Her dönem   seçim arefelerinde  böyle geçişler oluyor..

Ama yeni kurulmuş bir İYİ Parti'nin ekseriyeti kurucular kurulundan olmak üzere verilen listeye göre 297 kişi Pazar günü  istifa ettiler.

İYİ Partiden ayrılan 300'e yakın partili  MHP'ye geçti.

Bu geçiş nasıl oldu, biliyor musunuz?

Aydın Koç gibi bir genç kardeşim, 24 Haziran'daki seçime girmişti. Siyasette hak olmaz derler ama bence  AYDIN KOÇ'un hakkı yendi.

Aydın Koç, gece demedi, gündüz demedi koşturdu, çalıştı. İYİ Parti'yi iyi yerlere getirdi, iki vekil çıkarılmasında büyük emeği oldu.Kendisi ile görüşmediler bile. 

İYİ Partiden iki milletvekili seçildi, ama bunları kimse tanımıyor.

Sanırım bu işin ateşlemesi AYDIN KOÇ ve NEVZAT SARUHANLI, Dr. MEHMET ALİ SUN ve buna benzer kurucular ağırlıklı olmak üzere istifa ettiler.

TEKİN ÇELİK

İYİ Parti'den istifa edenler arasında bir tek TEKİN ÇELİK yok.

Sayın Çelik ne düşünüyor, ne düşünmüyor, bilmiyoruz.

Kapalı bir kutu gibi.

Ararsınız bir şey söylemez.

Aramasanız da bir şey demez...

Sanırım o da MHP'ye oy vereceğe benziyor.

Her ne kadar TEKİN ÇELİK bizden saklasa da görüşmelerin olduğunu biliyoruz. Bence iyi de yapıyor.

Ancak bize bile bir şey söylemiyor.

Kendisi Gülek'in eski belediye başkanıdır.

297 kişinin İYİ Partiden istifa ederek MHP'ye katılım törenine Tarsus Belediye başkanı Şevket Can, Milletvekili Baki Şimşek, MHP ilçe başkanı Ertuğrul Bodur gibi isimler katılarak rozetlerini taktılar.

Bence İYİ Partiye giden MHP'lilerin çoğu zaten partisine döndü.

Belediye Başkanı ŞEVKET CAN ayrı, BAKİ ŞİMŞEK ayrı, ERTUĞRUL BODUR ayrı teşekkür etti. Bodur ayrıca dualar ederek gelenlere hoş geldiniz dedi.

Ben politikanın içindeyim. İlk kez bu kadar kalabalık bir grubun bir partiden istifa edip gittiğini görmedim.

Allah bize bunları da gösterdi.

İYİ Partiden ayrılan 300'e yakın partili   MHP'ye giderken kendisine oradaki herkes “Hoş geldiniz” diyerek iyi bir karşılama yaptı.

Zaten İYİ Partide son haftalarda böyle sancılar yaşanıyordu. Böyle istifaların olacağı bekleniyordu.

Bundan sonra ne olur, bekleyip görelim.

Bu gibi konularda en iyi ilaç zamandır, 31 Mart'tır.

GÜVEN KALMADI

Ben her zaman söylerim.

İnsanlara güven kalmamış.

Bu konuyu iyi analiz edin.

Geçmişte siyasi arenada her şey oluyor.

Mesela Çamlıyayla ilçesinde de ufak bir seçmen grubu olduğu için orada da daha evvel siyasi partiler arasında bazı suçlamalar olmuştur.

Şimdi kim bilebilir ki, Ak Parti ile MHP ittifak yapacak.

Cumhur ittifakının olacağı kimin aklına gelebilirdi ki?Şimdilerde iki parti arasında Cumhur ittifakı var. Ak Partili ilçe başkanı da “Geçmiş geçmişte kaldı, “ diyerek seçmenlerini ikna etmeye çalışmış. Ancak konuşurken geçmişte söylediği cümlelerden birini daha etmiş. “Buna rağmen oyumuz MHP'nin ittifak adayı İSMAİL TEPEBAĞLI'ya” demiş.

Orada bazıları bu konuşmaları gizlice çekmiş. Zaten herkesin cebinde bir ses kaydı yapan görüntü çeken Cep telefonu var. Orada bu konuşmaları görüntülü çeken kişi sosyal medyada yayınlamış. Bunu yapan kişinin de geçmişten kuyruk acısı varmış. Hiç durmamış ve çektiği görüntüyü sosyal medyadan servis yapmış. Konu bir anda gündeme oturdu.

Ama içine baksan hiçbir şey yok. Ama konu Türkiye gündemine oturdu.

Evirdiler çevirdiler bu konuyu defalarca yayınladı İstanbul TV medyası.

Bundan sonra ne olur?

Onu bilmem.Bekleyip göreceğiz.

Ama her zaman ve bazı konuları gizlice çekip yayınlamak ne kadar doğru?

Zaten herkes birbirinden korkuyor.

İki kişi bir araya gelse, konuşmasına dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü birbirine güvenemiyor.

Bunlar doğru şeyler değil. Yazık ki çok yazık.

Bu tür olayların olmaması lazım. Ama artık olan olmuş. Birileri aile içi konuşmaları kaydedip  sosyal medyada paylaşmış.

Yani cep telefonu ile olsun, ortalıkta olsun konuşurken dikkat etmek gerekiyor.

Bu tür olaylar her yerde oluyor. Kim ne yaparsa yapsın ben ne olacağını bilemem... İnsanların sadece konuşmalarına, hal ve tavırlarına dikkat etmeleri gerekiyor.Tarsus ve Çamlıyayla böyle.

Dünyanın en kötü huyu, dedikodu, getir ve götürcülük olsa gerek.

Bunlar olmasa çok iyi olur. Aman dikkat!..

İki kişi konuşurken bile dikkatli olalım.

Kimin dost kimin düşman olduğunun belirsiz olduğu bu ortamda tedbiri elden bırakmayalım.