Aslında pek de yabancı değilim dağ başında yaşamaya...çünkü vatan görevimizi Anadolu’muzun doğusunda yaptık.
Yalçın ve bir o kadar sarp dağlarda geçti günlerimiz.
İnsan bu! Dağ başındayken, metropol şehirleri ister, şehre gelince de huzuru bol dağları.
Bugünlerde nedendir, bilmem içimden dağ başında yaşamaya karşı büyük bir istek, arzu ve özlem hissediyorum.
Neden diyeceksiniz?
Nedeni öyle çok ki! Dert bir değil elvan elvan..
Şehre gelen köylülere, dağ klavuzu çobanlara bakıyorum da öyle huzurlu, coşkulu ve neşeliler ki; hayatları bir ırmak gibi coşkuyla akıp gidiyor. Dünya yansa onların bir kalbur samanı yanmıyor.
Hani bir şarkı var ya "Umrunda mı ki dünya?"
Evet, köyden gelen vatandaşlarımız gerçekten de bizim için çok güzel örnekler sergiliyorlar.
Belki elbiselerinin rengi solmuş, kelimeler ağızlarından çıkarken zorlanıyor. Ancak, onların yürekleri pörsümemiş, ciğerleri yaptıkları ekmek kadar yufka.
Biz bunca imkan, onca konfora rağmen ağrılardan, sızılardan ve isyanlardan kurtulamıyoruz.
"RAHATLIK BİZE BATIYOR" desem çok beylik bir ifade olacak.
ADAMLAR YAPIYOR BAZLAMAYI,SÜRÜYOR İÇİNE TEREYAĞINI,ÇEKİYOR İSLİ ÇAYDANLIKTAN BİR BARDAK ÇAY,GEL KEYFİM GEL....
Adamların ne duyarsızlık derdi var ne de skandal sorunu, sırtı pek karnı tok mu? Değmeyin keyfine!
Hasetmiş, fesatmış, gıybetmiş, dedikoduymuş ,işgüzarlıkmış onlardan fersah fersah uzak...onlar doğayla, bitkilerle, çiçeklerle ve cıvıl cıvıl kuşlarla baş başa yaşıyorlar.
Biz mi?
Ağır tonajlı araba gürültüleriyle, bitmek tükenmek bilmeyen korna sesleriyle ne dedikleri anlaşılmayan insan sesleriyle şehir hayatının insana bunalım pompalayan stresli ortamıyla baş başa güreşiyoruz.
Onlar güneşin doğuşunu seyredip, zevk alıyor. Hilalin aydınlığına bakıp neşeleniyorlar. O dağ taş arasında yıldızlarla mutluluğa yön buluyorlar.
Onların yıldızları hiç kaymıyor. Bizim yıldızlar ise yerinde durmuyor.
Zamanda sorun yok! Galiba zeminde bir problem var.
Şimdi biraz daha anlatsak.
Hepiniz Ferdi Tayfur’un "Hadi gel köyümüze geri dönelim" türküsünü dinleyerek, kendinizi daha bir gurbette hissedip üzüleceksiniz.
En iyisi biz sizi fazla üzmeyelim!
Dememiz o ki,
"GERÇEKTEN DAĞ BAŞI BİR BAŞKA"