Şu an yaşımız kaç olursa olsun, bir gün gelecek ölmez isek yaşlanacağız.
Yaşlanmak da, ölmekte hayatın kaçınılmaz gerçeklerinden.
Ancak yaşarken, yaşımız kaç olursa olsun, önemli olan sağlıklı olmak, ayakta dimdik durabilmek, kendi işimizi kendimiz görebilmemizdir.
Bunu temenni etsek de maalesef hepimiz aynı şansı yakalayamıyoruz.
Elbette yaşlılarımızı unutmamak, onları hoş tutmak, onlar için etkinlikler düzenlemek güzel..
İnanın bugünlerde 50 yaşını geçmiş olan bendeniz bile yaşlandığımı hissediyorum.
Kimileri yaşlandığını kabul etmek istemez. Ama ben doğum gibi ölüme de inanan biri olarak gençlik gibi yaşlanmanın da doğal olduğuna inanıyorum.
50-55 yaş belki sizlere göre yaşlılık denmeyebilir. Ama Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi “Yaş 35 yolun yarısı eder”.
Bizde bugün 35’i geçeli 19 yıl olmuş. O halde yolun yarısından sonra aldığımız 17 yıllık ömür küçümsenmemeli. Hem ne demişler? Emekli adamın bir ayağı çukurdadır. Emeklilerimiz kızmasın, bende geçen yıl emekli olan bir yoldaşınız olarak kendimi sizlerden ayrı tutmuyorum.
Emekli olduğumu da, bir ayağımın çukurda olduğunu da, yaşlandığımı da kabul ediyorum. Zaten kabul etmezsek kendi kendimizi kandırırız.
Yaşlandığımı niye hissettim?
Birincisi dişlerim eskisi gibi değil.
İkincisi gözlerim eskisi gibi net görmüyor.. Gözlük üstüne gözlük değiştiriyorum. Hatta uzak gözlüğü bile yetmiyor, yakın için ikinci gözlük şart oluyor.
Üçüncüsü, çok katlı bir daireye çıkarken ikinci kata geldiğimde yorulduğumu hissediyorum.
Gençken böyle miydi ya? Demek ki yaşlandığımızın açık delilleri bunlar..
Yaşlılar denilince aklıma Tarsus Yaşlılar Huzurevi geliyor. Sık sık gidip geldiğim Yaşlılar ve Huzurevindeki o annemiz, babamız yaşındaki yaşlılar o kadar güzel ve sevimliler ki.. Onların kadar yaşımız olmasa da kendimi aynı kategoriye koyuyorum.
Geçenlerde Tarsus’un yeni belediye başkanı Dr. Haluk Bozdoğan ile Tarsus’lu Prof. Dr. İsmail Tufan’ın bir görüşme yaptıklarını duydum. Sonrasında ise Bozdoğan 12 kişilik bir sağlık ekibini Antalya’ya sağlık alanında bilgi almaya gönderdi. Aklıma Sağlık alanında yaptığı çalışmalar ile tanınan Tarsus’lu hemşehrimiz Prof. Dr. İsmail Tufan beyin söyledikleri geldi.
Tufan, yurdun bazı kentlerinde açılan yaşlılar yurdunun bir benzerinin Tarsus’ta açılabileceğini anlatmıştı. Bu hususta destek istemişti. Hatta kendisinin yerel yönetimlere hiçbir menfaat beklemeden destek olacağının sözünü verdi. Tabi siyasetteki beklentisi gerçekleşmeyince bir süre yine görevinin başına dönmüştü.
Bazı kesimlerce ismi unutulmuş olabilir. Ama bizler Prof. Dr. İsmail Tufan’ı unutmadık. Onun bize verdiği sözü tutacağını ve bizleri, Tarsus’u unutmayacağını biliyorduk. Demek ki yeni belediye başkanımız Dr. Haluk Bozdoğan da unutmamış.
Tufan ise bir süre ayrılıktan sonra yeniden kentimize gelmişti. Daha önceki projelerini gerçekleştirmek için insanları bilgilendirmeye, toplantılar tertip etmeye devam etti. O yaptığı toplantıyı da unutmuyorum..
Tarsus’ta yurt içinden ve yurt dışından uzmanların katıldığı konferansta yaşlılık ve yaşlılığa bağlı hastalıkları uzmanlarla birlikte kendisi de anlatmıştı.
Yabancı profesör doktorların konuşmalarını özel tercümanlar Türkçeye çevirdi.. Bunama, Alzheimer, Parkinson gibi çağımızın önemli hastalıklarının neler olduğunu, ne gibi zararları olduğunu Türkiye, Avustralya, Almanya ve Japonya’dan gelen davetliler anlatmıştı.
İsmail Tufan “İnsanlar yaşlanmaktan korkmasın. Aslında yaşlanmak güzeldir. Çünkü yaşlandığınızı hissettiğiniz yaşa kadar yaşamak, özellikle sağlıklı yaşamak Allah’ın bir lütfudur ve güzel bir şeydir. Ulusal Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Derneğinin yürütücülüğünde ve Gerontoloji Vakfının sponsorluğunda düzenlenen konferansta da tüm yaşlılar sağlık çalışanları, doktor arkadaşlarımız bilgilenmek, bilgisi olanlar bilgilerini tazelemek için geldiler. Sağolsunlar. Yaşlanmak eskiden yok gibiydi. Şimdilerde insan ömrü uzadı. Ancak yaşlılık ve yaşlılığa bağlı hastalıklarda arttı. Bu sorunları çözmek zorundayız.” demekte.
Yine Tufan’ın verdiği bilgide “ülkemizde birçok yaşlı insan demans hastası olma adayı olup şu an demans (bunama) hastası sayısı 800-900 bin cıvarında. Dolayısıyla bu insanlar ailelerini de etkilemektedir.”
Tufan doğru söylüyor. Burada bir de öneri getiriyor.. Kendisi ülkemizde Aydın, Nazilli, Ordu, Afyon Dinar gibi il ve ilçelerde Bunama, Alzheimer, Parkinson hastalarının bakıldığı yurt ve bakımevleri mevcut. İşte güney bölgesinde bu konuda ilk atak Tarsus’tan gelmektedir. Bunu da Tarsuslu hemşehrimiz Prof. Dr. İsmail Tufan yapmak veya öncülük etmek istemektedir.
Bu konuda Tarsus Belediyesi de , yeni başkanı Dr. Haluk Bozdoğan’da üzerine düşeni yapacaktır.
Tarsus’ta yaşlılık, bunama, Alzheimer, Parkinson konularında ve yaşlılara yapılması gereken hizmetlerin Dr. Haluk Bozdoğan ve İsmail Tufan’ın işbirliği ile ele alınacağına inanıyorum.