Yılların esnaf temsilcisiydi o.

1966-1967 yıllarından beri esnaftı.

1968-69-70-71 yılına kadar Tarsus Şoförler Odası başkanıydı.

O sıralar Tarsus Şoförler Odası binası Cezaevi yolundaydı.

Kendisi esnafla haşır neşirdi.

Kimsenin gönlünü kırmazdı.

Halk diliyle “Esmer Ahmet” idi adı.

Ona Esmer Ahmet demezseniz kimse tanımazdı.

Zaten o yıllarda herkesin bir lakabı vardı.

1970'li yıllarda MESOB Birlik başkanlığını  yaptı. O yıllarda MESOB şimdiki gibi şaşaalı değildi.

Birlik kasasında para yoktu, pul yoktu.

Çok  sıkıntılar çektik.

Bende o yıllar birlik yönetiminde kendisiyle birlikte çalıştım.

Bende Bakkallar derneği başkanı idim.

Her gün Mersin'e gider gelirdik.

Esmer Ahmet'in bir özel arabası vardı.

Her gün onunla gider gelirdik.

Aracı Mersin'e gidip gelirken çok kez su kaynattığı olurdu.

O günler şimdi nerede kaldı.

Sonra Esmer Ahmet hasta oldu.

Makamdan düşünce seni kimse aramaz derler.

Esmer Ahmet'i de hastalığında kimseler arayıp sormadı.

Ve dün bir haber geldi.           

Vefat eden Esmer Ahmet dün Tarsus şehir mezarlığında toprağa verildi. Ben kent dışında olduğum için cenaze törenine katılamadım. Akşam üzeri gelince bu köşemi yazdım.

O bana yeğenim derdi, bende ona amca derdim.

Yıllarca ikametini Tekke mahallesinden taşımadı.

Herkes apartmanlara taşındı, yüksek katlara taşındı. Esmer Ahmet (Ahmet Erdoğan) Tekke mahallesindeki evini değiştirmedi.

İyi bir insandı. Birlikte beraber çok çalıştık. Verdiğimiz mücadeleyi bir Allah, birde rahmetli Esmer Ahmet (Ahmet Erdoğan) bilir.

Ne diyeyim.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

Şu yalan dünya böyle bir şey.

Biz vefalı dostları olarak Esmer Ahmet (Ahmet Erdoğan) kardeşimizi  unutmayacağız.

HAYRET!

Dün çok kişi beni gördüğünde ilk cümlesi “HAYRET! Oldu.

“HAYRET!” cümlesinin altında manalı sözler ve düşünceler vardı. Bunun nedenini ve açılımını önümüzdeki günlerde sizlere anlatacağım.

Bugün sadece “HAYRET!” diyorum.

Gerisini sonraya bırakıyorum.

KURUM AMİRLERİ

Tarsus'ta kurum amirleri ve müdürleri çok enteresan.

Telefonunu çaldırınca bir düğmeye basıyorlar “Şu an toplantıdayım”, “Şu an konuşamıyorum” diye not geliyor.

Nasıl bir iştir bu anlayamadık.

Arayan kişinin mutlaka işi vardır ki, arıyor.

Ama bazı müdürler  bir havalardaki sormayın.

Allah bu tür müdürlerin eline düşürmesin.

Bu müdürler bir vatandaşın işini yapmamak için telefona bile bakmıyorlar.

Aradığınızda “Toplantıdayım” diyerek geçiştiriyorlar.

Ama sonra size dönüş olmuyor.

Ne diyelim.

Her karanlık gecenin bir aydınlığı olur.

Öyle değil mi sevgili müdürler?

AYLARDIR YAZIYORDUM!

Ben Merdiven altı dershanelerin kapatılması için aylardır yazıyordum.

Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan da TV'lerde konuşarak bunu dile getirdi.

Milli Eğitim Müdürü acaba izinden döndü mü?

Bu dershaneler ile ilgili düşüncesi nedir?

Ne değildir?

Onu soruyoruz.

O da “Bize şikayet gelirse ilgileniriz” diyecektir.

Bende derim ki..

“Şikayete ne gerek var. Bu konuları sizler daha iyi biliyorsunuz”

ULAŞ'TAKİ KOKU”!

Bizim Ulaş köyünde pis kokular var.

Sağlık müdürlüğü ve diğer ilgili kurumlar neden ilgilenmiyor?

Aynı koku Tarsus'ta da var. Tarsus'tan Çamlıyayla'ya giderken o kokuyu duymuyor musunuz?

Yada size şikayet gelmiyor mu?

Bunu biz 3-4 defa yazdık. Ses çıkmadı.

Ben vali yardımcımız ve kaymakam vekili sayın Mahmut  Halal beye bunu iletiyorum.

Ulaş köyü cıvarındaki pis kokuya neden olan yerler denetlensin, engellensin, vatandaş bu kokudan bıktı usandı.

GÖREVE BAŞLADI

Tarsus İlçe Jandarma Komutanı iken Mersin'e tayini çıkan Bahadır Kazım Ersoy 15 Temmuz  Hain darbe Girişimi sonrası  bir iftira sonrası açığa alınmıştı.

O dönem Yarbay olan Ersoy'un başına gelmedik kalmadı. Hatta cezaevinde bile yattı.

Sonra beraat etti, suçsuz olduğu kanıtlandı.

Ve Mersin'de rütbe alarak Albaylığa yükseldi.

Dün öğrendim ki yeniden Mersin'de görevine başlamış.

Allah kimseye kuru iftiralara düşürmesin.

Allah hepimizin hepinizin yar ve yardımcısı olsun.   Bahadır Kazım Ersoy komutanıma görevinde başarılar diliyorum.

Allah yolunu açık etsin, yar ve yardımcısı olsun...