Geçtiğimiz hafta Tarsus Şelale Oteli ile ilgili Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı VAHAP SEÇER ile görüşmemiz oldu.
Seçer “yakında Tarsus Şelale otelini yıkacağız. Buraya çok güzel bir proje uygulayacağız” dedi.Bu konuda vatandaş sevinçli.
Vatandaş oraya yapılacak kule restoranı ve diğer yenilikleri merak ediyor. Diğer tesisleri bekliyor. Yıllardır atıl kalan bu bölgeye Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak el atacak olmanızdan dolayı size teşekkür ediyorum.
Bu konuda bana da çok e mail ve telefon geldi. Bende bu konuda başkan SEÇER’e halkın teşekkürünü ileteyim istedim.
BARAJDAKİ KÖPRÜ
Yine Tarsus Barajındaki bir başka konu.
Seçer’i ziyaretimizde “Tarsus Berdan Barajı içinden geçen dar köprünün genişletilmesi gerek” dedik. Başkan da “Baraj içinden geçen köprüyü daha büyük yapmak istiyoruz. Ancak burayı DSİ bize devretmedi. Bu devir olunca dar köprünün yerine büyük bir köprü yapacağız. O mesire yerine gelenler rahatsız oluyorlar. Orada arabalar patlatılıyor, hırsızlar insanları rahat bırakmıyor. Bu konuda bize ihbarlar geliyor. Buna rağmen Baraj mesire alanı bize verilmiyor” dedi.
Doğrudur başkan dedik.İnşallah bu baraj mesire bölgesi belediyeye devredilir ve başkanda gereğini yapar.
***
Başkan Seçer ‘in söylediklerini zaman zaman sizlerle paylaşıyorum. Başkanın projeleri çok.
HASTANEDE NELER OLUYOR?
Dün yine Tarsus Devlet Hastanesi ile ilgili sosyal medyada çok şeyler yazıldı. Bunlar bizim duyduğumuz şeylerdi. Ama bunlar dün sosyal medyada yayınlandı.
Tarsus Devlet Hastanesinin ana binasında 80 ton yakıt, ek binada kaybolan 200 bin TL değerindeki trafo ne oldu. Yine aleni bir şekilde hastanenin sarf ve temizlik ürünlerinin çalındığı iddia ediliyor.
Bunların zanlıları hakkında ne yapıldı?deniliyor
Sosyal medyada bu kişilerin korunduğu iddia ediliyor ve gereğinin yapılması isteniliyor. Bu alıntılar sosyal medyada dile getirilenler. Üstelik biz çoğunu bile yazmadık.
ÜZERİNE GİDİLMELİ
İl Sağlık Müdürlüğü ve Tarsus Devlet Hastanesi başhekiminin bu olayların üzerine gitmesi gerek deniliyor.
İddia edildiği gibi bu suçu işleyenler hakkında idari tahkikat yapılması isteniliyor.
Yine hastanede merkezi ısıtma ve soğutma sistemine geçildikten sonra ortadan kaybolan vanaların fiyatları dile getiriliyor. Bunlar çok büyük rakamlar tutuyor ve ayrıca “sandoviç motorları nerede” diye de soruluyor.
Bunlar dün sosyal medyada çalkalandı.
Bir de bizlere serzenişte bulunulmuş.
“Bu konunun üzerine neden sağduyulu basın mensupları gitmiyor. Basının bu konunun üzerine gideceğine inanıyoruz. Çünkü burada tüyü bitmedik yetimin hakkı var “ diye ekliyorlar.
****
Tarsus Kaymakamı KADİR SERTEL OTCU ve Devlet Hastanesi başhekimi SADIK EMRE DİREK’in bu konuya duyarlılık göstermelerini vatandaşlar istiyor. Değerli kaymakamımız ve dürüst kişiliği ile bilinen Sadık beyin bu konunun üzerine gideceğine inanıyoruz.
****
Bazı konular var.
Ama bunlara duyarsız kalınıyor.İşte bu durumdakilere derim ki..
Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete deyip kenara mı çekileceğiz.
Halk yüzyıllar evvel tesbitini yapmış zaten.
***
NE DEMİŞ YÜZYILLAR EVVEL ŞAİR:
Hasan Dağı arpalıktır, eğer saban yürürse,
Her derede bir değirmen, eğer suyu gelirse
Her kümeste bir tavuk, eğer köylü verirse,
Güzel gidiş bu gidiş, eğer sonu gelirse..
Anlayana tabi..
***
BİR FIKRA
Yazımızı bir fıkra ile bitirelim.
Hocanın eşeği ölmüş. Kapının eşiğine oturmuş, hüngür hüngür ağlıyormuş.
Bir komşusu yaklaşarak “A hoca, geçenlerde karın öldü, ağlamadın. Bir eşek için ağlamak sana yakışır mı?” demiş.
Hoca “Nasıl ağlamam. Karım ölünce eş dost hepiniz etrafıma geldiniz ve “Üzülme, biz sana daha iyi bir kadın buluruz” dediniz. Ama eşeğim ölünce biri çıkıp da şimdi “Hoca ağlama, sana daha iyi bir eşek alırız” demediniz” demiş.
Buda anlayana..
BİR ANEKDOT:
Geçtiğimiz gündü. Şehrimizin çok sevilen şahsiyetlerinden birini daha kaybettik.
SELÇUK TOGO abimizi toprağa verdik. Bu konudaki yazımı Cuma günkü köşemde yazacağım.
Mezarlıkta bir konu gördüm çok üzüldüm. Artık günümüzde ne ölüye ne diriye saygı kalmamış. Cenazeye gelenler bile merhumu konuşmak yerine kimi telefonla konuşuyor, kimi dedikodu yapıyor. Hele hele protokol gelince dalkavuklar etrafını çeviriyor. Sanki protokol mensuplarını hiç görmemiş gibi.. Bu dalkavuklar, protokol mensuplarına bile rahat vermiyor. Protokol mensupları acılı aileye taziyeye gelmiş.
Ama etrafını saranlardan nefes alamıyorlar… İnsanlar protokolü halkaya almış.. Bunu çevrede bekleyenler bizzat gördü.
Bu nedenle ben derim ki, yapmayın beyler. Bari cenaze törenlerinde bunu yapmayın.
Eskiden cenaze töreninde merhumun kişiliği ve yaptıkları konuşulurdu, şimdilerde bunlar unutuldu.
Yeter artık diyorum… Dalkavukluğu ve dedikoduculuğu bırakın artık.
Bugünlük bu kadar.