::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yakup BONCUk Yakup BONCUk

SARIKAMIŞ OLAYI VE TARSUSLU ŞEHİTLERİMİZ

25 Aralık 2017 Pazartesi 10:31

Sarıkamış Harekâtı (22 Aralık 1914), Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti ve Rus Hanedanlığı arasında Sarıkamış'da gerçekleşmiş, sonucu Osmanlı Devleti tarafı için bir başarısızlık ile sonuçlanan bir askerî manevradır.

 “Aradan onca yıl geçti,  ne yağan karlar ne de soğuk içimizde yanan rüzgarı dindirmeye yetmedi. Ordumuza duyduğumuz o büyük sevgi bu destansı direniş ile bir kez daha perçinlendi. Gururluyuz çünkü yılmadılar, geri dönmeyi düşünmediler, hüzünlü ve  gözlerimiz yaşlı çünkü onlar bu vatan ve bizler için hayatlarını hiçe saydılar. Yapılan geleceğimiz, bizim içindi. Bu sebeple akan sadece bir üzüntü değil, minnettarlık gözyaşıdır”  cümleleri ile başlayıp devam eden Sarıkamış  olayı  hakkında öncelikle kısa bir bilgi vereyim.

22 Aralık 1914  tarihi Tarsus'un da kurtuluş savaşı verdiği tarihlere denk gelmekte olduğu için Türklerin kurtuluş için nelere katlandığını açıkça göstermektedir.

Tarihi bilgilere baktığımızda ve araştırdığımızda  1877-1878'deki 93 Harbi Osmanlı Devleti'nin mağlubiyeti ile neticelenince Batum savaş tazminatı olarak Rusya'ya verilmişti. Sarıkamış, Kars, Ardahan ve Artvin de Berlin Antlaşması ile Rusya'ya terkedilmişti. 1914 yılında döneminin Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, evvelce kaybedilen bu vatan topraklarını geri almak amacıyla 19 Aralık tarihinde Sarıkamış Harekatı planlarını kurmaylarına sunar.

Doğuyu korumakla görevli Üçüncü Ordudur.  Cephede malzeme ve iaşe çok noksandır. Mesela mevcut 6 yıllık iaşesi için 88.000 ton buğday, çavdar ve arpa ihtiyacı olmasına karşın, Ordu ambarında 1.250 ton hububat vardır. Kışa girilmiş olduğu için erzakın gereği gibi taşınması, dağıtılması bir hayli güçtür. Bu güçlükte Rusların Karadeniz'deki donanma üstünlüğünün de payı vardır.   Bir iddiaya göre de erzakın az olması ve salgın hastalık olması Enver paşanın hemen bir harekata girişmesine sebep olmuştur.1 Kasım 1914'de sınırı geçen Ruslar, 4 Kasım 1914'te Köprüköy önlerine gelmişlerdi. Karaköse Murat suyu cephesinde de aynı surette ilerlediler. 5 Kasım'da Ruslar Türk sınırına taarruz için emir aldılar. Başkumandan vekili Enver Paşa 4 Kasım tarihli emrinde taarruzu emrediyordu. Bu emir verildiği sırada Doğu Anadolu'da kışın en şiddetli, sert günleri başlamıştı. Nitekim Rus ordusu da taarruz emri almasına rağmen harekete geçemiyordu. Hasan İzzettin Paşa Üçüncü Ordu'nun fikri, buralarda ve bu mevsimde taarruzdan kaçmaktı. Fikri, düşman ilerlese bile onun Erzurum Kalesine çarptıktan sonra karşı bir taarruzla ezilmesini sağlamaktı.

Fakat pek hesaplı olan Ordu komutanı Hasan İzzettin Paşa, sınır gerisine çekilen Ruslar'ı takipten vazgeçince, bunun üzerine başkumandan vekili Enver Paşa bu cepheye gelmiştir. Enver Paşa Erzurum'a gelmeden önce Albaylığa yükseltilen Genel Kurmay ikinci başkanı Hafız İsmail Hakkı, 27 Kasım'da İstanbul'dan Erzurum'a gelmişti. Kendisini Enver Paşa'nın görevlendirdiğini bildirmektedir. Zaten hemen onun ardından Enver Paşa Erzurum'a gelmiştir.

Genelkurmay Başkanlığına göre Osmanlı kayıpları 90.000 ve Rus kayıpları 30.000'dir. Genelkurmay Başkanlığı'nın 1933 yılında yaptığı açıklamaya göre ise Osmanlı ordusunun kayıpları 109.274'tür. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının bir çoğunun Rus'lar ile yapılan çarpışmalarda değil de ağır soğuk hava koşulları yüzünden olmalarıdır.

TARSUS'TA SARIKAMIŞ !..

Geçtiğimiz yıllarda kurtuluş bayramında Tarsus'a davet edilen sanatçılar, Sarıkamış Harekâtı'nın  Yıldönümünde Sarıkamış Şehitlerini  Tarsuslularla birlikte anmışlardı.

Osmanlı-Rus Savaşı esnasında Allahuekber Dağları'nda donarak şehit düşen 90 bin asker, fotoğraf ve videolardan oluşan fotoğraf sergisi ve belgesel filmiyle anlatılması da  herkesi duygulandırmıştı.

Etkinlikte, 1914-1915 tarihli fotoğraflar ve videolardan oluşan sergi ve belgesel film ile Sarıkamış harekatı gözler önüne serilirken Sarıkamış'ta hayatlarını kaybeden Tarsuslu şehitlerde anılmıştı.. O zaman öğrendim ki, Sarıkamış'ta şehit olan askerlerden en az 36'sı Tarsus'lu imiş.. Tabi birde kayıp olup ismi ve memleketi belirlenemeyen askerler var. Onlar içinde de belki ondan fazla Tarsus'lu asker vardır. Böylece şehit olan Tarsus'lu asker sayısı 50'yi bulmaktadır.

O gün o manzarayı, o etkinliği herkesin izlemesini isterdim. İzleyemeyenler için bu yılda aynı etkinliğin tekrarını beklerdim.

O destan başarısızlıkla sonuçlanan bir destan olsa da, o tarihte hayatlarını bu vatan için kaybeden insanlarımız, askerlerimiz sayesinde bizler bugün bu toprakların değerini daha iyi biliyor, daha iyi anlıyoruz.

Araştırmalardan yararlanarak yazdığım bu yazı sizlerinde bilgilenmesi için kaleme alınmıştır. Yoksa Sarıkamış gibi bir harekatı yazmak haddimize değildir!

Bir başka üzüntüm ise, bu yıl Tarsus'ta Sarıkamış  olaylarını kimse anmadı, tek satır yazmadı. Bu gibi olayların unutulmaması açısından en azından bir konferans düzenlenebilir, yada bir slayt gösterisi ile yeni nesil gençler bilgilendirilebilirdi.

Unutmayalım ki, tarihini bilmeyen milletlerin coğrafyasını başka milletler çizer!..

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI