Bundan 100 yıl öncesine gidelim.

Yani tam bir asır!

Dile kolay 1 Asır.. 1 Asır demek 100 yıl demek.

O öyle bir rakam ki, günümüzde bile 100 yaşını görenlerin sayısı  nüfusun 100’de biri zor eder.

Bugün dilimize doladığımız bu 100 rakamı bizler için çok önemli.. Çünkü 100  yıl  +1 yıl  yani 101 yıl önce 28  Temmuz tarihinde   Tarsus’lu yiğit Molla Kerim (Çeliktaş) ve silah arkadaşları şehit olmuştu.

O tarihlerde ülkemiz düşman istilası altında idi. Tarsus’ta da  düşmanlar kol geziyor, Fransızlar, Ermeniler bu kenti  ve Çukurova’yı ele geçirmeye çalışıyorlardı. İşte o tarihlerde Osmanlı Devleti  parçalanıp Türkiye Cumhuriyeti’nin tohumları toprağa atılırken, bir avuç yiğit, vatansever silah kuşanarak ülkesini ve yaşadığı toprakları düşman çizmelerinden kurtarmaya çalışıyordu. Düzenli ordu olmadığı için Kuvayi Milliye hareketi başlatılmıştı.

FEDAKAR KUVAYİ MİLLİYECİLER

O dönemde adlarına çete de denilen Kuvayi Milliyecilerin fedakarlıkları ile bu  vatan kurtarılmıştır. En büyük Kuvayi Milliyeci olan başkomutan Mustafa Kemal gibi Kuvayi Milliyeci arkadaşları Tarsus'un kurtuluş mücadelesinde canlarını pahasına bu toprakları savunmuşlardı. O dönem Çeliktaş müfrezesi komutanı Kuvayi milliyeci  Molla Kerim ve silah arkadaşları sayesinde bu topraklar düşmandan kurtarılmıştır.

Araştırmacı yazar, ressam  Hikmet Öz’ün Yakın tarihte Tarsus kitabında bahsettiğine göre,  düşmana esir düşen Molla Kerim, 28 Temmuz 1920'de şehit düşmüştü.  Molla Kerim, bac köprüsü üzerinde elleri kelepçeli halde Tarsuslu bir Ermeni olan Diran tarafından şehit edilmiştir.

BERDAN NEHRİNE ATILAN YİĞİT!

Öyle ki,  Ermeniler  Molla Kerim’in başını kesmişler ve cesedi ile birlikte başını  Berdan ırmağına  atmışlardı. Yani Molla Kerim’in  cenazesi  Berdan nehri'ne atıldığı için bugün bir  mezarı dahi yoktur.

 311  erle Fransızlara esir düşen Molla Kerim ile birlikte birçok asker otomatik tüfekler ile bac köprüsü civarında şehit edilmiştir. Yine Molla Kerim'in komuta ettiği Çeliktaş müfrezesi'nden Kamberhöyüğü'nde şehit edilen 60 askerin kemikleri ise Anıt mahallesi'ne de adını veren Şehitler anıtı (Şehitlik) altındaki mahzende gömülmüştür.

Onca yiğidin canlarını kanlarını vermesiyle Tarsus ve Çukurova kurtulmuştu. Dolayısıyla tüm Türkiye Atatürk ve silah arkadaşları olan Kuvayi Milliyecilerin can siperane vatan savunması ile kurtulmuş ve bugünkü özgür Türkiye topraklarına kavuşmuşuzdur.

Tabi aradan yıllar yılı geçti. Dün baktım, bu anlatılan vatan savunması ve Molla Kerim ile arkadaşlarının şehit edilmesinin üzerinden koskoca 100 yıl+1 yıl olmak üzere 101 yıl geçmiş.

İşte bu yiğit Molla Kerim ve arkadaşlarının şehadete erdiği tarih, geçtiğimiz yıllarda görev yapan belediye başkanları tarafından anma günü olarak idrak edilmiş ve yeni nesile  Molla Kerim ile arkadaşlarının kahramanlıkları anlatılmıştı.

PANDEMİ SÜRECİNDE KAYNADI GİTTİ!

Geçen yılda yeni belediye başkanı Haluk Bozdoğan, güzel bir anma proğramı tertip etmişti. Ancak  iki yıldır Molla Kerim destanı, Pandemi sürecine denk gelince arada kaynayıp gitti. O yiğitleri biz unutmadık.

Oysa o yiğitler unutulacak kahramanlar değildi!. Onların unutulmaması gerekiyordu. Üstelik Tarsus yine bir 28 Temmuz günü kahraman bir şehidini  toprağa veriyordu. Molla Kerim’in torunu sayılan hemşehrilerinden Tepeköylü Mustafa Dağlı, bir gün önce Mut yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucu şehit düşerken Molla Kerim gibi, 28 Temmuz’da kara toprağın bağrına teslim ediliyordu.

SÖZÜN KISASI: ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ..