Kendisiyle Niğde’nin Ulukışla ilçesinde 13 yıl evvel tanıştım. Birkaç yıl aynı caminin ve çay ocağının müdavimi olduk. Bundan dolayı Duran emmiyle hayli sohbet ve muhabbet ettik.
Duran emmi, hayata, insana ve olaylara çok farklı açılardan bakabilen nüktedan bir kişiliğe sahip. Onun hayatı ve söyledikleri bu toprağın mizah anlayışını özetler mahiyette. Duran emmi, yapıp söylediklerini mizah olsun diye değil, izah olsun diye yapıyor, söylüyor. Fakat, bu konuda öyle usta ki, izahı doğal bir mizaha dönüşüyor.
İşte size 13 yıl evvel gerçekleşmiş o sohbet ve muhabbet zincirinden birkaç halka..
-HERKES ÇAYINI RAHAT İÇSİN-
Duran emmi, ağa adamdır. Eliyle cebinin arasında hiç mesafe yoktur. Fakat onun ağalık tarzı bambaşka.
Dostlar meclisine ısmarlanan çaylar, tepsiden inmeden Duran emmi garsona hemen parayı uzatır. O kadar oturup kalktık, daha bir kere parasını ödemeden tepsinin yere indiğini görmedim.
Bir gün kendisine niçin böyle yaptığını sorduğumda, bana aynen şöyle dedi:
“Bülent hocam, şimdi çaylar geliyor,. İnsanlar, çaylarından bir yudum alıyorlar, çayların parasını kimin vereceğinin derdine düşüyorlar. Acaba çay parasını Ahmet mi verecek, Mehmet mi verecek? Ben, tepsi daha masaya inmeden çayların parasını ödüyorum ki, insanlar bu ikilemden kurtulsunlar. Herkes çayını rahat içsin.”
- YAYLA ÖMRÜ UZATIYOR-
Bir sohbette Duran emmi “arkadaş, ben ne yapar, eder mutlaka yazın yaylaya çıkarım.. Hiç sıcakta kalmam. Çünkü sıcakta kalırsam, daha az yaşamış olurum” deyince, ona şöyle sordum:
“Sahilin ömrü kısalttığını, yaylanın uzattığını nereden çıkardınız? Bu kanaate nasıl vardınız Duran emmi?”
Duran emmi bakın bu soruya nasıl cevap verdi:
“Hocam, bizim nefesimiz sayılı değil mi? “
“Evet.”
“Peki insan, yazın o kavurucu sıcakta mı çok nefes tüketir, serin yaylalarda mı?”
“Haliyle insan kavurucu sıcaklarda daha çok nefes tüketir”
“Bak hocam, sen de söyledin. İşte bundan dolayı diyorum ki, yaylada yaşamak, yazın serin hava teneffüs etmek, nefes sayısından dolayı ömrü uzatıyor.”
-BİR ŞEHRİN ÜÇ MEKANI-
Duran emmiye göre bir şehirde şu üç mekan varsa, o şehir yaşanabilir bir şehir demektir.
1-Hastane.
2-Postane.
3-Pastane.
HANGİ YAŞTA NE YAPMALI?
Duran emmi, bir dost meclisinde insanın hangi yaşta ne yapması gerektiğini bakın nasıl özetliyor?
“Arkadaşlar, bence bir insan 30 yaşına kadar mutlaka evlenmeli. 50 yaşına kadar edinebildiği kadar servet edinmeli, yaş 75’i bulunca da bu alemden çekilmeyi bilmeli.”
-STRESS’İN İLACI-
Duran emmiyle, her gün sabah namazından sonra yürüyüş yapardık. Duran emmi, yolun bir yerinde ayakkabılarını eline alır, ayak yalın yola revan olurdu. Sebebini sorduğumuzda şöyle derdi:
“Hocam, insanın ayağı yere basmazsa, başı dertten kurtulmaz. İnsan, topraktan elektrik alamazsa onu stres’in elektriği çarpar. Ben ayak yalın toprakta yürüyorum ki, stres’ten depresyondan uzak kalayım.”
-BOL KAZANÇLI TİCARETİN ÜÇ SIRRI-
Duran emmi, uzun yıllar pazarcılıkla uğraşmış. Pazarcılıktan çok para kazandım diyor.
Bunu nasıl yaptığını sorduğumuzda ise işin sırrını şöyle açıklıyor:
“Hocam, ticari hayatta çok para kazanmak istiyorsanız, muhatap kitlenizi oldukça geniş tutmalısınız. Ben pazarcılık yaparken pazarın üç yerine tezgah açtım. Üç sınıf mal bulundurdum. Gelir seviyesi düşük olan insanlar için, orta düzeyde olanlar için, birde yüksek düzeyde olanlar için. Bundan dolayı, aşağı yukarı herkese hitap etmiş oldum. Böylece herkesten para kazandım. Ben, insanları paralarına göre ayırmıyorum. Sadece, hayatın gerçeklerinden hareket ediyorum.