::
29 Mart 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Bülent ACUN Bülent ACUN

KÜÇÜK HATİCE'NİN BÜYÜK DERSİ

11 Mayıs 2016 Çarşamba 09:24

KÜÇÜK HATİCE’NİN BÜYÜK DERSİ

..

Hayatta engelli olmak çok zor. Engelli olmaktan daha zor birşey varsa, o da engelli yakını olmak.

Bir engellinin annesi, babası, eşi, kardeşi, çocuğu olmak dıştan görüldüğü kadar  kolay birşey değil.

Bu itibarla en az engelliler kadar engelli yakınlarının da moral ve motivasyona ihtiyaçları var. Engelliler konusuna bir de bu pencereden bakmak çok yerinde olacak.

Ben 4 yaşından beri görme engelliyim. 33 senedir bana, görmemekten daha zor gelen,  ailem ve sevdiklerimin benim engelimden dolayı  çoğu zaman hissettirmeye çalışmasalar da duydukları üzüntü.

Evet.. Her engelli insan, engeline üzülür. Fakat,  etrafındakileri üzmek, onu daha da çok üzer. Bundan dolayı, engelliler konusunda her zaman oldukça hassas olmalıyız.

Bu konuda  en çok görev kendini gerçekleştirmiş  engellilere düşmekte.

Her konuda olduğu gibi engellilik konusunda da en riskli grup çocuklar.

Engellilik algısı, çocuğun düşünce dünyasında   müsbet manada oluşturulamaz ise bir çocuğun babasının, annesinin, kardeşinin engelli olması o çocuk içinde büyük bir engel durumundadır.

Manevi değerler, merkezinde gerçekleşen yaklaşımlar çocuklar üzerinde oldukça güzel tesir, düşünce ve neticeler bırakacaktır.

Bu uzun girizgahı  küçük Hatice’nin okulunda verdiği  büyük dersi sizlere aktarmak için yaptım.

Hatice Dilara, benim küçük kızım. Henüz daha 3. sınıf öğrencisi. Okumakta olduğu İstanbul  Çapa ilköğretim okulu Engellilerle Dayanışma ve  Yardımlaşma Kulübüne davet edilip kendisine  engellilerle ilgili ne düşündüğü sorulmuş.

İşte Hatice Dilara’nın bu soruya verdiği  hikmetli ve ibretli cevap?

“Benim babam da yüzde 95 görme engellidir. Fakat, bence  onun görmemesi bir engel değil. Çünkü, o bir hafız, şair, yazar, din görevlisi. İnşallah yakında bir de kitabı çıkacak.”

Hatice’nin bu  cevabı  salonda, büyük alkış almış.

Aslında bu diyalog bir başkası üzerinden gerçekleşmiş olsaydı, daha farklı şeyler yazacaktım. Ama insanın kendisinden bahsetmesi oldukça zor. Bundan dolayı bu yazıyı yazıp yazmamakta uzun müddet tereddüt ettim. Fakat, yazılması gereken şeyler, dışardan geldiğinde kucak açıp içerden geldiğinde elinin tersiyle itmek de olmazdı.

Hatice Dilara’nın engellilik hususundaki bu bilgece yaklaşımını görmezden gelemezdim. Zira asıl engellilik görmemek değil, görmezden gelmektir.

 

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI