Tarsus Türkiye’de bir geçiş noktası..
Düne kadar Gülek Boğazı’ndan geçmeyen Adana ve Mersin’e, hatta güneydoğuya ulaşamazdı. Yeni otoban yapılıp tüneller açılınca, araç sahipleri Tarsus’un içine girmeden TAG yoluyla doğuya Güneydoğuya ulaşabiliyor.
Yine Tarsus demiryolu ağıyla da Türkiye’nin birçok noktasına geçiş sağlıyor.
Güneydoğu’dan gelen ve Adana’dan geçen Trenler, Ankara, Konya, Kayseri, İstanbul istikametlerine giderken Tarsus’tan geçiyor.Yenice beldemiz aynı zamanda bir barış kenti olarak Tarsus’un en önemli yerleşim birimlerinden biri. Yine Adana’dan Trenle Mersin’e geçişte de
Tarsus köprü vazifesi görüyor. Ancak mevcut tren yolu kenti kısmen ikiye bölüyor. Bu yıllardır böyle. Hemzemin geçitlerde yıllardır araçlar, trenin geçmesini bekliyor.
Sadece Toros mevkiindeki Sunay Atilla üst geçidi ile Mezarlık yanındaki altgeçit trafiği rahatlatıyor. Bu kente yeni alt veya üstgeçitler yapılması planlanıyor.
Bunun nedeni Adana’dan Mersin’E gidecek ve Tarsus’ta mola verecek hızlı trenler için. Malum Hızlı tren projesi devam ediyor. Hazırlıklar yapılırken mevcut tren hatları iyileştirilip normal zemin üstünden trenler geçecek.
Hızlı trenin hızı, çevreye yayacağı gürültü, trafikte kazalara davetiye çıkaracak olması gibi nedenler bizi endişelendiriyor.
Kaza olmaması için hemzemin geçitler kapatılacak. Şu an elde mevcut olan alt ve bir üst geçit yetersiz. Yenileri yapılana kadar trafik altüst olur.
Tren yolunun iki kenarına en az 5 kilometre uzunluğunda Berlin Duvarı dikilecek. Yani Tarsus bu kez kısmen değil tamamen ikiye bölünecek.
Tarsus halkının yarısı Tren yolunun Hastaneden tarafta kalan Güney kesiminde, yarısı ise Cengiz Topel Lisesi-Cetvel hattının bulunduğu Kuzey kesiminde yaşayacak.
Yani Tarsus halkı bölünecek, birbirinden ayrı kalacak. Tüm bunlar hızlı tren projesi için.. Elbette çağımızın gereği olarak bu tür projeler hayata geçirilmeli.
Ama proje yapılırken en akılcı, en uygun,en çevreci ve en mantıklı proje uygulanmalı.. Bizler İnşaat, Elektrik veya Makine Mühendisi değiliz. Demiryolu ustası da değiliz.
Ama Mühendisler, belediye başkanları, akıl ustalarının ve herkesin buluştuğu bir ortak nokta var. Bu kentin içinden geçecek hızlı tren yaklaşık 5 kilometrelik bölümde normal zeminden değil de yer altından veya viyadük usulü havadan gidebilir.
Bu yapıldığı takdirde, zemin arazisi açık kalacağı için her türlü amaca uygun olarak kullanılabilir.
Mesela Park olabilir, Yeşil alan olabilir, bisiklet yolları, yürüyüş yolları olabilir. Velhasılı Tarsus 5 kilometrelik alana tekabül eden 200-250 dönüm arazi kazanabilir. Yeter ki istensin. Yer altı sondajları yapılarak uygun çıkarsa tren yolu yeraltından döşenebilir.
Bu uygun olmazsa, birçok ülkede uygulanan Viyadük sistemi ile tren şehir içinde yaklaşık 5 km. alanda havadan gidebilir.
Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan bu konuda hayli endişeli. “Tarsus ortadan ikiye bölünmesin. Biz Tarsus’u ikiye böldürmeyeceğiz” diyor.
Tarsus’un bölünmemesi içinde yer altı veya Viyadük sisteminin uygulanması gerek.
Bu hususta herkesin gereken ilgisi ve desteği gerekmektedir.
Ortak akıl projesi olarak gündemde olan üç projeden normal zeminden giden değil, diğer ikisinden birinin uygulanmasını bekliyor.
Yok, Tarsus’a adeta Berlin Duvarı çekeceğiz diye inat edilirse, bu kente, bu kentte yaşayanlara, doğaya ve çevreye yazık edilmiş olur.
Gelecek nesillerinde bedduası alınmış olur.
Bence beddua değil, dua almak yolu seçilmelidir.
TARSUS İKİYE BÖLÜNMEMELİDİR..