Yaz ayları gelince Tarsus’un sıcakları çekilmez olur.
Birde okullar yaz dönemi tatiline girince, büyükler kenti terk eder.
Deniz evi olanlar denize..Köy ve yayla evi olanlar köy ve yaylalarına giderler. Tarsus’un sıcaklarına dayanamayan ileri yaştaki büyüklerimiz için yaylalar ve dağlık köylerdeki evleri cazibe merkezidir.
Yine geçen Haziran ayında okulların tatile girmesiyle birçok ileri yaştaki hemşehrilerimiz Tarsus’u terk etti, yayla ve deniz evlerine gitti. Okulların açılmasıyla geçen ayın ortalarında bazı yaylacılar ve deniz tutkunları kente döndü. Aradan bir ay geçti. Bugünlerde diğer göçerlerde kentimize dönüyorlar. Okula giden öğrencisi olmayan, yaylada biraz daha kafa dinleyeyim diyenler daha yeni yeni Tarsus’a dönüyor.
Çünkü, artık yaz bitti. Sonbaharın şu günlerinde Tarsus yayladan daha iyi konuma geldi. Yaylalar soğudu, bazı kişiler Ekim’in ilk haftasında yaylada sobalarını yakmaya başladılar bile..
YAYLALAR YAZLIK!
Pazar günü şöyle bir eş dost ziyareti yapayım dedim.
Baktım Gülekli Mehmet amca ve eşi Neriman hanımda yeni dönmüşler Gülek’ten. Nede olsa çoluk çocukları kalmamış yanlarında hepsini evermişler. Bu nedenle diğer tatilcilerden bir ay daha fazla yayla yaptılar.
Yine Çamlıyayla’dan Feriha hanım, Pakize hanımda yaylada havalar soğuyunca kente dönenlerden. Bu iki teyzemiz, yaylaya yaz başında götürdükleri çiçeklerini bile getirmişler.”yaylada kalırsa kışın soğuktan ve bakımsızlıktan çiçekler ölür” diyerek onları kucaklayıp gelmişler.
Aynı “çiçek dalda, bebek kolda sevilir” ata sözü gibi. Bu iki teyzemiz de çiçeklerini kucaklayıp getirmişler.
TARSUS KIŞLIK MEMLEKET!
Yine yaylacı kesimden tanıdığım Rıza bey ve eşi Fatma hanımda yeniden Tarsus’talar. Rıza beyin aslı Niğde Ulukışla’lı O da yaz başında gittiği memleketinin yaylasından daha ılıman olan ikinci memleketi Tarsus’a dönenlerden.
“Yayla güzel geçti. Şimdi Tarsus’ta hava ılıdı. Bizlerde yaylada kimseler kalmayınca kışlığımıza dönelim dedik” diyorlar.
Bir başka yaylacı Cabbar Türkyılmaz abimiz. Şair olan Cabbar bey de Ulukışla’ya ve Darboğaz’a gidip gelen yaylacılardan. Şair Cabbar Türkyılmaz abimiz, sanırım yaz aylarında yayla serinliğini verdiği rahatlıkla orada çok güzel şiirler yazıyor.
Bugünlerde kente dönünce bu kez sonbahar yaprakları Cabbar Türkyılmaz abimize ilham veriyordur. Kendisinin şiirleri çok güzel, Kafiyeli ve türkü şarkı olmaya müsait sözleri var. Tam bir şarkı sözü yazarı diyeceğim. Ama Cabbar Türkyılmaz abimizin henüz keşfeden çıkmamış, yada Tarsus müzikte sınıfta kalmış kentlerden.
Yazımızın özüne gelince…
Yaz sıcakları bastırınca Tarsus’u terkedenler yaylalarda havalar soğumaya başlayınca sıcak memleket dedikleri ve asıl yaşam ünitelerinin bulunduğu Tarsus’a yeniden dönüyorlar.
Aynı leylekler gibi..
Leyleklerde kışın Tarsus’a gelir, yazın başka memleketlere göçer ya?
Bizim göçerlerde yazı tamamladı, insanlara kışın daha sıcak bir yuva sağlayan bizim memlekete dönüş yaptılar. Bende her yıl yaptığım gibi, yayla ve deniz dönüşünde bu dostlarımı bir Pazar tatilini fırsat bilerek evlerinde ziyaret ettim.
Rıza babaya, Fatma anneye, Pakize ve Feriha hanıma, Cabbar Türkyılmaz abimize, Mehmet beye “Tarsus’a ve aramıza yeniden hoş geldiniz. Sizleri sağ salim karşımızda görmek ne güzel” diyerek ellerini öptüm.
Bir Pazar boşluğunu da böyle değerlendirmiş oldum.
Sizlere de tavsiyem çalışıyorsanız, özellikle tatil günlerinde büyüklerinizi ziyaret edin.
Emekli yada boş iseniz, o zaman yine büyüklerinizi zaman zaman ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.