Tarsus'ta önceki gün çok güzel bir konferansa davetliydim.
Etkinliği Tarsus Kent Konseyi düzenlemişti.
“Geçmişten Günümüze Türk-Alman İlişkileri” konulu konferans Asutay işhanında gerçekleştirildi. Bu güzel konferansa konuşmacı olarak uzun yıllardır Almanya'da yaşayan Tarsuslu Gazeteci-Yazar hemşehrimiz Mehmet Canbolat katıldı.
Yarenlik alanındaki Asutay işhanı Güner Baykal toplantı salonunda gerçekleşen konferansa Tarsus Kent Konseyi üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı.
Programın açılış konuşmasını Tarsus Kent Konseyi Başkanı Ufuk Başer yaptı. Ne de olsa ev sahibi idi. Başer, son dönemlerde Türkiye ile Almanya arasında meydana gelen politik sorunların yaşanmasından yola çıkarak bu konferansı düzenlediklerini söyledi. Sonra da “Değerli konuşmacımız hemşehrimiz Tarsuslu Gazeteci Mehmet Canbolat, 37 yıldır Almanya'da yaşamaktadır. Knedisi iki ülkeyi de, iki ülke arasındaki yüzlerce yıllık geçmişi de araştırmış ve çok iyi bilen bir insan. Kendisine teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.
Salondaki herkes, konuk hemşehrimiz Mehmet Canbolat'ın söyleyeceklerini merak ediyordu.12 Eylül askeri darbesi öncesinde ülkede yaşanan sorunlar nedeniyle 1980 yılında Almanya'ya giden ve 37 yıldır Almanya'da, birçok Türk yayın organının temsilciliğini yapan Mehmet Canbolat ise, Tarsus'ta bu tip bir konferans vermekten dolayı mutlu olduğunu ifade etti.
Mehmet Canbolat, Türk -Alman dostluğunun pekişmesi için gayretk eden ve bundan yıllar önce Tarsus ile Almanyanın Langen kentlerinin kardeş kent olmasının öncüsüdür. Bende kendisini o yıllarda tanımıştım. SHP'li Bedrettin Sarpkaya'nın belediye başkanlığı döneminde başlayan Tarsus-Langen kardeşliği, daha sonra MHP'li belediye başkanı Burhanettin Kocamazla ve şimdilerde de MHP'li Şevket Can ile yoluna devam ediyor.
Yani, bizim hemşehrimiz Mehmet Canbolat, Türk-Alman ilişkilerinin sadece orada yaşayan milyonlarca gurbetçiden kaynaklanmadığını, iki ülke veya toplum arasındaki ilişkilerin 800 yıl öncesine kadar dayandığını da bu konferansta anlattı.Öyleki geçmiş tarihlere uzanıp Haçlı seferlerinin başlamasıyla birlikte iki toplum arasında ilişkilerin başladığını kaydeden Canbolat, “Kanlı haçlı seferleriyle birlikte Batı, Doğu'dan çok şey öğrenmiştir. Daha sonraları ise Osmanlı döneminde de iki toplum arasında farklı konuların yaşandığına ve ilişkiler kurulduğunu görebiliyoruz” diyerek son dönemlerde yaşanan sorunların kısa sürede sona ermesini umut ettiğini de kaydetti.
“Almanlar, Türkiye ile her zaman dost kalmaktan yana. Türklerden ilk grup insanlar 1980 öncesi Almanya'ya iş için gitmişti. Türkler için Almanya iyi bir iş kapısıydı. Bugün işsiz Alman ne kadar işsizlik parası alıyorsa, Türk de, Tunuslu, da Faslı da o kadar para alıyor. Yani orda işsizlik maaşında bile eşitlik var. Almanlar Türkleri seviyor. Alman olup Türk ismi koyanlara bile rastladım. Almanlar bize düşman değil. Hatta orada yaşayan Osmanlı torunu bile var ve ben onlarla tanıştım. Bizler Alman ürünlerine güvenerek Türkiye'de bile ilgi gösterip almıyor muyuz? Alıyoruz. Türk öğrenciler üniversite eğitiminde bile ilk tercih hakkı olarak Almanya'yı istiyorlar. Çünkü bizim vatandaşımız da Almanya'ya gitmek istiyor ve Almanları seviyor.
Ama bazı siyasiler nedense ortamı geriyor. Bizler Almanya'nın Langen kenti ile kardeş olup kardeşlik ilişkilerimizin ilerlemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Hatta son zamanlarda Almanya'ya gidecek Türk işadamlarına uygulanan vizede yumuşama başladı. Buda iyi bir göstergedir Biz öğrenciler arasında olsun, iş dünyasında olsun Türk-Alman kardeşlik projeleri ile ilişkilerimizi hep iyi ve üst düzeyde tutmaktan yanayız. Çünkü bizler birbirimizi seviyor ve tanıyoruz. İnşallah son iki yılda zayıflayan turizm ilişkileri yeniden ısınır ve hareketlenir, Önümüzdeki iki yıl içinde mutlaka Türk-Alman dostluğunu yeniden sıcak hale getirip geliştirmemiz eski düzeyine getirmemiz lazım. Çünkü şu anda Türkiye'de Turizm sektörü kan ağlıyor. Bunda en önemli sebep Almanların Türkiye'ye gezmeye gelmelerinin önünün tıkınmış olmasıdır. Bu engeli aşıp Alman turistleri yeniden ülkemize çekerek dostluğumuzu pekiştirmeliyiz.
Son yıllardaki soğukluk ve sorunların ortadan kaldırılması için bizlere de görev düşüyor. Çünkü Almanlar hiçbir zaman Türkleri kaybetmek istemez. Türklerde özellikle Turizm alanında Almanların ülkemize gelmesi ile önemli gelirler elde ediyorlar. Türklerle Almanlar dosttur, düşman değildir. Bunu bizler iyi biliyoruz. Siyasilerde gergin ortamı yumuşatarak bu dostluğun yeniden pekişmesine katkıda bulunursa bundan iki ülkede, iki ülkede yaşayan biz iki kardeş ülke insanı da yarar görür”
Evet.. Mehmet Canbolat bu ve bunun gibi birçok konuya değindi. Ben yerimizin dolması nedeniyle bugünlük bu yazıyı burada noktalıyorum. İlk fırsatta Almanya'daki eski dost Cumhurbaşkanı ile ilgili konuyu da ele alacağım.
Teşekkürler Kent Konseyi ve başkanı Ufuk Başer..
Teşekkürler Mehmet Canbolat.