::
20 Nisan 2024 Cumartesi

:

:

:
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mustafa ERDOĞAN Mustafa ERDOĞAN

VURGUNUM

03 Şubat 2020 Pazartesi 09:05

Şu üç  günlük  dünyada yaz yazabildiğin kadar.

NÜKHET DURU ne güzel demiş.

“Senelerle sürer her günüm

Yalnız gitmekten yorgunum.

Zannetme sana dargınım

Ben gene sana vurgunum!”

EVET. GÜZEL TARSUS!..  

Bende bu güzel kente vurgunum.
Ben Tarsus’u ve insanlarını seviyorum.

Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Ama kağıt üzerinde kalıyor hepsi.

Bizimde görevimiz bu. Kimine göre iyi, kimine göre kötü olabiliriz.

Yazıyorsunuz da ne oluyor diyen de var.

Her şeyin modası  var ama gazeteciliğinde modası çıktı.

xx

ALDIRMA

Minik SERÇE ‘in Dağlar’ı..

Sanatçı EDİP AKBAYRAM  seslendirmiş o ünlü eseri.

Başın öne eğilmesin

Aldırma gönül aldırma.

Ağladığın duyulmasın

Aldırma gönül aldırma..

Ne kadar anlamlı ve güzel.

Bizimde yazdıklarımıza kimseler aldırmıyor.

Aldırmayın bakalım bu iş nereye kadar gidecek?

xx

NE DEMELİ?

Evet, bu dünyada kalp kırmaya onu bunu suçlamaya dedikodu yapmaya laf getirip götürmeye gerek var mı?

Omuzu düşüklere laf getirip götürenlere  demeli.

Bir yere yazı yazarsın suç olur , yazmazsın suç olur.

Bir yere gidersin laf olur, gitmezsin laf olur.

Bu Tarsus’ta üç beş kişi var bu dedikoduyu yapanlar.

Hayırlısı gün gelir bu köşede neler  yazılacak. Allah can sağlığı verirse.

Kimse kimseyi bir şey bilmiyor bellemesin. Herkes her şeyi biliyor.

Yalana dolana gerek yok.

Güneş balçıkla sıvanmaz.

Onu bunu gammazlamayın.

Bu yazıyı Cumartesi günü öğlen yazdım. Yazıma başladım ki öğle ezanı okundu.

Bu nedenle ezan hakkı için 2-3 dakika ara verdim yazıma. Ezanı dinledikten sonra devam ettim.

xx

CEVAPSIZ SORU!

Evet bir cevapsız soru var.

SADUN AKSÜT’ün kitabını okudunuz mu?

Birbirine dargın olan sanatçıları yazıyor.. İsim isim..

İçlerinde şöhretlerde var, yıllarca konuşmuyorlar.     

Yani birbirine küsler. Birbirine arkadan sallıyorlar. Ama sonra içlerinden biri ölünce hepsi cenaze törenine gidiyor,  orada buluşuyorlar.

İçimizden biri daha gitti diye gözyaşı döküyorlar.

SADUN AKSÜT bütün bunları anlatıyor ve sonra da kendi kendine soruyor.

“Sahi neyi paylaşamıyoruz”

Bu sorunun cevabı bugüne kadar bulunamadı.

Bende  Aksüt’ün kitabında yazdığı görüşlerine katılıyorum. Cevabı bulunamamış bir soru böyle.

xx

BÜYÜ

Adamın biri büyü yaptırmak ister.

Meşhur bir büyücüye gider. Büyücü büyü yapar.

Adam büyü yapıldıktan sonra sormuş:

“Bu büyü mutlaka tutar değil mi?”

Büyücü:

“Hiç şüphen olmasın” diye yanıt vermiş.“Fakat sakın ha sakın dişi tilkiyi aklına getirme. Getirirsen büyü bozulur.”

Adam “Yahu büyücü, bugüne kadar dişi tilki benim aklıma hiç gelmedi ki! Senin bu sözünden sonra ise dişi tilki hiç aklımdan çıkmaz ki” demiş.

İşte büyücünün dediği gibi. Bazı şeyler var ki, insanın aklından hiç çıkmaz.

Sizde bunlara katılıyorsunuz değil mi değerli okurlar.                                                                                                                           

xx       

BİLGE

Bir vatandaş,bir bilgeye gider. Bilgeye derki:

“Size bir haber getirdim.”

Bile “Dur söyleme. Söyleyeceğin lafın bana bir faydası var mı”

Lafı getiren “yok” der.

“Sana bir faydası var mı”

“Yok”  cevabı gelir.    

“Peki topluma bir faydası var mı?”

Buna da “Yok” cevabı verilir.

Bilge tekrar sorar: “O zaman sus. Sana bir faydası yok, bana faydası yok, topluma faydası yok. O zaman böyle bir lafı bana söyleme” diyerek laf  getiren adamı kovar. Keşke herkes böyle Bilge insan gibi olsa.

XX

NELER GELDİ NELER GİTTİ?

Evet bu hayatta neler geldi ve gitti, geçti gitti.

Adanalı hemşehrimiz YAŞAR KEMAL  ne demiş.

“O güzel insanlar,

O güzel beyaz atlara binip gittiler ve bir daha geri dönmediler”

Yazmakla bitmez..

Söylemekle bitmez bunlar.

Editörümüz bugünlük yerimizin bu kadar olduğunu söyledi, yazımı burada noktalıyorum.

Yazımı bir alıntıyla bitiriyorum.

Ahlaktan bahsediyoruz. İki haftadır Cengiz Hocadan bahsediyorum. Çünkü haklı.

Geçen Cuma hutbesinde depremden bahsedildi.

XX

MÜTEAHHİD BEY!

Müteahhidin  biri yanında bir usta çalıştırıyormuş.

Ustanın emekliliği gelmiş. Emekliye ayrılacak.

“Ben artık çalışmayacağım” demiş usta. Müteahhit de olur demiş. “Şu yaptığın binanın üzerine bir kat daha yapalım da ondan sonra emekli ol” demiş.

Emekli olacak olan usta apar topar binanın üzerine bir kat daha yapıyor.

Ve geliyor, müteahhide “Tamam ağam ben binayı yaptım, artık emekliye ayrılacağım” diyor.

Müteahhit beyde “Tamam usta hadi gel gidelim” diyerek yola düşüyorlar. Yeni yapılan binanın yanına gelip üst kata çıkıyor. Müteahhit bey “Al bu anahtarı yeni daire senin. Burası benden sana geçmiş emeklerin için hediye” diyor.

Usta anahtarı alınca şöyle diyor:

“Ahhh..Ahhhh. Bu binayı bana vereceğini bilseydim, daha sağlam yapardım”

Bu bile ahlak çöküntüsünün  nereye vardığını göstermiyor mu?

İşte toplumda ahlak çöküntüsüne bir örnek. Cuma hutbesinde yaşanmış bu olayı anlatarak halkı bilinçlendirdiği için Cengiz Hocamıza teşekkür ediyorum.

xx

BİR ANEKDOT:

Geçen gün bir ziyaretim olmuştu.

 CHP Tarsus yeni ilçe başkanı Av. Ozan Varal’la mini bir söyleşi yapmıştım.

 Bu ziyaret sırasındaki   konuşmalarımızı  Allah kısmet ederse yarınki köşemden okuyabilirsiniz.

…                                                                                                                              

YENİ HAFTANIZ SAĞLIKLI, MUTLU VE BAŞARILI OLSUN..

 

 

 

Paylaş:  Facebook Twitter Google
YAZARIN DİĞER YAZILARI