Bugün itibariyle bütün insanlığın ittifak ettiği bir husus var... O da insanlığın korkunç bir buhran ve bunalım içerisinde bulunduğu bu buhran ve bunalımdan neşet eden stres ve depresyonun günlük hayatı felç ettiği...
Peki ama neden!?...
Bence Nedeni şu...
Modern zamanın insanla kitap arasına koyduğu aşılması güç derin engeller...
Peki bu durumla ne yapmalı!?...
İnsanla kitap arasındaki bütün engelleri kaldırmalı... Bu engeller ne kadar korkunç, ne kadar derin ve aşılması ne kadar güç olursa olsun mutlaka bunu yapmalı... Bugünden tezi yok insan ile kitap arasındaki tüm engeller kalkmalı...
Çünkü kitabı olmayanın vijdanı olmaz...
Kitabı olmayanın irfanı olmaz...
Kitabı olmayının ihsanı olmaz...
Kitap okumayan kişi insanı okuyamaz...
Kitap okumayan kişi dünyayı okuyamaz...
Kitap okumayan kişi eşyayı okuyamaz...
Kitap okumayan kişi nereden geldiğini, nasıl geldiğini, neden geldiğini ve nereye gideceğini bilemiz...
“Bilirsiniz gideceği yeri bilmeyen kişiye de hiçbir rüzgar yardım etmez..”
Çocuklarımızın eline kitap veremezsek o parmakları sigara ve benzeri kötü alışkanlıklar işgal eder...
Gençlerimizin eline kitap veremezsek o elleri silahlar işgal eder...
Kitabın okunmadığı bir ailede huzur olmaz...
Kitabın yaşanmadığı bir sokakta güven olmaz...
Kitabın sevilmediği bir okulda eğitim olmaz...
Beşikten mezara hepimiz her daim kitaba acız...
Kitap gibi bir hayat için hep kitaba muhtacız...
Demem o ki kitapla haşır neşir olmazsak korkarım ki defterimiz dürülür...
Sırtını Ulu Camiye yaslamış, yüzünü Makam-ı Danyal’a (A.S.)dönmüş Diyanet İşleri Başkanlığı yayın aracını görür görmez işte bunları düşündüm...
...Ve şöyle dedim:
”Ne güzel...Kitaplar Seyyah olmuş şehir şehir geziyor”
Ben kitapla, insan arasındaki engelleri kaldırmaya matuf bu anlamlı organizasyondan dolayı hem Diyanet İşleri Başkanlığımıza, hem de bu organizasyonun Tarsus’taki evsahibi Tarsus Müftülüğümüze kalbi teşekkürlerimi sunuyorum...
Diyanet İşleri Başkanlığının yayın aracında insanlara kitap ikram eden üç gönül dostu, üç kafadar Özkan Akbaş, Arif Kavlak ve Mahmut Güldoğan evlerini barklarını bırakmışlar kitapları gezdiriyorlar...Onlara da canı gönülden teşekkür ediyorum...
Hani boğaza nazır bir mekanda bir dostunuzla bir çay içerde o çayı hayatınız boyunca unutamazsınız ya işte bende sırtını Ulu camiye yaslamış, Yüzünü Makam-ı Danyal’a dönmüş Diyanet İşleri Başkanlığının yayın aracında içtiğim çayı asla unutamayacağım... “Madem ki kitap ayağımıza gelmiş, kıymetini bilmezsek belada başımıza gelir” diyerek kitapların içine daldım... Birçoğu kütüphanemde Bulunmasına rağmen hepsini ayrı ayrı inceledim...Hepsini teker teker elime alarak şehrimize “Hoşgeldiniz”dedim ve onlar içinden “Osmanlıda Fetva Eminliği”...” Binbir Diliyle İnsan Yüzü”... ile “Kuran Özel Sayısı” kitaplarını satın aldım...
Diyanet İşleri Başkanlığının yayın aracının Ulu cami ve Makam-ı Danyal arasında oluştuduğu manzara çok müthişti... İnşallah bu organizasyon geleneksel “Tarsus Dini Yayınlar Kitap Fuarı”nın da müjdecisi olur...
Madem ki bu kadar kitaptan bahsettik öyleyse yazımızı Kitapların Sultanı Kuran-ı Kerim’den öğrendiklerimizle bitirelim...
BİZ KURAN’DAN ÖĞRENDİK...
“Düşeni kaldırmayı, acısını dindirmeyi biz Kur’an’dan öğrendik”...
“Hiçbir mazluma kimliğini sormamayı biz Kur’an’dan öğrendik..”
“Harfi Elif gibi her daim dimdik durmayı biz Kur’an’dan öğrendik”
“Tevhidi, adaleti, nübüvveti, müriveti ve fütüvveti biz Kur’an’dan öğrendik”
“Bütün insanlarla eş olmayı, bütün inananlarla kardeş olmayı biz Kur’an’dan öğrendik”...
“Şevkati, merhameti, muhabbeti, ülfeti biz Kur’an’dan öğrendik”...
“Hilkati, hikmeti, hakikati, marifeti biz Kur’an’dan öğrendik”...
“Hasılı kelam, iyilik, doğruluk, güzellik, insanlık, ve müslümanlık namına ne varsa biz hepsini Kur’an’dan öğrendik”...