Ülkemizde, hatta kentimizde hem siyaset, hem politika terimi birlikte kullanılır. Yaygın kanıya göre ikisi de aynı referansta bulunan biri Arapça, diğeri Yunanca iki terim. Eşanlamlı oldukları sanılır. Bilinenin aksine politika başka, siyaset başka şeydir.

Birde siyasi görüş ve siyasi görüş ayrılığı vardır.

Bu siyasi görüş ayrılığı ne menem bir şeydir ya?

Siyasetçilere alet olmak ve siyasi görüşleri ayrı olmak yüzünden insanlar zaman zaman agresifleşiyor.

Hatta insanlar birbirini kırıyor, dövüyor, sövüyor..
Kardeş kardeşe bile küsüyor.

Dün kardeş olanların partisi bile ayrılınca adamlar birbirine rakip oluyor.

Elbette beş parmağın  beşi bir değil. Kardeş bile olsalar, insanların siyasi görüşleri ayrı ayrı olabilir. Hatta zıt görüşlerde bile olabilirler.  Böyle olmasında bir beis yok!

Ama rakip olurken kardeş kardeşe küsüyor.

Soruyorsun, “Kardeşin nasıl?”, “Ablan nasıl, baban nasıl, dayın nasıl amcan nasıl, teyzen nasıl?” diye..

El cevap:“Onlar başka partiye geçti, konuşmuyorum”

Yani?

“Yanisi Küstüm!”

Bak şu işe?

Oysa siyaset insanlara hizmet etme sanatıdır değil mi?

Vallahi eskiden 1980 öncesi  sağ sol olaylarında kardeş kardeşe küserdi. O zaman  dış güçler Türkiye’yi bölmek için insanlar arasına bir ayrılık sokmak için böyle bir tezgah kurmuşlardı. Kardeş kardeşe küsüyordu. Nedeni insanların sağcı, solcu diye ayrıştırılması idi.

12 Eylül Askeri harekatı ile bu gidişata son verildi. Darbe elbette iyi değildir, ama o zamanki şartlar bunu gerektirdiği için olsa gerek ihtilalle birlikte sağ-sol olayları ve ayrımcılığı bitti. Ülke uçurumun kenarından döndü. Kardeşler tekrar barıştı, birbirine sarıldı.

Sonra başka senaryolar çıktı. Terör belası ile insanların ırk ayrımcılığı pompalandı. O da tutmadı. Geldik bugünlere..Şimdi sen A partisindensin, ben B partisindenim  diye insanları birbirinden ayırmaya,  birbirinin arasına mesafe koymaya çalışanlar var.

Bugünlerde Mersin bölgesinde bu tür gelişmeler yaşanıyor. Büyükşehir olayı ile Tarsus  küçük evlat muamelesi görür oldu. Düne kadar Mersin Büyükşehir ile Tarsus küçükşehir çalışanları aynı partiden olunca kardeş gibiydi. Son bir yılda her şey tersine döndü. Hatta iki ayrı belediyelerde çalışan kardeşler arasına bile karakedi girdi.

Bu insanlar birbiri ile arkadaş iken şimdi selam vermeye korkuyorlar. Hatta  iki ayrı birimde çalışan kardeşlerin bile arasına soğukluk girdiğini görüyoruz.

Siyasetçilerin bazı hataları insanları işte böyle değişik atmosferlere çekiyor. İnşallah 31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimler bu anlattığım soğuk savaş olaylarının ortadan kalkmasına vesile olur.

Yine değişik alanlarda düne kadar arkadaş olanlar bugünlerde seçimler nedeniyle bir partinin yada adaşın arkasından koşturuyor. O insanlarında birbirine mesafeli durduğunu görüyoruz. O insanlar karşılaştıklarında birbiri ile selamlaşıp  tokalaşmalı, hal hatır sormalı.

Dargın duranlara derim ki..

Yarın bir gün 31 Mart tarihi gelir, sandıklar kurulur, zarflar açılır,  pusulalar sayılır. Kazanan koltuğa oturur, kaybeden işine gücüne bakar.

Ama siz siz olun, en yakın arkadaşınızı yada kardeşinizi fikir ayrılığı yüzünden kırmayın.

Çünkü seçimlerden sonra yine bizler sizler bu şehirde yaşamaya devam edeceğiz.

Birbirimizin yüzüne bakamayacak kadar kötü olmayalım, kötü söz söylemeyelim.

Oldu mu?