::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Duygu SUCUKA Duygu SUCUKA

GARİBAN ÇOBANIN DERDİNİ KİM ÇÖZER?

06 Ocak 2014 Pazartesi 18:34

Önüne kattığı sürüsüyle birlikte Elazığ’dan kalkıp Urfa’ya gidiyor. Amacı hayvanlarına daha iyi otlaklar bulabilmek, daha iyi hava şartlarında sürüsünü yaşatabilmek. Sonra da Urfa’dan Bingöl’e gidiyor. Ancak Bingöl’de kalamıyor ve Elazığ’a geri dönmek zorunda kalıyor. Gerekçe mera kirası. Bu kirayı veremiyor ya da vermek istemiyor.

Bu yazıyı yazarken kim haklı kim haksızı sorgulamak yerine bu ülkede bir türlü çözüm bulunmak istenmeyen göçer sorunlarına bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Bir kişinin, yüz kişinin değil binlerce, yüz binlerce kişinin, daha doğrusu üreticinin sorunları. Ve Bingöllü çobanınki biraz daha özel.Tarihe bakılacak olursa, göçer bir halkız. Göçerek gelmişiz Orta Asya’dan Anadolu’ya. O zamanlar birmişiz, berabermişiz. Bugün ise bizi çeşitli parçalara ayırarak birbirimize düşman edenlerin oyunlarını seyreyliyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Urfa’dan, hayvancılık sektöründe STK önderi bir dost beni aradı, Çoban Hamit’in sorununu anlattı.Hamit sürüsünü alıp kışlak olarak faydalanmak üzere, Elazığ merkezden Urfa’nın Hilvan ilçesine gidiyor. Oradan da yazı geçirmek, yaylak olarak faydalanmak amacıyla Bingöl’e gidiyor. Hilvan İlçe Tarım Müdürlüğü Bingöl için sevk veriyor. Bingöl Tarım Müdürlüğü (söylenenler doğrultusunda) mera kirası verilmediği için sevki kabul etmiyor. Hamit tekrar Elazığ’a dönüyor. Gel gelelim elindeki beş-altı yüz koyun halen yollarda, halen seyahat halinde gözüküyor. Kayıt altına alınamadığı için hayvanlar kaçak durumunda. Yakalanırsa bir çobanın ödemekte zorlanacağı kadar para cezası var. Ayrıca kayıt altına alınamamaktan ötürü teşviklerden de faydalanamıyor. Yapılması gereken şey hayvanların kaçak konumundan çıkarılması, bunu yaparken de ceza kesmek değil, mağduriyeti gidermek asıl olmalıdır.

Dernekten bir yetkilimiz Hilvan İlçe Tarım Müdürünü aradı, bir netice çıkmadı. Bingöl İl Tarım Müdürlüğünü aradı, orası da çözüm yolu göstermedi. Şimdi bu gariban çoban ne yapsın? Bu sorunu kim çözsün? Hayvanlarını otlatabilmek için dağ bayır gezerken, bu ülkenin üretimine, ekonomisine en ufak bir katkı için çabalarken onun düştüğü mağduriyet birilerinin umurunda olmayacak mı? Sadece göçer Hamit’in değil, tüm göçerlerin sorunu bu detay. Nihayetinde Tarım Müdürlükleri Hamit’in durumunda çok sayıda göçer olduğunu söylüyor.

Göçer sorunlarını defalarca işlemiş, hazırladığı raporları ilgili makamlara sunmuş, hatta Göçer kitabı çıkarmış bir dernek olarak sorunların çözümü ya da iyileştirilmesi konularında ısrarcı davrandık. Herkes sorunu bildi, anladı. İlgili makamlar çözeceğiz dedi ama temel sorunların çözümüne yönelik ne bir gelişme var, ne bir girişim. Mera Kanunu, İskân Kanunu ile ilgili yeniden düzenleme önerilerimiz dikkate alınmış gibi yapılsa da hiçbir gelişme olmadı.

Anadolu’da Göçerler, doğudan batıya azımsanmayacak oranda yaşamlarını sürdürmektedirler. Batıdakiler biraz daha yerleşik hayata yakın dursalar da doğudakiler oldukça ilkel şartlarda yaşamaktadırlar. Doğudakinin de batıdakinin de sorunları ortak ve benzeşiktir. Temel sorunları kendilerine ait birer kışlak ve yazlıklarının olmayışıdır. Bu vesileyle yazın yaylaya çıkarlar, mera sorunu vardır; kışın düze inerler ama barınacak yerleri yoktur. Köylü vatandaş, köyün çevresinde, kışlak için gelen göçerleri istemez. Hem kışlak hem de yaylaklar için köylüye veya gücü elinde tutan kişilere kira bedeli öderler.

Elazığ-Urfa-Bingöl üçgeninde yaşamaya çalışan bir göçerin özel sorununa değinmeye çalıştım. Türkiye’de göçerler yoğunluklu olarak bu bölgede bulunuyorlar. En büyük göçer aşiretleri bu bölgede yaşamlarını sürdürüyor. Nedeni de buralardaki yaylaların küçükbaş hayvancılık için elverişli oluşudur.

Göçer Vatandaş geçimini sağlamak, hayvanlarını en iyi şartlarda yaşatabilmek için tüm cefalara katlanıyor. Ve devamında atalarımızın yaşam biçimini devam ettiriyor, ata geleneğimizi sürdürüyor, kültür mirasımıza sahip çıkıyor. Ve devamında üretime, ülke ekonomisine, hayvancılığa dair katkıları tartışmasız, somut biçimde ortada ve herkes bunun farkında.

Ancak ortada olan en önemli gerçek ise onun, göçerin sorunlarını çözecek kararlı bir otoritenin olmayışı.

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI