HAYATIN GERÇEKLERİ
Hayat kimine göre güzeldir, kimine göre çor!
Kimine göre yaşamak her şeye değer, kimine göre ise hayat çekilmezdir.
Aynı madalyonun iki yüzü olduğu gibi, hayat konusunda da gerçekler iki türlüdür.
Ancak sonuçta ne olursa olsun, hayat acımasızdır. Hayatın içinde yer alan en değerli varlık olarak kabul edilen insanlarda iki türlüdür. Merhametlisi vardır, merhameti olmayan acımasız olanları vardır.
Ancak yaratandan ötürü dünyaya gelişimiz ve hayatın zorluklarını bilerek, hayatın gerçeklerini yaşayarak sıkıntılara göğüs germemiz gerekir.
18 yaşına kadar gençlere hayat toz-pembe gözükebilir. Ondan sonra hayatın zorlukları ve sıkıntıları ile tanışmaya ve karşılaşmaya başlayan gençler bu sıkıntılara göğüs geremez ise veya dirençli duramaz ise hayatın kötü ve çirkin yönleri ile tanışabiliyor.
Mesela neler?
Örneğin gençlerin lise ve üniversite çağında çevresindeki kötü arkadaşlar, onları yolundan çevirebiliyor. Kötü alışkanlıklara alet edebiliyor.
En basitinden bir sigara içme özentisiyle başlayan süreçte birçok gencimiz uyuşturucuya bulaşabiliyor. Bu meretle tanışma ve kullanma olayı genellikle özentiden ve çevremizdeki sözde arkadaşların, veya kötü niyetli kişilerin “Bir defadan bir şey olmaz” demesiyle başlıyor.
Eğer ailesi çocuklarına sahip çıkmazsa, onların derdi ve sorunları ile ilgilenmezse, o zaman gençler ilgiyi, sevgiyi dışarıda arayabiliyor.
Özellikle lise ve üniversite öğrenimi için ailesinin dışında başkaları ile daha çok vakit geçiren gençler uyuşturucu belasına bulaştırılabiliyor.
Bu merete alışan veya alıştırılan gençler bunalıma düşüyor, çıkmaza giriyor. Sonuçta aileler binbir emekle dünyaya getirip büyüttükleri, yetiştirdikleri, iyi eğitim alması için çırpındıkları evlatlarını kaybedebiliyorlar.
Bu gibi durumlarda gençler ya kendine zarar veriyor, yada çevresine.. Kimisi de ailesine zarar veriyor. Oysa konuşunca “Ailemi çok seviyorum” diyen gençler, o meretin etkisinde kaldığında veya o mereti bulamadığında nasıl da tanınmaz hale gelebiliyorlar. Toplumumuzda bu tür çok örnekler var. Uyuşturucu batağına düşen insan, para bulamadığında en yakınındaki anne ve babasını bile tanımıyor, hatta onların canını alma pahasına vahşileşebiliyor. Ya da “gül gibi çocuktu” denilen gençler uyuşturucu bulabilmek için hırsızlık ve kendi vücudunu satma gibi iğrenç olaylara bile bulaşabiliyorlar.
Bu gibi kötü alışkanlıklar yeni başlayacak üniversite ve lise eğitim dönemlerinde yine karşımıza çıkacaktır. Gençlerimiz bu merete ve kötü arkadaşlara alet olmamalı. Onlar sürekli ilgi alanımız içinde olmalı ve takiplerini iyi yapmalıyız.
Tarsus’ta bundan bir ay kadar evvel, yine bir ailenin evladı, uyuşturucu mereti yüzünden kendi canına kıymadı mı? O ailenin olay sonrası durumunu Allah kimseye nasip etmesin ve kimseye yaşatmasın diyorum. Çünkü bu acı, evlat acısı, ömür boyu unutulmaz.
Yine birçok kesimden uyuşturucuya bulaşan insanların bağımlılıktan kurtarılması konusunda öneriler alıyoruz. Bu gibi gençlerin bağımlılıktan kurtarılması ve temiz bir hayata tekrar sayfa açabilmeleri için aileler ve Emniyet kuvvetlerinin el birliği yapması gerekir.
xx
Hayatın gerçekleri içinde bugünlerde yaşanan bir başka gelişme..
Malum havalar sıcak.. İnsanlar sıcaklara dayanamıyor. Özellikle gençler serinlemek için denize veya ırmaklara yöneliyor. Hele birde yüzme bilmiyorsanız, o zaman bilmediğiniz yerde suya girmek ölüme davetiye çıkarmak demek oluyor.
Dün TV kanallarını izliyorum. En çok dikkatimi çeken suda boğulma olayları.. Yurdun dört bir yanından 10’a yakın boğulma haberi geçiyor ekrandan.. Ve maalesef bu 10 olay içinde bir vaka da Tarsus’tan..
Tarsus’a yurt dışından gelen mültecilerden, Suriyeli bir genç Tarsus Berdan Barajı gölüne giriyor serinlemek için. Yüzme bilmediği için derin bir bölgede kayboluyor. İncirlikuyu bölgesindeki olayda 23 yaşındaki Suriyeli genç İbrahim’in bulunması için Emniyete ve İtfaiye ekibine haber veriliyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekibinin yaptığı su altı aramalarından sonra talihsiz gencin cansız bedeni çıkarılıyor sudan..
Sonuç, genç yaşta bir can daha uçup gidiyor..
Ve bu durumda ailesinin yaşadığı acıyı tahmin edebiliyorum..
Bu gibi üzücü olayları yaşamamak için evlatlarımıza sahip çıkalım. Göznuru dökerek yetiştirdiğimiz evlatlarımız küçük ama önemli olan bazı hatalar yüzünden hayatlarını kaybedebiliyor.
Hayatın gerçeklerinden bir kaçı böyle…
Sizlere hayatın gerçeklerini zaman zaman anlatmaya devam edeceğiz.
Sizlere ve gençlere bir nebze de olsa yararlı olabiliyorsak bu bize yeter.