::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mehmet YAŞOT Mehmet YAŞOT

KAYMAKAM VE KLEOPATRA KAPISI

12 Eylül 2019 Perşembe 09:35

Tarsus’taki Kleopatra kapısının binlerce yıllık yaşı olduğunu biliyoruz. Ama bu kapının yıkılmaya yüz tuttuğunda yapılan restorasyonunda her iki yanağına yapıştırılan yontu taşlarını takip ediyorum.

Kimi “bu taşları sökelim” diyor.

Kimisi ise “bu tarihi kapıya bu taşlar yakışmamış” diyor.Bizimde bu tarihi kapının onarımına katkımız olması nedeniyle bende yapılan bu çalışmayı aslında  beğenmedim.

Neyse biz bu tarihi kapının onarımı ve o beğenilmeyen taşların oraya nasıl gittiğinden bahsedelim.

Yıl 1968 idi. O tarihte günlerce yağan aşırı yağışlar bu tarihi kapıyı da olumsuz etkilemişti. Kapı her an yıkılabilirdi. Devrin kaymakamı Tekin Arığ endişelenir. kapının yıkılması halinde çok kötü şeyler olabilir. Birlikte bende yanıma oğlum İbrahim’i aldık ve kaymakam beyde şemsiyeyle o kapının olduğu yere gidip inceleme yaptı. durumu Ankara’ya bildirdi.

Ama Ankara’daki yetkililer bu konuya duyarsız kaldılar. Kapının taşlarının çözülmesi ve yağmur nedeniyle yıkılması an meselesi olabilirdi.

O zaman kaymakam Tekin bey ne düşündüyse koruma polisini beni bulması için görevlendirir. Bende Amerikan Kolejinin ordaki eski Kozacıoğlu çırçır fabrikasının  karşısında bulunan  babama ait marangoz dükkanındaydım. İbrahim beni buldu ve şöyle dedi:

“Kaymakam beyin selamı var. Sana önemli bir konu anlatacakmış, acil bekliyor”

Bunun üzerine  Koruma İbrahim ve şoför Zakir beyle birlikte Kaymakamın makamına gittim.

Ben o yıllar Akşam gazetesinin muhabiri idim. O zamanki Akşam, şimdiki Hürriyet gazetesinden çok satıyordu. Birde ben TRT ve THA Ajansına bakıyordum. Yani yerelden çok ulusal ile bağımız vardı.

Uzatmayalım. Kaymakamlığa geldik, kaymakam Tekin Arığ beyin makamına geçtim. Kaymakam bey hoş geldin dedikten sonra bana “Mehmet bey senin sabit telefonun yok. Haberleri dışarıdan ödemeli arayıp yazdırıp arıyorsun. Bundan sonra telefonla işini buradan görebilirsin” dedi.

O yıllarda telefon her yerde yok. PTT santralını arayıp arayacağınız şehrin telefonunu oradan bağlatıyorsunuz. Birde bunun için saatlerce beklemek durumundaydınız.

Kaymakam bey bana “Mehmet bey. Kleopatra kapısı aşırı yağmurlardan dolayı harap oldu. Taşları gevşedi, her an çökebilir. Gel bu tarihi kapıyı kurtaralım. Bunun için bana yardım et” dedi.

Bernde “Nasıl olacak sayın kaymakamım” diye sordum.

Tekin Arığ:

“Sen Tarsus Kleopatra kapısı yağmurlardan çökmek üzere” diye bir haber yap. Bunu bağlı bulunduğun gazete TRT ve THA’ya gönder. Sesimiz duyulsun” dedi.

Kaymakam beyin dediğini yaptım ve haberi THA (Türk Haberler ajansına) geçtim.Haber 15-16 ulusalg azetede çıktı. Haber sonrası Ankara’daki yetkililerin dikkatini çekmiştim. Böylece Kültür Bakanlığı uzmanlarını Tarsus’a gönderdi, inceleme yaptılar. Ve ardından kapı restore edilmeye başlandı. Tarihi kapı çökmesin diye her iki yanağına taşlar yerleştirilmiş. O zaman ben Fransa’ya gitmiştim. Restore edilmesi ile kapı kurtuldu, çökmedi, ama aslı gibi olmadı.

Daha sonra ben Fransa’dan dönüşte Kültür Bakanlığı yetkilileri ile görüşüp bu durumu sordum.

“Siz tarihi kapı çöküyor “ dediniz, bizde acel acele bu kapıyı restore ettirdik” dediler.

Tüm zamanların şahidi Yüce Allah şahit. Kaymakam Tekin Arığ İzmir’liydi. O zaman Kleopatra kapısının taşlarının çürüdüğünü ve bozulduğunu birlikte görmüştük Daha öncede Tarsus’un ilk belediye başkanlarından  Ali Çopur’un Yeşil mahalledeki evinin duvarının taşlarının nasıl çürüdüğünü gördüğüm için biliyordum.

Diyeceğim şu.. Ne zaman Kleopatra kapısının yanından geçsem, o kötü yapılmış restorasyonunu görsem, aklıma bunlar gelir.

Biz ilgilenmesek kaymakam Tekin Arığ  söylemese, ben haber yapmasam bu kapı şu anda yoktu.

Peki Kleopatra kapısı yıkılsa ve  tümden kalksa mı iyiydi, yoksa şimdiki haline tahammül mü edelim?

Karar sizin..

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI