::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yakup BONCUk Yakup BONCUk

TONTON DURSUN TEYZE

14 Ekim 2019 Pazartesi 08:38

Kızılmurat mahallesinin  sevimli Tontiş teyzesiydi o!..

Ve bizler  Dursun Teyzeye  “sen eski topraksın. Maşallahın var. 18’lik gençlere taş çıkartırsın. Sen daha bize çok lazımsın” derdik.

(6 Ekim 2019 günü)  duydum,  Dursun Teyze vefat etmiş.

“Öldü” demeye dilim varmıyor. Çünkü o  Tontiş  teyzemiz hala bizim gözümüzde dipdiri duruyor.

Tombul tombul yanakları..

Ayağında köylü şalvarı ile..

Ve başında beyaz tülbentini (yağlık) sarmış tam tipik bir köylü kadını. Yada Tarsus’ta yaşayan analarımız, ninelerimiz gibi giyinen, pek lüksü sevmeyen bir hanımefendiydi o.  Ünlü sanatçı Adile Naşit gibi, Dursun teyze de bizim Tontiş teyzemizdi.

Hayatı Tarsus’un Kızılmurat mahallesinde geçmiş bir ev hanımıydı.

Eşinden dünyaya getirdiği tek evladı vardı.

İlk muratları olduğu için adını MURAT koymuşlardı. Eşini genç yaşta kaybetmiş. Eşi öldükten sonra  Murat’ını bin bir güçlükle büyütmüş. Dursun Teyze, hayatı boyunca çok çalışıp didindi.

Tarihi Evler sokağında iki katlı eski bir evi vardı.  Bu binanın yarısı  taş, yarısı ahşap minicik bir evdi. O ev onun hayatıydı. Beyaz gelinliği ile bu eve gelin gelmişti. Sonra hayatının anlamı olan evladını bu evde dünyaya getirmişti. Çocuğunu burada büyütmüştü ve  dünyaları bu ev ve  o arasta olmuştu.

Yıllar geçti,  o evlerinin bulunduğu Tarihi sokakta herkes evlerini cafe yada butik otel diye sattı. Evlerine sahip çıkan 3-5 kişiden biri oldu Dursun Teyze.

Üstelik elleriyle o evi öyle bir cennete çevirmişti ki..

Dışarıdan bakanlar Dursun Teyzenin evine gıpta ediyor, “dubleks, yada villa evim olacağına  böyle bir evim olsun yeter “ diyenleri bile gördüm, duydum.

Ama Dursun Teyze, evine sahip çıktı. İçinde oturmaya devam etti. Evini çiçek bahçesine çevirdi. Ön cephesinde çiçekler sarmaşıklar duvarlardan gelinlik bir kızın upuzun saçları gibi aşağılara süzülüyordu. O çiçekler, sarmaşıklar Dursun Teyzenin evine ayrı bir güzellik katıyordu. Herşey yerli yerinde ve her şey doğaldı. Yapmacık veya lüks yoktu.

Evinin alt katındaki mutfağı ona yetiyordu. Oğlu ve geliniyle mutlu bir yaşam sürüyordu. Oğluna iş bulamayınca babadan kalma bu evi  Cafe’ye çevirdiler. Cafe dedikse diğer çalgılı, içkili mekanlar gibi değil.

Tipik bir Tarsus eviydi onlarınki...

İçindeki odaları ayrı döşemişler,yerlere yer döşekleri, kırlentler (eski dilde  arka sırta dayanan yastık)  koymuşlardı.

Ön taraftaki  tahtadan köşke de masa atmışlar, isteyen gelip burada eşiyle dostuyla yemeğini yiyebiliyordu.

Hele hele Dursun Teyzenin içli köftesine doyum olmuyordu.  Yılların verdiği bilgi ve birikimle, tecrübesiyle  elinin hünerleri ile birleştirince ortaya çıkan  içli köfteler, mantılar, makarnalar, pilavlar, kuru fasülyeleri yemeye doyum olmuyordu.

Artık  hayatının geçtiği  Tarihi Evler sokağındaki bu  baba yadigarı onların evleri gibi işyerleri de olmuştu. Oğlu, gelini ve sonra torunu ile burada mutlu günler geçirdi Dursun Teyze.

Yine hergün sabah eline filesini yada poşetini, çantasını alıp Pazar ve  bakkal market alışverişlerine kendisi gidip geldi.

Bizim gazetenin önünden her geçişinde selam verdi güler yüzü ile.

Yaşı 70’i geçmiş, 80’ine merdiven dayamış olmasına rağmen kızarmış yanakları tam bir köylü kadınını andırıyordu.

Geçenlerde oğlu Murat’ı gördüm Maça Cafe’nin köşe başında. Selamlaştık.  Dursun Teyzeyi sordum “biraz rahatsız tedavi görüyor” demişti. Sonra hastanede kaldığını öğrendim. Tam ziyaretine gideyim diye düşünürken, dün duydum ki bizim Tontiş Dursun Teyzemiz hayata gözlerini yummuş!

Mahallemizin Tonton teyzesi bizleri bırakıp gidiyor..

Ama biz onu her zaman o tonton haliyle, kırmızı yanaklarıyla , başında yağlığı, bacağında  şalvarı ile ve güler yüzü ile hatırlayacağız.

Allah rahmet eylesin, mekanın cennet olsun Dursun Teyze..

 

 

 

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI