::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mustafa ERDOĞAN Mustafa ERDOĞAN

GEÇMİŞTEN BUGÜNE

03 Haziran 2022 Cuma 10:16

Bugün 60 yıl kadar evvele gidelim.

Bu yazdığım yazılar tarihe ışık tutuyor. Bakın, şimdi anlatacağım yeri tarif edeyim. Mersin’e giderken sağ taraftaki apartmanların orası. Yani Opet petrolün  sırası. Orada eskiden büyük bir ırmak vardı.  Bir bölümü açık, bir bölümünde ise tesis vardı.. Buradan su akardı. Irmağın yan tarafında çok güzel bir çeltik fabrikası vardı.

Yine Çırçır ve prese fabrikası da vardı. Burası çok güzel bir yerdi ki tarif edemem. Bunların yan tarafında da Rasim Dokur İplik ve Dokuma fabrikası bulunuyordu..

xx

Bu fabrikanın sahiplerine gelince..

İsmail Gözen.. (Hoca İsmail),  Abdurrahim Şanlı, Zeki Şanlı, birde Reşat Gözen..

Bu dörtlü birbirine yakın akraba idi.

O kadar güzel bir işletmecilik yaparlardı ki tarif edemem.

Bölgenin saygın çiftçilerinin hepsi burada idi ve buraya çırçıra pamuk dökerlerdi.

Bizim buradan Sarıibrahimli, Huzurkent tarafından büyük çiftçilerden Vahit Çiftçi  Majör motoru ile hergün akşam  pamuk getirirdi. Gözenlerin oraya dökerdi. Para pul lafı edilmezdi. İnsanların birbirine itimatı sonsuzdu.

Yine o dönem, Nacarlı’dan Mithat Beybolat da pamuk getirirdi ve Hoca İsmail ile son derece iyi bir dosttu. Yüzlerce dönüm araziye ekilen pamuk boşaltılır ancak hesap kitaba bakılmazdı. Herkesin birbirine güveni tamdı..

Ben sadece ikisini yazdım.

Yoksa Özel Bahşiş, Atalar gibi yörenin insanları da buraya pamuk getirir, pamuğu boşaltır fişlerini alır giderlerdi. Sonra istedikleri zaman gelir pamuk parasını o günkü rayiçten alırlardı.

En büyük rol Hoca İsmail ve Abdurrahim Şanlı’da  idi. Abdurrahim bey dış işlere bakar,  pamuk alıp satan bir tüccardı. Hoca İsmail köylülerle çiftçilerle bağlantısı olan biriydi.

Yiğit lakabı ile söylenir ya? O dönem HOCA İSMAİL demezseniz İsmail Gözen’i kimse tanımazdı.

O yıllar ne kadar anlamlı ve güzeldi.

xx

IRMAKLAR VE FABRİKALAR

Bugün 70 yaş üzeri olanlar  anlattığım fabrikayı bilir. O yolda ırmak vardı, Fabrika genişti. Irmaktan su çekilir ve her yer sulanırdı o zaman.

Sonraki durum belli. Yakın tarihte oralara kat kat apartmanlar yapıldı ve koca bir tarih yok oldu. Şimdi Tarsus’ta böyle bir fabrika,  böyle güzel  bir ırmak yok. Ne acıdır ki, Tarihi Rasim Dokur fabrikasına bile sahip çıkamadık.

xx

Aynı zamanda bu şahsiyetler o dönem Tarsus’ta çok sevilen sayılan kişilerdi. Hatta bu şahsiyetlerin birde Şar Sineması vardı. Tarihi Şar sineması bile bu isimlerin i  saydığım kişilere aitti. Bugün Şar sineması da kalmadı.

Nereden  nereye değil mi?

xx

ÇELTİK FABRİKASI

Çeltik fabrikası ile çırçır birdi. En çok çeltiği Nemiroğlu köyünden (Merhum) Hasan Eker ekerdi. Yine Hicabi Eker  ve Eker kardeşler çok çeltik ekerdi.

Bu bölgede çeltik denilince akla Ekerler gelirdi.

O zaman Huzurkent yoktu. Şimdiki araç muayene istasyonunun olduğu yerler Nacarlı toprakları idi. Buraya çeltik ekilirdi. Çeltik her yıl ekilmez aynı yere. Bir yere ekildi mi gelecek birkaç yıl oraya çeltik ekilmezdi. Hasan ve Hicabi Eker ile  Tahsin Eker ve diğer kardeşleri bir arada idi. 5 kardeş birbirine tutkundu. Nemiroğlu köyü denilince akla Eker kardeşler gelirdi.

Nereden nereye geldik. Bunlar da Pamuk ve  Çeltiklerini bilhassa HASAN EKER, HOCA İSMAİL ve ABDURRAHİM ŞANLI  beyle samimi olmasından dolayı getirir Abdurrahim  Şanlı’nın  ortağı olduğu Gözenlere dökerdi. Orada çeltik pirinç haline gelirdi ve oradan pazarlanırdı..

Pamuklarını da binlerce dönüm araziye ekerdi Eker ailesi.. Nemiroğlu ve cıvarında çok büyük arazilere pamuk ekimi yapılırdı.

İnanır mısınız ürünü getirir boşaltırlar ama para pul lafı etmezlerdi. Paraya ihtiyaç duyunca gelir alırdı. Birbirlerine güvenleri çoktu.

Nerde kaldı o günler?

xx

SABAHATTİN GÖZEN

Ben bugün tarihten bir anıyı sizlerle paylaşmak istedim.

Bu tür insanlar gitti. Bunlar hem çiftçi hem tüccar idi. Hoca İsmail’in hala tarlaları Karabucak ve başka yerlerde var. Evlatları olan SABAHATTİN GÖZEN olsun, kardeşi  merhum MUZAFFER GÖZEN ve diğer varisleri ile buraları ekip tarıma katkıda bulundular..

SABAHATTİN GÖZEN de şu anda babasını artamayacak kadar mütevazi bir insan .. Geçmişini unutmayan hayırsever bir iş insanı. Allah onunda gönlüne göre versin.

Yukarıda saydığım şahsiyetlerin yani Gözenler fabrikasının sahipleri olan

İsmail (Hoca) Gözen, Abdurrahim Şanlı, Zeki Şanlı, Reşat Gözen.. Bunlar bu büyük fabrikanın sahipleri idi. Tarsus’a ve çiftçilere büyük katkıları vardı. Bunlar bugün hak dünyasında. Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun. Bu şahsiyetler çiftçilerin dert ortağı idi. Bilhassa Hoca İsmail ve Abdurrahim Şanlı çiftçilere daha yakındı. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah bu şahsiyetlerin evlatları da babaları gibi olur ve Tarsus ekonomisine katkı sağlamaya devam ederler.

xx

SEL AFETİ VE SONRASI!..

Bugün bunları niye yazıyorum?

Gençlik bu kentte ne olmuş nerede ne var bilsin.

Aslında bu konuları okullarda bile ders olarak anlatmak gerek.

Bundan 70-80 yıl evvelki Tarsus’u anlattım. Araştırmacı gazetecilik yapmanın yanı sıra bu anlattıklarımın çoğunu ben bizzat yaşadım. 1957-58 yıllarında babam pamuk eker, ben ve  babamla getirtip dökerdik. Şimdi Nacarlı bölgesinin çok yerini Huzurkentliler elde etti. 1968 sel afetinden sonra kurulan Huzurkent, bölgesi, çevreye yayıldı. Orada  asfalttan aşağıda selden önce HALİT ASLAN ve KURADACI MEHMET EFENDİ’nin yerleri idi. Her bir parça arazi biner dönümden az değildi. 1968 sel afetinden sonra Huzurkent bölgesine yerleştirilen kişiler gelip buralara yerleşti. Ağaların toprakları böyle bölündü gitti.

Huzurkent’in tapudaki ismi bile hala Nacarlı diye geçer.

İşte böyle dostlar..

Nereden nereye geldik? Bu gibi anılarımız daha çok. Onları da zaman zaman sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Bugünlük bu kadar…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI