KLEOPATRA’NIN BERDAN IRMAĞINDAN
TARSUS’A GİRİŞİ..
Rüya gibi günlermiş o zaman.
Anlatım İngiliz arşivlerine kaynak gösteren Tarsus Kent Konseyi kitabı.. Sayfa 331.
Dr. Ali Cerrahoğlu’nun müthiş bir çalışması var
Kaynak Kent Konseyi bildiriler kitabı. Sayfa 331 de Shakespare Wilyams 5. perde 2 sahne. Şiirle anlatılıyor
”Daha Tarsus çayının suları üstünde görür görmez
Vuruldu o kadına Antonius.
A Grippa benim aldığım habere göre de orda göstermiş
Gösterecek ne varsa Kleopatra.
ENOBARBUS..
Bakın anlatayım ben size onları
Üstündü yattığı gemi yıldızlı bir taht gibi..
Pırıl pırıl yansıyordu sularda
Yelkenler kıpkızıl ve öyle kokuluydu ki..
Sarhoş oluyordu esen yeller içlerine doldukça
Gütmüştendi geminin kürekleri
Flayta sesleriyle batıyordu suya..
Şiir biraz daha uzun. Bu kadarını yazdım, sanırım yeterli.
Williams yazdığı Kleopatra tiyatro oyununda perde 2, sahne 2 de okutuyordu şiirleri..
Ama en çok dikkatimi çeken Shakespare’in Tarsus için söyledikleri..
Tarsus kaçış özgürlük ve huzur duygularıyla özdeşleştiriyor. Hayatlarını savaşlar, entrikalar ve her türden tehlike dolu Antonius ve Kleopatra adeta bir masal diyarını andıran Tarsus’ta huzur ve mutluluk buluyorlarmış. Dış dünyanın tehlikelerinden korunuyorlar.
Batı Roma, Doğuda Mısır arasında kalmış Tarsus adeta tüm savaş ve çekişmelerden arınmış barış ve aşkın kenti olarak aşıklara sığınma sağlıyor.
Öyle ki Kleopatra ölüme Tarsus’a gider gibi hazırlanıyor.
Devamlı Shakespare’nin savaşlardan ve türlü entrikalardan uzak bir huzur bulma ve sığınma yeri olarak görüyorum diyor ünlü İngiliz yazar.
Bunları okurken Tarsus’un geçmişinin güzelliği ve huzurlu oluşunu okuyunca gülümsedim.
Şimdi Tarsus ünlü yazarın tarif ettiği gibi kalmış. O kadar Tarsus değişti ki,şehrin kalbinde araçlardan bisikletlide yayalarda çok rahatsız. Yeni yıllar açılmıyor. Araç sayısı gittikçe artıyor. yayaları, ihtiyarları, hamile kadınları ve çocukları düşünen yok.
Karşıdan karşıya geçemiyoruz. İş hayatı can çekişiyor. Tarihin içinde bazı meslekler bir bir kayıp oluyor.
İşyerleri bir bir yok oluyor, çırak yetişmiyor.
Bu kadim şehirde her şey bir bir kayıp oldu gitti.
Eski kaymakamlarımızdan Yüksel Ünal “Tarsus’un kurtuluşu denize doğru gitmekle olur” demişti.
Bugünlerde Tarsus belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan’da söz veriyor. “Tarsusluyu denizle buluşturacağım” diyor. Birileri çıkıyor karşı eliyor. Demek ki şehirlerinde kötü kaderi olurmuş.