Kıymetli okurlarım.

İçinde bulunduğumuz bu dünya fanidir. İçindekiler, bizlerde dahil faniyiz. Yaptıklarımızın hesabını bir bir Allah'a vereceğiz. Hiç ölmeyecekmişiz gibi ahireti unutarak iş yapmamaktayız. Hele hele ibadetsiz geçirilen günlerin kaybedilmiş günler olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.

Geçici şeylere aldanmayalım.

Nefse hoş gelen şeylerden uzak duralım.

Hayırlı güzel işler peşinde koşalım.

Kur'an'da; “Ey insanlar, Rabbinizden korkun.Şüphe yok ki Allahın vadi haktır. Sakın sizi dünyanın cazibesi aldatmasın” (Lokman/ 33)

“O gün yer, bütün haberleri anlatacaktır (Zihal/ 4)

“Muhakkak öleceksiniz, Muhakkak ki Rabbinizin huzurunda muhakemeye duracaksınız. (Zümer/ 30-31) buyurulmuştur.

Bu ayet, nazil olduğu zaman Zübeyr (r.a.) Peygamberimize; “Dünyadaki özel günahlarımız orada ortaya çıkacak mı?”diye sordu.

Peygamberimiz de “Evet.. Herşey ortaya konacak. Her hak sahibine hakkı kesinlikle ödenecektir” buyurdu.

Unutulmamalıdır ki,kişiye, attığı her adımın ne niyetle attığının hesabı sorulacaktır.

Yaşantımızı mahşeri hesap ederek tüketelim.

İbrahim Teymi isimli zat demiştir ki:

“İki şey beni dünya zevkinden ayırmıştır.

1.Ölümü hatırlamak.

2.Allahın huzurunda hesap vermeyi düşünmek.

**

Kur'an'a kulak verelim.

“Ne her iyilik, ne de her kötülük bir olmaz.. Sen kötülüğü en güzel haslet ne ise onunla önle. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile sanki yakın dostun olmuştur.” (Fussilet/ 34)

Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:

“Siz mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Öyle ise onları güler yüzle ve güzel  ahlakla memnun etmeye çalışın”

“İki mümin karşılaşıp  müsafaha ettikleri zaman aralarında 70 mağfiret taksim edilir. Bunun 69'u güler yüzlü olmalıdır.”

Ne mutlu, hesabını Ahirete göre yapanlara.