baksa da algılamıyor.

Bu telefonlar artık herkesi esir almış.

Türkiye'de ülke nüfusundan fazla telefon var dersek yalan olmaz.

Birde bu cep telefonlarının internet vasıtası ile sosyal medya ağına girenler var.

Artık yaşı ne olursa olsun insanlar arasında bu cep telefonları ile konuşma yapanlar, birbiri ile mesajlaşanların sayısı hayli arttı.

Kimisi birbirine mesaj atıyor.

Yada belden aşağı vuruyorlar.

Benimki sadece bir hatırlatma.

Bu konu  düşünülecek bir husus. İnsan sayısından çok cep telefonu olur mu? Hatta bazı kişilerde iki tane veya üç tane yine telefon var. Kime ne? Bir insana gerekliyse 3-5 tane bile  cep telefonu olabilir.

Bu telefon konusunu yine Allah can sağlığı verdiğinde daha detaylı olarak sizinle paylaşacağım. Çünkü bu telefon konusu çok önemli.

 

DALKAVUKLAR

Günümüzde dalkavukluk çoğaldı. Ne zamanki dalkavukluk toplumu olmaya başladık, çöküş de o zaman başladı.

Çünkü yazdığımız yazılarda bile bize “Dalkavuklar yazı yazmış” diyenler vardır. Bunları duyuyoruz.

Dalkavuklar, birde yöneticilerin etrafını sarmış. Ne olur bu dalkavuklara dikkat edin.

Belki benim yakınlarımda da vardır, bunları görüyor veya görmüyorum.

 

EŞEKLİK

Eşeği düğüne çağırmışlar. Eşeğin yakın arkadaşı katır buna çok sevinmiş. Ama suratı asılan eşek memnun görünmüyormuş.

Katır “Düğüne çağrıldığına sevinmedin mi arkadaşım?” diye sormuş.

Eşek “Hayır”demiş. “Hiç memnun olmadım”

“Neden ki” diye sormuş katır?

Eşek cevap vermiş:

“Bir eşeğin düğününe niçin çağırırlar biliyor musunuz? Ya odun yada su bitmiştir. Birinin taşıması lazım. Yoksa  beni niye düğüne çağırsınlar ki?”

Günümüze uygun bir fıkra. Bazı kişiler birilerini eşek gibi kullanır. O nedenle işine lazım olunca o kişileri çağırır..

 

İSA FIRAT KÜPELİ!

Beni en çok takip eden okuyucularımdan  memleketimizin yetiştirdiği ender insanlardan (e) Cumhuriyet Savcısı bir kardeşim  var.. Türkiye'nin birçok ilinde Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış olan  İSA FIRAT KÜPELİ, benim Tampon köşemi ve gazetemizi  hergün okuyor. Beğenilerini zaman zaman telefon açıyor bildiriyor. Sosyal medyadan takip ediyor. Kendisine ve yazılarımı beğenip paylaşan diğer dostlarıma da teşekkür ediyorum. Emekli hukukçumuzun gündemi takip etmesi ve beğeni yapması da güzel. Hatta eleştiri olduğunda bile memnun oluruz.

Emekli hukukçu abimiz  İSA FIRAT KÜPELİ 'ye ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah kendisine sağlık, sıhhat ve uzun ömür versin.

 

GAZETECİLİK

Gazetecilik çok önemli. Dar bölgede gazetecilik yapmak önemli.

Bugünlerde Tarsus kaymakamı YÜKSEL ÜNAL'ın tayininin çıkması gündemde.. Bu tayin işi kimine göre iyi oldu, kimine göre kötü oldu.

Adam Devlet Memuru.  Neresi olursa olsun gidecek görevini yapacak.

Tarsus'a bir üniversite kuruldu. Adım atacak yerimiz yok. Belediye başkanı Dr. HALUK BOZDOĞAN 260 dönüm yer verdi. Burası ne olacak belli değil.  TEV Mütevelli heyeti üyeleri geçen hafta istifa ettiler. Dün son toplantıları vardı, ne oldu bilmiyorum.

Ama Tarsus Üniversitesi bu yıl fazladan öğrenci alamayacak. Bu nedenle kimse sevinmesin, Tarsus Üniversitesi kuruldu diye.

Keşke bu yıl yeni birimler açılıp binası olsaydı da beş bin öğrenci alabilseydik.

Bundan sonra umut Berdan nehri kenarında verilen 260 dönüm arazide.

İşte böyle bir memlekette yaşıyoruz.

Görüyor ve şahit oluyorsunuz.

Başka illerde  üniversite var, oralarda öğrenci çok ve kent hareketli, burada ise bina arıyoruz. Durumu görüyorsunuz. Bu işin sonu ne olacak? Kararı siz verin.

Yazımızda da nereden başladık nereden çıktık.

XXX

Bir duvar yazısı ile  devam edelim..

“Söz bir kantardır, insanı tartar.

Doğru konuşursan şerefin artar. Yalan söylersen ocağın batar” Yorumu size bırakıyorum.

XXX

Doğru konuştuk, eğri konuştuk. Ve bugünkü köşemizi yazdık. Ama bitmedi. Bugün içimden çok yazı yazmak geliyor. O nedenle beğendiğim bazı şiir ve dörtlüklerle,   önemli sözlerle yazımıza devam ediyoruz.

XXX

DÖVÜN

Ben ölünce etsin dostlarım bayram

Üst üste tam 40 gün 40 gece düğün,

Açı doyurmaksa kabirde meram.

Yemeğim Fatiha, günde beş öğün.

XXX

Hey gidi gölgeler ülkesi dünya,

Bir görünmez şeyin gölgesi dünya

Boşlukta ayrılık bölgesi dünya,

Bu dünyada yeme, içme ve dövün.

XXX

NECİP FAZIL’dan aktardım bu dizeleri. 

Yine  aynı şair ile devam edelim.

Kapıya ne  icra memuru gelir

Nede  birinci şube  sivil polisi

İçerde kimine kuş tüyü sedir

Yüzüstü toprağa düşer kimisi.

XXX

Bir musiki orada, zaman ve mekan

Yıldız dolu feza küçük camekan,

İmkan atomunu çatlatan imkan

Bir hiç ki içinde heplerin hepsi..

 

TABLO

Ölümü sığdıramaz, aklı daracık kovuk

Ölmez çıldırmaz ağlarlar boğuk boğuk.

İlaç yarım şişede , koltuk mahzun köşede,

Ev halkı telaşta, ölü yerde sopsoğuk.

 

BÜYÜK RANDEVU

Büyük randevu bilsem nerede saat kaçta?

Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?

 

DİPSİZ KUYU

Ağzıma soğuk kurtlar dolacak, gözüme kum

Dipsiz kuyu sürdükçe zaman sürecek uykum.

 

EZAN

Ölürken aynı ahenk, sela sesinden sızan,

Kulağıma doğduğum günde okunan ezan.

 

HASRET..

Ölecek miyim tamda söyleyecek çağımda.

Söylenmedik cümlelerin hasreti dudağımda..

 

TABUT

Ufka bakarlar, ölüm uzakta mı uzakta..

Ve tabut bekler suya inmek için kızakta!

 

MÜJDE

Öleceğiz, müjdeler olsun, müjdeler olsun..

Ölümü de öldüren rabbe secdeler olsun.

 

EN SON

Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber.?

XXX

Bugün sizlere merhum NECİP FAZIL KISAKÜREK'den alıntılar yaparak paylaştım. Değerli okurlarım belki bunları okudunuz, belki okumadınız.

Ama hepsi de önemli sözler.

Dünya senin olsan,

Yere göğe sığmıyorum deseniz  elbet birgün gideceğiz bu dünyadan.

Son yolcuğuluğa çıkacağız elbet.

Belki  bugün belki yarındanda yakın.

NECİP FAZIL KISAKÜREK başta olmak üzere bugün tüm şehitlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum.

Bütün ölmüş değerlerimizede rahmet diliyorum.

Gazilerimize de sağlık ve uzun ömürler diliyorum.

Sizlerde iyiki varsınız değerli okurlarım.

Bugünde bu yazılarım  gazetemizden sonra sosyal medyada yer alacak.

Oradan da yorumlarınızı bekliyorum. 

Sizin  dilek, temenni ve yorumlarınız bana ışık tutuyor.

Allahım memleketimize sağlık, sıhhat ve dirlik düzenlik versin.

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI