::
19 Nisan 2024 Cuma

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mehmet YAŞOT Mehmet YAŞOT

ÜRDÜN AMMAN'DAN BİR ANNE GÖNDERİSİ

08 Mayıs 2017 Pazartesi 16:20

Müzikli bir Ürdün düğününü anlatacağım bugün sizlere. Ürdün'ün tanınmış mühendisi Cemal'in  düğünüdür bu. Elit insanların katılımıyla düğün devam ediyor. Müzik devam ediyor.

Damat ve gelin yan yana. Sahne gibi yerdeler. Sıra fotoğraf çekimine gelir.

O an yöresel giyimli yani karalar giymiş başörtüsü de siyah olan bir orta yaşlı kadın  gelin ile damadın yanına yaklaşır.

Kadın, mühendis Cemal'in annesidir.

Cemal elini annesine uzatır. Anne ortada, Cemal ve gelinle fotoğraf çekilecektir...

Gelin Cemal'in kulağına fısıldar.

“Annenin fotoğrafta yer almasını istemiyorum” der.

Bunun üzerine Cemal annesine döner:

“Anne, eve git, kardeşlerimi de al gel, gelin seni istemiyor”

Bunun üzerine anne ağlayarak orayı terketmek üzere gitmeye başlar. Cemal elini kaldırır ve “Müzik dursun” der. Ardından şöyle bağırır:

“Ey cemaat, annemi satıyorum, alan var mı?”

Sessizlik olur, Cemal tekrar sorar, yine kimse cevap vermez. Bunun üzerine Cemal tekrar bağırır:

“Annemi ben satın alıyorum” der eğilir annesinin önce elini, sonra  ayaklarını öper. Annesi oğlunu yerden kaldırır, birbirlerinin boynuna sarılırlar ve ağlamaya başlarlar.

Az sonra Cemal konuşmaya başlar:

“Ben küçükken babam öldü. Annem bana baktı, hem annelik hem de babalık yaptı. Beni okuttu ve mühendis olmamı sağladı. Beni leğende yıkadı. Geceleri üzerimden kayan yorganımı düzeltti.  Üşümeyeyim diye üstümü örterdi. Şimdi evleneceğim gelin benim annemden vazgeçmemi istiyor. Ben annemden vazgeçemem”

Az sonra düğün yerine gelen diğer kardeşlerle Cemal ve annesi birlikte birbirlerine sarılırlar ve birlikte düğün yerini terkederler.Gelin hanım ise ailesiyle evlerine döner. Düğün iptal olur.Bu gönderi Ürdün Amman'dan emekli Türk dostu Kıdemli albay Mervan İsa'dan..Bunun kurgu mu  gerçekten yaşanmış bir olay mı olduğunu sordum.

“Hepsi gerçek” dedi.Demek ki böyle hayırlı evlatlar da varmış.

Bu dünyada sevgi denilen şey değişik değişiktir. Bazılarının sevgisinde ufak tefek de olsa menfaatler varken katıksız bir anne sevgisi hiç birşeye değişilmez.

XX

LİLİ'NİN ÖYKÜSÜ

 Ürdün’den gelen hikaye bana daha önceden derleğim Lili'nin öyküsünü getirdi. 

Daha öncede anlatmıştım.

Çin'li bir gelin olan Lili'nin kaynanası ile arası iyi değildir. Onu öldürmek ister. Bunun için bir aktara gider.  Bir zehir ister. Aldığı zehirli otu kaynanasının yemeğine azar azar atacak ve onun yavaş yavaş ölümünü sağlayacaktır.Aktar “kızım sana istediğin zehiri veriyorum. Ama bir şartım var. Kaynananı seviyormuş gibi davranacaksın. Saygı da göstereceksin ki senin onu öldürmek istediğini kimse anlamasın”Gelin Lili tamam der. Zehirli otu alır. Kaynanasına artık hep sevdiği yemekleri yapar, ikram eder, sevgi ve saygı gösterir.  Zehir sandığı ottan yemeğe azar azar atar.Bu bir müddet devam eder. Kaynana bakar ki, gelini Lili kendisini seviyor, sayıyor, güzel yemekler yapıyor. O da gelinine iyi davranmaya başlar. O da gelinini sevmeye başlar.  Bu gelişmeler üzerine Lili yaptıklarından pişman olur. Kaynanasını gerçekten sevmeye başlar. Yaptıklarından pişman olur.Ve yeniden birgün aktara gider..”Aktar amca, ben kaynanamı zehirlediğim için pişman oldum. Bana ne olur bir pan zehir ver, kaynanam ölmesin” der.Aktar da “kızım ben sana zaten zehir diye zehir olmayan bir ot vermiştim. Sen kaynanana saygı ve sevgi göstermeye başlayınca o da seni sevmeye başladı” der.

Durum anlaşılır.Bu öykü sevginin gücünü göstermiyor mu?

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI