Koca dünya ne badireler atlatıyor..
Bir yandan savaşlar başlıyor..
3 ayda biter denilen çatışmalar ve savaş bir yıl doluyor bitmiyor.
Durup dururken bir hastalık ortaya çıkıveriyor.. Milyonlarca hayvan telef oluyor.
Hayvanlara üzülürken bu kez Corona Virüs denilen illet peydahlanıyor. Pandemi döneminde yine milyonlarca insan hayatını kaybediyor.
Bu meret bitti çok şükür diyerek tam sevinmeye başlıyoruz.
O da ne?
Binalar sallanıyor, yer yarılıyor, yollar patlıyor. İnsanlar deprem afeti ile canlarını kaybediyor.
Kahramanmaraş merkezli depremde Vefat edenlerin sayısı 6 Şubat’tan itibaren biner biner artıyor. Bin, 3 bin 5 bin 10 bin, 20 bin, 30 bin derken 40 bini deviriyoruz. 43 bin, 44 bin gibi rakamlara geliyoruz. İnşallah gerçek değildir, kayıtsızlarla bu rakamın 100 bini bulduğunu iddia edenler var. Göçük altından hayatını kaybetmiş insanların cesetleri çıkıyor.
Molozlar kaldırıldı, bitti derken bu kez 20 Şubat akşamı Hatay merkezli bir deprem daha yaşıyoruz. Bu kez fazla can kaybı yok, hayatını kaybedenlerin ise hasarlı evlerine girerek eşyalarını kurtarmak için çalışırken depreme yakalandığı ve öldüğü bildiriliyor. Elbette can önemli, ama mal da canın yongası olunca, bazı insanlar binlerce lira tutan mallarını kurtarmanın derdinde.. Bunu düşünürken depreme yakalanıp hayatlarını kaybedenler oluyor.
Tabi bu arada 6 Şubat tarihinden bu yana küçük ölçekli sık sık depremler oluyor, yada sarsıntılar,artçılar yaşanıyor. Ama bunların hepsi insanların yüreklerini ağızlara getiriyor.
Ülkemiz ve dünya ülkeleri zaman zaman depreme maruz kalıyor.
Ölenler oluyor, sakat kalanlar oluyor.
İnanın sandalyede otururken, ayakta dururken bile bir anda sallandığınızı hissedebiliyorsunuz. Bu hislerinizin kimisi gerçek , kimisi ise psikolojik.. Bu depremde şu öğrendik.. Deprem oluyorsa, yada artçılar bizi sallıyorsa bilin ki avizeler de kendiliğinden sallanıyordur.
Son 20-25 gündür deprem olayı iyice hayatımıza girdi. Depremin olmadığı gün yok gibi. Bereket versin ki ölçümlerdeki rakamlar küçük. Ama bu değildir ki 5 ve 6 gibi rakamlarda yeni depremler olmayacak. Allah 7-8 gibi rakamları göstermesin. Ama deprem gerçeği ile yüzleşip depreme alışarak yaşamak durumundayız artık.
xx
Bu arada depremi fırsat bilip ev kiralarını fahiş ölçüde artıranları gördükçe, kira için istenen rakamları duydukça üzülüyor, tepki gösteriyorum.
Bir insan önce insan olacak, vicdanlı olacak. Vicdan ve merhamet sahibi değilse, o kişi benim nazarımda insan bile değildir.
Bu konuya yetkililerin bir çözüm bulması şarttır.
Son söz olarak diyeceğim şudur:
Bundan böyle ülkemizde deprem gerçeğini unutmadan depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Deprem anında nasıl tedbirler alacağımızı bilerek ve uygulayarak hayata devam etmeliyiz.
Hasarlı ve yıkılma tehlikesi olan binaları da boşaltmalı, tadilat veya kentsel dönüşüm yoluyla sağlamlaştırmalıyız.
Çünkü yaşanan depremlerde gördük ki, deprem değil öldüren, çöken çürük binalardır insanları hayatından eden.