Ünlü sanatçı Mustafa Yıldızdoğan’ın son albümünün ismidir.

“Yörük çadırı kıldandır,

İbriği bakırdandır”

Benim çok Yörük arkadaşım oldu.

Bu yörük kökenli arkadaşlarımızın doğal haliyle onları tanımak güzeldi.

Doğa denilince hep aklımıza Yörük kardeşlerimiz gelir.

Doğaya saygılı ve tutkunlar. Yörükler doğada nasıl yaşanır onların bize öğrettikleri var.

1950 yılında Yörükleri tanıma imkanım oldu. Onlarda doğanın saflığı kadar temiz ve dürüst insanlardı. Yüreklerinde hep insan sevgisini taşırlar.

Tarihçi ve 1914’lerde Adana’da  Sulh Hakimliği ve Emniyet müdürlüğü yapmış olan Muhammet  Et Tavil Yörüklerin Çukurova’ya Karaman tarafından geldiğini kitaplarında yazmış. Onlar hep dağlarda kıl çadırlarda yaşamış.

Hep yayla ve dağlarda kalmışlar

O yıllar Çukurova’da sivrisinek ve sıtmadan uzaklaştıklarını okuyoruz.

Tanıdığım Yörükler Süleyman Demirel, Burhanettin Kocamaz,  Musa Köseoğlu.. Bunlardan Musa Köseoğlu Huzurkent eski belediye başkanıdır.

Süleyman Şimşek Arslan köylüdür, İçel milletvekilliği yapmıştır.

TRT’de Musa Emmi proğramını yapardı.

Xx

Şimdi sıra Çukurova’ya gelmiş eski büyük komutanlardan Selahiddin Eyyubi ile Tarsus’u  haçlı mezaliminden kurtarmaya gelen şimdide onların devamı olan torunlarının yerleştiği köyleri anlatalım.

Eski adıyla Firengülüs, yani Çiçekli, Baltalı- Kargılı, Yaramış- Tiznik- Nemiroğlu, Karsavran ve ismini hatırlayamadığım köyler ve ağaların Tarsus’luya öğrettiği Şüküre topraklar konusu var.

Ağalar yanında çalışan tutmaya “Al şu 3-4 dönüm toprağı evini geçindirecek sebze ek” derlermiş. Şüküre anlatımı rahmetli Ali Haydar Eyüpoğlu’ndan..

Xx

Şimdi de Tarsus’a mübadeleyle gelen Girit Türklerinin Tarsus’a ve Tarsusluya ağaçtan yağ çıkaranları anlatalım.

Giritliler geldikleri yıllarda ağaçlardan yani zeytin ağaçlarından topladıkları meyve ile yağ çıkaran Giritlilerin o yıllarından önce bizim buradaki insanlar pamuktan yani çiğitten yağ çıkarırlardı. Tarsus’lular Giritlileri çok sevdi. Onlarda artık Tarsuslu oldular. Ben önde giden Girit Türklerini tanıyorum.

1-Boltaç ailesi, 2. Şendağ ailesi, 3.Gülsayın ailesi

Xx

Şimdi bizim Fellahları yazalım.

Bizanslıların zamanında Tarsus’ta turfandacılık vardı. Şehrin en az beş yerinden sular akardı.

Bizanslılar Tarsus’tan gidince, Osmanlı, Suriye’den getirdiği çiftçi aileleri buraya yerleştirdi.

Onlara bizler Fellah, yani çiftçi demişiz. Yazar Ali Tayyar Öner, Türkiye’nin etnik yapısı kitabında Fellahların Asyadan suriyeye ve Tarsus’a glediklerini bunların Öztürk olduklarını yazmış.

Atatürk’te  Prof. Afet İnan ve bilim adamlarına kafatası ölçümü yaptırmış. “Bu fellahlar Öztürk “demiş.

Xx

Birde rahmetli Rasim Dokur ailesiyle Mısır’dan gelen aileler halen Tarsus7un tanınmış köklü aileleridir Bunları da Şekerci halimden dinleyin diyoruz.

Şimdilik bu kadar.

Daha sonra Tarsus’a göçü anlatmaya devam edeceğiz.