::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mehmet YAŞOT Mehmet YAŞOT

İKİ LİDER

07 Ağustos 2019 Çarşamba 11:50

Hayatım boyunca beni etkileyen iki siyasi lider vardır.

Biri ünlü siyaset adamı Prof.  Turan Feyzioğlu. CHP’de 1970’li yılların dev ismidir.

Ecevit’in yanında ama, ortanın solu hareketinde Ecevit’le zıt fikirdedirler.

Rahmetli Feyzioğlu partilerin ülke demokrasi uygulamasında birlik ve beraberliğine inanmış bir akademisyen.

Prof.  Turan Feyzioğlu konuşurken elini açarak hitap ederdi ve şöyle derdi:

“Bakın ellerime. Bakın parmaklarıma.” diyerek tek tek parmaklarını sayar ve bunlara isimler verirdi.

“Bakın bu parmak Adalet Partisi, şu parmak CHP, öteki parmak İşçi Partisi, bir diğer parmağım ise  Köylü Partisi ve  Milli Selamet Partisi”

Tüm parmaklara birer siyasi parti ismi verdikten sonra eklerdi. “Tüm bunlar bir kola bağlıdır. Bu kolda tüm vatandır”

Prof.  Turan Feyzioğlu’nun bu konuşmaları ülke siyasetinde olan herkesi birlik ve beraberliğe çağırırdı.

Liiberal görüşlü ve  ülkenin tanınmış iş adamlarına yakınlığı ile bilinirdi. Rahmetli M. Kemal Karamehmet’in  iyi arkadaşıydı.

xx

İKİNCİ LİDER

Beni çok etkileyen ikinci lider ise Bülent Ecevit idi.

Bülent Ecevit içe dönük CHP mücedelesinde önemli biriydi. Onu yakından tanıyan biriydim.

Bülent Ecevit’in evindeki telefona gece yarısı bile olsa ulaşabilirdik. Kendisi daha sonra CHP genel sekreteri oldu. O zaman Tarsus’a gelmişti.

Gelmeden önce bizleri arayarak “Ben Tarsus’a geliyorum. Bir fabrikada çalışan işçi arkadaşlarımla görüşmek istiyorum. Bunun için bir görüşme ayarlayın. İşçi kardeşlerime bir merhaba demek istiyorum” dedi.

O zamanlar bizde Çukurova fabrikasında görüşme ayarladık.  Fabrikada yetkili olan sendikadan 5 kişilik bir heyetle Bülent Ecevit’i karşıladık ve Çukurova fabrikasına götürdük. Benle birlikte sendikacı Tevfik Tezel, Cahit Erkaya , Süleyman Yılmaz, Süleyman Gönültaş, Boya fabrikası müdürü Tayyip bey gittik.

Fabrika ziyaretinde M. Kemal Karamehmet içeri girmeye izin vermemiş. Bizlerde kapıda epey beklemiştik. Sonra   Selçuk Ramazanoğlu’nun ısrarıyla bizi içeri aldılar. Muhasebede bize ıhlamur ısmarladılar. Fabrikayı gezmemiz içinde izin çıktı.

Önce bez dokuma kısmından geçerken bazı tanıdık işçilerle konuştuk. Biraz sonra basma kısmından dışarı çıkmaya hazırlanırken M. Kemal Karamehmet ile  Bülent Ecevit karşılaştı. Karamehmet, Bülent Ecevit’e:

“Buraya işçileri tahrike mi geldiniz” diye sordu.

Ecevit ise gayet kibar ve saygılı bir şekilde:

“Estağfurullah” dedi.

Şimdi ise her fabrikanın karşısından geçtiğimde o fabrikada yaşananlar aklıma gelir. O fabrika bugünlerde kapalı, ben buna üzülürüm, içim sızlar.

Kapanan fabrikaya mı yoksa geçmişte fabrika girişinde yaşadıklarımız mı içimi sızlatır.

Gerçekten bu Tarsus’un tüm tekstil fabrikaları neden kapandı?

İşsizliğin sıfır olduğu yıllarda fabrikalarımızın çalışması muhteşemdi, herkese iş vardı. Fabrikalar kapandı işsizlik arttı. Bunları düşündükçe hüzünlenirim. Bunlara sebep siyasetçilerimiz mi?

Eskiden ekmeğin ve dirliğin işin çok olduğu yılları özlerim.

Bu fabrikaların kapanıp gitmesine kimler sebep oldu diye düşünürüm.

İşte o zaman ağlamaklı olurum.

Ya siz?

 

 

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI