Gün geçmiyorki üzgün olmayalım..

İşte geçen hafta Özgecan cinayeti bizleri derinden sarstı. Tam Özgecan’ı  kara toprağa verip,  cesedinin atıldığı yere gidip karanfiller bırakmıştık ki..

Aydınlıklar içinde olsun diye  beyaz mumlar yakmıştık ki!

Bir acı haber daha geldi..

Acı ki, ne acı?

Tarsus gencecik 5 evladını daha kara toprağa verdi..

Hepsi de birbirinden cevval.. Hepside birbirinden cesur yürekli bu evlatlarımızın..

Mustafa Eker,  Ali Duran Eker, Mahmut Tekeli, Rıfat Gürbüz ve Gökhan Dal, apansız uçup gitti aramızdan..

Trafik canavarına teslim oldular bir anda..

Tarsus’umun üzerinde karabulutların dolaştığı bugünlerde onlarda bu bulutları dağıtamadı ve azraile teslim oldular..

Her biri 30’lu yaşlarda.. Hayatlarının baharında ve de daha yolun yarısında bile değiller..

Oysa şair Cahit Sıtkı Tarancı bile dememiş mi?

“Yaş 35 yolun yarısı eder” diye.

Bu arkadaşlardan kimisi yolun yarısına merhaba demişken, kimisi ise daya yolun yarısına gelmeden terki dünya eylemişler..

Bindikleri kamyonet türü araç, o kadar kaliteli ve sağlam olmasına rağmen maalesef tabutları olmuş!

Tarsus’umun üzerine bir kara bulut daha çökmüş.

Bunedenle Tarsus hüzünlü..

Tarsus yasta!

Bir hafta 10 gündür Tarsus’luların  başına gelenler hiç  hoş şeyler değil.

Nedir bu gudümsüzlük?

Nedir bu başımızdaki belalar?

Vrdır elbet bir sebebi.. Ama bize düşen sabırlı olmak, dirayetli olmak, dayanmak..

Elbette  canımız dahil herşeyi verende Allah, alanda Allah..

İsyan etmek, başkaldırmak ne haddimize..

Allahtan gelene boynumuz kıldan incedir..

Elbette hayatıng üellikleri gibi acılarıda olacak.. Ama Özgecan’ın katledilmesi gibi, yada azrailin bir batında aldığı 5 can gibi acıları yaşamak çok zor geliyor biz Tarsuslulara..

Gözyaşı döküyoruz 10 gündür..

Kan ağlıyoruz... Elbette ateş düştüğü yeri yakıyor ama, bu ateş öye bir yakıyorki,  o kardeşlerimizi hiç tanımasak da, görmesek de izlerinde yüreğini yaktı, acıları acımız oldu.

Tarsus Müftülüğü vaizlerinden Mikayil Tayşan hocamın dediği gibi.. “Elbette gözyaşı olacak. Ama gözyaşları merhamet demektir, temizlenmek demektir.. Bizlerde gözyaşı döküp merhametli olacağız, temizleneceğiz..

Ve de sabırlı olacağız..

Tarsus Şehir mezarlığının tarihi bir mahşerg ününü yaşadığı gün Allahtan sabır istedik..

Kaybettiklerimize, o güzel canlara dualarg önderdik.. Mekanlarının cennet olması için..

Hepimizin birgün kara toprak olacağı bu dünyada karşılaştığımız olumsuz olaylar ve yaşadığımız acılar karşısında Allaha sığınmaktan başka, Allahtan bizlere sabır vermesini istemekten başka ne beklentimiz olabilirki?

Acıyı veren Allah elbette sabrını da verecektir.

Onca acıları çekmek kaderimizde varmış ki çekiyoruz.

Ne olursa olsun Allah’a isyan olmaz.. Olmamalı..

Bugünlerde başımıza elen bu kara musibetlerin defolup gitmesi için ellerimizi açtık, yüce yaradana dualar ettik.

Allahım sen bizlere tüm acılara karşı dayanma gücü ver..

Allahım ser varsın ve teksin..

Sen  bizleri ve tüm dünyayı yaradansın..

Biz aciz kullarını sıvandang eçirdiğini biliyoruz.. B usınavı kimin nasıl geçeceği belli olmasa da bizleri sınavı geçen kullarından eyle..

Bizlere her türlü zorluğü ve acılara dayanma gücü ver.. Katında kabul ettiğin kullarınıda cennetine  nail eyle..

Ve güzel Tarsus’umuzun üzerinden bu karabulutları  kaldır..

Senin herşeye gücün yeter” diyoruz..