Tarsus’a özelliklede merkeze doyurucu yağmur yağmadığı herkesce malum..
Ortalıkta dolaşan gerekçeler o kadar çok ki saymakla bitiremeyiz...
Ağzı olan konuşmasın bize kalırsa sözü olan konuşsun
Bugünkü kuraklık krizi ekonomik krizi sollamış durumda
Ben bu konuya bir öyküyle katkıda bulunmak istiyorum.
******
Uzun süre kuraklık yaşayan bir memleketin ahalisi hergün yağmur duasını çıkmalarına rağmen bir türlü yağmur yağmıyormuş...
Bunun üzerine ahali toplanarak devrin önemli alimlerinden birinin yanına giderek;
-“Hocam biz yağmur duasına çıkıyoruz ama bir türlü yağmur yağmuyor”demişler..
Devrin alimi biraz müsade istemiş....
Bir süre sonra alimin yanına gittiklerinde şu cevabı almışlar:
-“Niyaz ettim ,dua ettim ve gördüm ki sizin bulunduğunuz şehirde bir öksüz çocuk var.Onun bir çift kırmızı ayakkabısı var..-Ödü patlıyor, yağmurda ıslanacak – diye..her gece,her sabah diyor ki“Ya rabbi ne olur yağmur yağdırma da şu ayakkabım,şu çoraplarım ıslanmasın”diye niyaz ediyor.
Alim devamla “Siz çocuğa bir çift ayakkabı alırsanız,bu iş çözülür...”diyor.
Hakikatende çocuğa alınan ayakbanın ardından yağmur yağıyor...
*****
Duanın kabulü için bizim hesap edemediğimiz ya da hesap etmemiz gereken çok neden var.....
Yağmur damlalarının şehrimize hayat vermesini istiyorsak,fersah fersah uzaklaşmalıyız cümle haramlardan,günahlardan,isyanlardan...
Elimize,dilimize ve halimize mukayyet olmalıyız.
Kimsesizin kimsesi,çaresizlerin çaresi olmalıyız.
Küresel sekülerizme karşı imanda ve ihlasta bir duvar örmeliyiz.
Bu şehrin manevi sahiplerinin kemiklerini sızlatacak söz ve davranışlardan elimizi ayağımızı çekmeliyiz.
Birbiri ardımızdan dedikodu değil,dualar göndermeliyiz.
“Salihlerin anıldığı yere rahmet iner”gerçeğini asla unutmamalıyız.
Hasılı kelam
Biz bastığımız toprak gibi mütevazi olmasını bilirsek, rahmanda göklerden rahmet damlalarını indirecektir.