Geçen hafta Cuma akşamı idi.

Saat 21.00 suları..

Tarsus’ta Sunay Atilla üstgeçidi altından geçerken baktım  Etem Çalışkan Okuma salonu açık. Işıklar yanıyor ve kapının önünde 3-4 genç  konuşmakta.

Yanlarında durup “İyi akşamlar gençler” dedim.

“Okuma salonu bu saatte açık mı?” diye sordum. “Evet abi, artık gece saat 23.00’e kadar açık kalacakmış.” dedi.

Yanındaki genç ise “Valla bu yeni sistem çok iyi oldu. Geceleri ders çalışmak daha rahat ve yararlı” diyerek arkadaşını destekledi.

Bir diğeri ise “Bu uygulamayı başlatan Belediye Başkanımız Dr. Haluk Bozdoğan’a teşekkür etmek lazım” diyerek konuşmaya katıldı.

Ben gençlerle sohbetimi sürdürürken iki genç çıktı kapıdan. Ellerinde birer bardak çay var. Yan tarafa geçtiler ve orada sigaralarını yakıp tüttürmeye başladılar. Hava soğuk mu soğuk. Aynı günün sabahında Tarsus’a dolu yağmış, Ülküköy tarafındaki caddeler ve sokaklar bembeyaz olmuştu. Hatta bir iki arkadaşım telefon açıp “Tarsus’a dolu yağdı, haberin var mı” gibisinden takıldılar. Yağan  kar değil dolu idi. Ama Tarsus’un kuzey tarafı kar yağmış gibi bembeyaz olmuştu.

Diyeceğim kışın en soğuk günlerini yaşadığımız bugünlerde Tarsus’ta yaşananlardan kesitler sunuyorum sizlere.

Hava soğuk ama sigara uğruna buz gibi havada dışarı çıkan gençler..

Karşı tarafta lokantanın önüne çıkıp soğuk havaya aldırmadan sigara tüttüren erişkinler. Hem de  sadece erkekler değil, kadınlar bile elinde sigarasını tüttürmekte.

Toros mevkiinde Langen bulvarının beri tarafında ise Etem Çalışkan Okuma Salonundan çıkan gençler görüyorum.

Ellerinde çay ve sigara.. Soğuğa rağmen o sigaraya esir olan gençler..  Dumanını tüttürdükleri sigaradan birer ikişer fırt çekerken bir yandan da sıcak çaylarını yudumluyorlar.

Kapının önünde hem sohbet ediyorlar, hem çay içiyorlar. Sigara içenler ise 10 metre daha uzakta  kendilerini zehirlemekle meşguller.

Yani anlatacağım, her görüntü birbiri ile çelişiyor.

Ama burası TERS-ÜS!

Her şeyin ters olduğu gibi, bu anlattığım kesitte de gördüklerim birbirine zıt veya bana zıt gibi görünün şeyler.

Burada onayladığım, gençlerin akşam veya gece saat 23.00’e kadar ders çalışabilmesi için ortam sağlanması.

Yine  Etem Çalışkan Okuma salonunda okumaya veya ders çalışmaya gelenlere  belediyenin bedava çay ikramı güzel.. Bunları alkışlıyorum.

Ama  eğitim uğruna gecenin bir yarısı çarşıya gelen gençlerin  sigara içebilmek için salonun dışına çıkması ve buz gibi havada titreyerek sigara içmeleri hoşuma gitmiyor. Onlara karışma hakkımız elbette yok. Ama yaptıklarını doğru bulmadığımı belirtmek isterim..

O sırada bir karı koca geçiyor yanımızdan. Yaşlı teyze gençlere ters ters bakıp söyleniyor:
“Zıkkım içesiceler. Şu soğukta donuyorlar dışarıda, ama sigara içmeden de geri duramıyorlar” diyor.

Yanındaki yaşlı adam “Heye hanım!” diyor onay vererek. Sonra devam ediyor konuşmasına..

“Bende bu zıkkımı 30 sene içtim. Bak çok şükür şimdi içiyor muyum” diye kendine haklılık payı çıkarmaya çalışıyor.

Tabi bu konuşmaları duyan gençler şöyle bir alttan alttan bakıyorlar. Ama yinede ellerinde sigaralarını tüttürmeye devam ediyorlar.

Görüntü bu!

Siz olsanız ne yaparsınız?

Ben sadece seyrediyorum. 

Herkesin hayatı kendi hayatı.

Kendini eğitime vermek de kendilerine ait, çay içerek ısınmakta..

Ve sigara içerek kendilerini zehirlemekte kendilerinin bileceği bir  iş..

Çünkü bu zamanda kimseye akıl vermeye gelmiyor!.. Ben sadece Aynaya yansıyanları aktardım o kadar..

Unutmayın.. Burası TERS-ÜS!. İyilik yapacağım derken terslenebilirsiniz.