Benim çocukluk yıllarımda Tarsus’un her tarafı bembeyazdı. Yani Beyaz Altın denilen pamukla çevrili idi.
O zamanlar bizleri tek rahatsız eden şey, beyaz sinekti. Çünkü pamuk ekili alanlarda beyaz sinek çok olurdu ve tarlaya gidenler, çevresindeki köylerde yaşayanlar bundan rahatsız olurdu. Beyaz sineğe atılan ilaçları ve özellikle Temik denilen ilacın adını o zamanlar duymuştuk. Sineklerden rahatsız olan çevredeki insanlar ise cibindirik olmadan yatamazdı.
Askerden geldiğim 1986 yılında bile Tarsus’ta pamuk ekimi büyük rağbet görüyordu. O yıllar çalışan çırçır fabrikalarının sayısı nerdeyse yüze yaklaşıyordu. Bir de Tarsus kent Merkezinde, Yenice’de Çukobirlik diye isimlendirilen devlete ait bir Tarım Kooperatifi vardı. Bu kooperatif yada fabrikaların önünde kamyonlar ve traktörlerle pamuklar yığılı olarak sırasının gelmesini beklerdi.
Yine o yıllarda Türkiye çapında tanınan Tekstil fabrikalarımız vardı. Pamuk bölgesi olmamız nedeniyle Çukurova Tekstil 2 tane, Berdan Tekstil 2 tane, Yidaş, Levent Tekstil, Güney Sanayi, Aksantaş (Eski adıyla Paktaş) gibi onlarca büyük Tekstil fabrikamız vardı. Bunun yanısıra fason çalışan küçük fabrika türü atölyelerde yine benzer işler yaparak tekstilden geçim sağlıyordu.
Önceki gün Ziraat Odasında düzenlenen ve pamuğumuzun masaya yatırıldığı bir toplantıya katıldı. Orada Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer toplantıya ev sahipliği yaparken, ayrıca Tarsus İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hayri Erdoğan, Mersin İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Ziraat Mühendislerinden Sevda Yorulmaz, Pamuk Hasat Makinası sahipleri ve bazı Çırçırcılar bir araya gelmişlerdi. Pamuk ekimi, üretimi ve sorunları adına çok güzel ve verimli bir toplantı oldu. Benim bu gibi konulara olan hassasiyetimi bilen başkan Ali Ergezer, hem sorularımızı cevaplandırdı, hem de toplantıdan geniş bilgi sahibi olmamızı sağladı. Konuklara ve katılımcılara Tarsus Beyazı üzümü ve karpuz ikram eden Tarsus Ziraat Odası başkanı Ali Ergezer, bölgemizin 1980’li yıllarda büyük oranda pamuk ekildiğini, ancak sonraki yıllarda büyük düşüş yaşandığını anlattı.. Ergezer “Yeni dönemde eski günlerdeki gibi bölgemizin yine pamuk ekilen bir bölge olmasını temenni ediyorum. Çünkü bu bölge yıllardır pamuk sayesinde ekonomisini ayakta tutmuştur” dedi ve teşviklerin artması halinde insanların yeniden pamuk ekmeye yöneleceğine inandığını söyledi. Ali Ergezer çiftçi olarak da tam bir pamuk sevdalısı. Bunu icraatları ile de gösteriyor. Öyleki ne zaman odasına gitseniz, odasında büyük bir saksı içinde pamuk bitkisini, kozalağını ve açmış pamuk şiftini görebilirsiniz. Bu toplantıda da büyük bir saksı içinde ekilmiş gerçek bir pamuk bitkisini gördük. Toplantıda masaları çiçek yerine saksıdaki pamuk bitkisi süsledi.
İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hayri Erdoğan da bu toplantıda önemli bilgiler verdi. Erdoğan, bölgemizde geçen yıl 17 bin dekar alana pamuk ekilirken bir sonraki yıl bunun 36 bin dekara çıktığını, gayriresmi rakamlarla bunun 40 bin dekar olarak tahmin edildiğini söyledi.
Yani pamukta ekim alanı geçen yıla göre ikiye katlanmış.. Henüz pamukta 2017 yılı taban fiyatı açıklanmadı. Ama pamuk hasadı ve pamuk toplama makinalarının kullanımı konusunda bir bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Burada ayrıca Mersin İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Ziraat Mühendislerinden Sevda Yorulmaz da Pamuk hasat ve toplama makinası sahiplerine uygulanacak kuralları ve kurallara uyulmaması halinde uygulanacak para cezaları hakkında açıklamada bulundu.. Daha sonra toplantıya katılanların sorularını cevaplandırdı.
Ülkemiz için önemli bir üretim çeşidi olan pamuk ürünü, ekonomi içindeki çarkların dönmesinde de etkili bir hammadde kaynağıdır. 2016 yılı Tarım Bilgi Sistemi kayıtlarına göre Tarsus’ta yağlı tohumlu bitkilerin toplam ekim alanı 252 bin dekar. Bunun içinde Beyaz Altın dediğimiz Pamuk ekim alanı 17 bin dekardır. Bunun karşılığında çiftçiye ödenen prim desteği ise 8.150.265 TL’dir. Bu yıl bunu iki kat olarak değerlendirdiğimizde ve devletin teşvik primi daha da arttığında inanıyorum ki gelecek yıllarda Beyaz Altına rağbet de artacaktır.
Ali Baba’nın deyimi ile bizim çiftçimiz, üreticimiz eskisi gibi yeniden pamuk ekmeye yöneldiğinde 30-35 yıl evvelki gibi pamuk ekili alan miktarı 700-800 bin dönüme çıktığında bundan rahatsız olanlar olacaktır. Yani pamuğa verdiğimiz para gavura gidiyor ya? Pamuk ekimi arttığında paramız gavura gitmeyecektir. Hatta gavurun parasını almak için pamuğun öneminin büyük olduğunu yeniden idrak ettiğimizde Beyaz Altın, bu bölge ve ülkemiz için gerçek bir altın olacaktır.
Bunun içinde devlet pamuğa vereceği taban fiyatını önceden açıklamalıdır diyor, Beyaz Altın’ın yeniden dirilmeye başladığını gördüğümüze sevindiğimi sözlerime eklemek istiyorum.