::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mustafa ERDOĞAN Mustafa ERDOĞAN

SEVGİ

03 Temmuz 2015 Cuma 10:14

Vefa sevgi demektir.

Sevgi önemlidir. Çünkü insanları birbirine bağlar. Gönül dostluğudur sevgi.

Dostluk ve dava arkadaşlığı da böyle birşeydir.

Zedelenmesi ise toplumu yaralar.

Zedeleyene ise iyi ve güzel bakılmaz.

Sevgi ve  dostluk şu dünyada o kadar az bulunan bir şeydir.

Dostluğu ve sevgiyi korumak şart.

Ama, günümüzde nerde?

Dost belli belli değil.. Düşman belli değil..

KİME DOST DİYECEKSİN Kİ!

At izi ile it izi birbirine karışmış misali..

Öyle değil mi?

Adam geliyor, yüzüne dost gözüküyor. Ama arkanı dönüyorsun, hançeri yiyorsun.

Buna ne dersin?

Ne dersen de…

Buna düpedüz hıyanet denmez mi?

Zaten bunları herkes biliyor.

Ama şu mübarek günlerde yine bir tekrarlayayım dedim.

Yani insanların bu kadar değişken olduğunu bilmezdim.

İnsan çok değişken ve anlamak mümkün değil.

Bir insan, bugün iyi dediğine bir gün sonra kötü diyebiliyor.

Biri A Partisinde iken menfaati kesilince istifa ediyor ve gidip B partisine girebiliyor.Bununda mükafatını görüyor.

Bunların hiçbir lafı olmaz.

Ama sen birşey yap, Alimalllah tefeye koyarlar her yerde lafını ederler.

Nasıl bir düzen bu..

Bu tür olayları yazmak istemiyorum.

Zaten herkes herşeyi biliyor.

Bir partiden  menfaat  için istifa edebiliyor. Ama arkasından kimse birşey diyemiyor. Oysa arkasını aradığında bunun arkasında ne menfaatler çıkıyor bir bilseniz.

İsim vererek yazmıyorum, sadece bu kadar diyeyim.

XX

ÇAMLIYAYLA’DAN BİR ŞİKAYET GELDİ..

BİR ÖRNEK!..

Mesela bana Çamlıyayla’dan gelen bir şikayet.

Caminin karşısında bulunan belediyeye ait bir arsa satılmış. Bu daracık yere ruhsat verilmiş. Buraya binada yapılmış. Tam caminin karşısına. O alan o kadar daralmış ve sıkışmış ki.. Bu hususta beni arayan arayana.. Sanki bizim elimizde sihirli değnek varmış gibi bizi arıyorlar. Benim de aklıma geldi..

Oraya belediye inşaat ruhsatını nasıl vermiş. Verilir miydi? Belediye nasılsa vermiş.

(Allah korusun) Benim bir imkanım olsa da o arsayı ben alsaydım ne olurdu?

Birincisi belediye bana satmazdı,  ikincisi  satsa bile inşaat ruhsatı vermezdi.

Diyelim ki hem aldım, hem de inşaat ruhsatı verildi. İnşaatı yaptırdım..

O dedikodu Çamlıyayla’dan Tarsus ve Mersin’i aşardı.

“Mustafa Erdoğan Yaylanın göbeğinde inşaat yaptırdı” diye dedikodu ayyuka çıkardı. Çamlıyayla’da ve Tarsus’ta dedikodudan duramazdık.

Bizim suçumuz Gazeteci olmak mı?
Bizim kimsenin malın da ve canın da gözümüz yok.

Ama bu memlekette 100, hatta 150 tane dairesi olan insanlar var. Bırakın daireleri birde işyerlerini saymadım.

Ama onlara kimse laf etmiyor.

Varsa yoksa gazetecilerin lafı..

Gazetecilerin dedikodusu.. Acaba biz toplumun haklarını savunduğumuz için mi dedikodumuz oluyor.

Bırakın bunları.

Her zaman boynuz kulağı geçmiştir. Bizim kimseyle alıp veremeyeceğimiz yoktur.

Açtırmayın kutuyu..

Söyletmeyin kötüyü..

BİR AYNAYA NASIL BAKARSAN ÖYLE GÖRÜRSÜN..

Bizimki de o hava.,.

Körler çarşısında ayna satmaya benzer bizim meslek..

Bugünlük bu kadar..

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI