İki gönül bir olunca
Samanlık seyran olur denir.
Göz gördü, gönül sevdi
İki genç anlaştı, aileler de tamam
Bir söz kesilir
Ardından Nişan yapılır.
En sonunda da DÜĞÜN…
İyi de bu düğün nerde olacak.
Elbette salonda değil mi?
İşte o iş öyle olmuyor.
İlk akla gelen SOKAK DÜĞÜNÜ
Kestirmeden çözüm…
Eve yakın bir alan bulunur
Meydanın ortasına orkestra kurulur
Orkestra yoksa davul zurna vurulur
Gelinle damat baş köşede , mutlu
Vursun davullar, çekilsin halaylar
Gelinin anası , ağlar da ağlar.
Davetliler bu mutlu ana ortak
Buraya kadar herşey güzel de
O yüksek DESİBEL’ li sesi napıcaz
Yedi mahalleden duyulan
Ve saatlerce durmayan
Hatta ezan okunurken bile susmayan
O devasa sesi ne yapıcaz…
Sesli düşünelim şimdi
Bak Arkadaş
Kimse senin en mutlu gününde yaptığın düğüne karşı değil… Sadece o yüksek sese itirazı var. Belki kendisi hasta
Belki annesi ya da eşi yada çocuğu hasta
Evinde en ufak sese tahammülü olmayan o insan, senin sebeb olduğun o yüksek ses’e neden tahammül göstermek zorunda kalıyor
E canım… Benim en mutlu günüm
Ne var katlanıverseniz?
Tamam katlanalım da… Ne kadar katlanmamız gerekiyor. 1 saat, 2 saat…
İyi de yetmiyor ki size bu kadar saat
Bir gün, iki gün
Akşamları ve en az üçer saat…
Sizin sürdüğünüz ‘’ SEFA’’ neden çevrenizdeki insanların ‘’CEFA’’ sına dönüşsün ki:
Bir de bu açıdan düşünün.
‘’ AH ‘’ alarak yapacağınız DÜĞÜN’ün akıbeti ‘’HAYIRLI ‘’ olur mu sizce?
Sokak Düğünlerinin izne tabi olduğunu sanıyorum.
İzin veren mercilerinde bahse konu durumu tekrar ele almalarında fayda olur diye düşünüyorum.
Bu yazdıklarım sadece benim düşüncelerim değil… Birçok insanın ortak haykırışı…
Son söz;
Davet edelim DÜĞÜNE, yapalım EMPATİ
Kırmayalım KALPLERİ, kazanalım SEMPATİ.